Fehime ALASYA
Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun, bazı Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar, Siyasi Parti Temsilcileri ve İhtiyar Heyeti Temsilcisi, Dipkarpaz'da yaşanan sorunlarla ilgili, dün Belediyeler Birliği’nde toplantı düzenledi.
Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun öncülüğünde düzenlenen basın toplantısında bölgedeki sağlık, eğitimin yanı sıra hür eşeklerle ilgli yaşanan sorunlara dikkat çekildi.
Bu üç noktada yaşanan sıkıntıları örnekler vererek anlatan Coşkun, zaman zaman gözyaşlarını tutamadı.
Duygusal anların yaşandığı toplantıya basının ilgisi oldukça büyüktü. Gördüğü ilgiden memnun kalan Suphi Coşkun ve ona destek veren temsilciler, basın mensuplarına katılımından dolayı teşekkür etti.
Coşkun, “Bunun arkası inşallah gelecek. En az eşekler kadar haklarımız olduğunu hatırlatacağız… Bizleri sadece oy deposu olarak görmesinler” şeklinde konuştu.
Temsilcilerden uyarı: “Tepkimizi arttıracağız”
Belediye Başkanı Suphi Coşkun’a destek veren diğer parti temsilcileri, toplantının ardından YENİDÜZEN’e konuştu.
Başkana her konuda destek verdiğini dile getiren temsilciler, bölgede yaşadıkları sıkıntılara değinerek çözüm istedi. Temsilciler, çözüm bulunmaması halinde tepkilerini arttırarak göstermeye devam edecekleri uyarısında bulundu.
Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun:
“Eşeklerin ve bitkilerin bile sahibi çıktı, bizim sesimizi duyan olmadı”
Eğitim, sağlığın yanı sıra eşeklerle ilgili bölgede yaşanan sıkıntıları örnekler vererek anlatan Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun, bu bölgenin de anayasal hakları olduğunun üzerinde durdu.
Yıllardır gereken desteği ve önemi göremediklerini anlatan Coşkun, “Kimse sesimizi duymadı, eşeklerin ve bitkilerin bile sahibi çıktı, bizim sesimizi duyan olmadı. Karpaz’da sadece deniz, eşek ve bitki yoktur, insan da vardır."dedi.
“Bizim de diğer bölgeler gibi anayasal haklarımız var”
Gördüğü ilgiden memnun kalan Suphi Coşkun, basın mensuplarına katılımından dolayı teşekkür ederek söze başladı.
Belediyeyle ilgili kısa bir bilgi aktaran Coşkun, ilk olarak eğitim konusuna değindi. Bölgede yetersiz öğretmen olduğunu ifade eden Coşkun, şunları belirtti:
"Bölgenin can damarı olan 3 konuyu ele almak ve belediyemizden söz etmek istiyorum: Belediyeye göreve geldiğim beş yıldan bu yanadır 1 kişi istihdam ettik. İşsizliğin hat safhada olduğu bir bölgede gelirimizi yüzde 60'lara çıkardık. Bölgemiz nüfus azalmasına gidiyor, bu adada 69 kültürle beraber yaşıyoruz. Eğitim ve sağlık alanına çok önem veriyoruz. Bizim de diğer bölgeler gibi anayasal haklarımız var. Ortaokulumuz 18 öğretmen yerine 6 öğretmenle eğitime başladı. Aileler önümü kesiyor, neden öğretmen yok diyor. Diğer yanda Rum okulda 40'a 28 öğretmen var.”
EŞEKLER KONUSU…
“Biz malımızla, canımızla bedel ödüyoruz”
Eğitim, sağlık ve eşeklerle ilgili, üç önemli sorunları bulunduğunu ifade eden Coşkun, eşekler konusunda devletin çözüm bulmadığından yakındı.
Coşkun, “Bu eşekler devletindir. Biz malımızla, canımızla bedel ödüyoruz. Orada uzakta olan köy bizimdir, haykırıyorum.
Gelmiş geçmiş tüm hükümetlerden şikâyetimiz var. Kimse sesimizi duymadı, eşeklerin ve bitkilerin bile sahibi çıktı, bizim sesimizi duyan olmadı. Çocuk okutan bir aile 100 dönüm tarla ekiyor, eşekler bir gece girip 30 dönümünü mahvediyor. O ailenin geliri uçup gidiyor. Eşeklerle ilgili böyle sıkıntılarımız var. Eşek kazasında 26 yaşında bir genci kaybettik, cenazesine benim dışımda hiçbir yetkili gelmedi." dedi.
SAĞLIK…
"Doktoru bırakın ebe bile görmedik, ambulansta doğum yapan insanım var”
Sağlık alanında doktor eksikliğine atıfta bulunan Coşkun, “Karpaz’da endemik bitkileri savunan çıktı da, kimse doktorsuz, öğretmensiz kalmamıza ses çıkarmadı” diyerek, milletvekili Ahmet Elbasan, 26 yaşındaki Hakan Çebi ve daha birçok kişinin bölgedeki eksiklikler ve ihmaller yüzünden hayatını kaybettiğini anlattı. Coşkun, 4 yaşındaki Cansu Aydemir’in hastaneye götürülürken polis arabasında can verdiğini, insanların ambulansta doğum yaptığını söyledi. Coşkun, şöyle devam etti:
"Doktoru bırakın ebe bile görmedik, ambulansta doğum yapan insanım var. Haykırıyoruz, Dipkarpaz deyince sadece eşeklerle anılmayalım, sadece endemik bitkilerle bilinmeyelim. Doktora da eğitime de ulaşımımız çok zordur. 2010 yılında dört yaşında böbrek rahatsızlığı olan bir kız çocuğunu, Cansu’yu polis arabasına koyup Erenköy’e götürüyorlar. O sırada arabada ölüyor. Biz bunları yaşıyoruz." dedi.
Bölgede hayatını kaybeden birçok vakadan örnek gösteren Coşkun, "Başkan olmuşuz olmamışız ne yazar. Artık duyun, Karpaz’da sadece deniz, eşek ve bitki yoktur, insan da vardır." şeklinde konuştu.
“Tüm yasallıklar Dipkarpaz'da mı geçerli?”
Babası ve amcasını aynı gün trafik kazasında kaybettiğini belirten Coşkun, kalp krizi geçiren kardeşini, Gazimağusa Devlet Hastanesi’ne yetiştirilmeye çalışılırken yitirdiğini de belirtti ve köyde doktor olsaydı kardeşinin bugün hayatta olacağını ifade etti.
En fazla trafik kazasının Dipkarpaz-Mağusa arasında yaşandığını belirten Coşkun, tüm sivil toplum örgütlerine ve hükümete seslenerek bölgede bitki, hayvan ve çevre yanında bir nebze de insanlara yatırım yapılması çağrısında bulundu.
Artık Dipkarpaz’da konuşan bir halk olduğunu ve tüm belediye yönetimi, muhtarlar ve siyasi parti temsilcileriyle Bakanlar Kurulu’na seslerini yükseltmek için Lefkoşa’ya geldiklerini kaydeden Coşkun, Sağlık Bakanı Filiz Besim’e de 2 aylığına geçici bir ebeyi bölgeye atamasından dolayı teşekkür etti.
"Eğitim konusunda çok geri kaldık. İnsanlar bölgemizde doktor ve öğretmen istemeyi unuttu. Yasal çerçevede halkımla yaşamak istiyorum. Halkımı sürekli çevreye, doğaya karşı uyarıyorum. Bugün Dipkarpaz’ın sahili çevresi korunduysa onu da halk korudu. Biz doğaya bu kadar önem verirken diğer yandan doldurulan denizleri görüyoruz. Tüm yasallıklar Dipkarpaz'da mı geçerli? Artık bilin ki konuşan bir halk var. Artık konuşacağız.
Sağlık bakanı ile görüştük, doktor talebimizi ilettik. 2 aylığına da olsa bölgeye kadın doğum uzmanı yolladı ve sorunlarımıza eğileceklerini söyledi. Lojman tutup doktor göndereceklerini söyledi ama doktorlar da kurulu düzenleri olduğu için bölgeye gelmek istenmiyor. Sonunda bir doktor bulduk. Onu da eşini de ikna ettik, bölgeyi de bizi de sevdiler. Sağlık bakanlığına ilettik. Doktora vatandaşlık da verildi. Tabipler Odası’ndan Mustafa Taşçı, hemen dönüp doktorun üyeliğini iptal etti. Bu durumda bulduğumuz gönüllü doktor, bölgemizde çalışamaz oldu. Lefkoşa'ya gelip Taşçı ile randevuma yetişmeye çalıştım. Kaza olmuştu, geciktim, Taşçı yerinden ayrılmış. Çıkıp olduğu yere gittim. Neden doktorun üyeliğini iptal ettiğini sordum. Bana herkese golifa gibi vatandaşlık dağıtamayız dedi. Bizim için esas önemli olan doktordu. Huzurunuzda Mustafa Taşçı'yı da kınıyorum.
Tüm doktorlara saygımız sonsuz ama toplumun kaderiyle oynamayın. Bölgede doktora ihtiyacım var, ben bölgeye nasıl doktor götüreceğim? Halkımın bölgeden çıkıp Mağusa’ya doktora gelmesi, 600 TL'ye mal oluyor. Şehir merkezinde ise bu rakam 200 TL... Bana gelen doktoru elimden alıyorlar, halkımı zorda bırakıyorlar. Hazır ikna olmuş, gelecek olan bir doktor bulduk, onu da barındırmadık. Her zaman toplumum yasalara uydu. Bize bu mu reva görülüyor.”
“Bizi oy olarak görmeyin”
Konuşmasını anlattığı bir fıkra ile tamamlayan Coşkun, " Bunun arkası inşallah gelecek. En az eşekler kadar haklarımız olduğunu hatırlatacağız… Lütfen herkes bu bölgede halk olduğunu bilsin ve bizi oy olarak görmesin." diyerek toplantıyı sonlandırdı.
Bazı Meclis üyeleri de destek verdi…
Belediye Başkanı Suphi Coşkun’a destek veren diğer parti temsilcileri de YENİDÜZEN’e konuştu.
Başkana her konuda destek verdiğini dile getiren temsilciler, bölgede yaşadıkları sıkıntılara değinerek çözüm istedi. Temsilciler, çözüm bulunmaması halinde tepkilerini arttırarak göstermeye devam edecekleri uyarısında bulundu.
Osman Güngör (Belediye Meclis Üyesi):
"Öncelikli derdimiz sağlık alanında…”
"Öncelikli derdimiz sağlık alanında doktor. İki yıldır doktorumuz bölgede, doktora üyelik de verdiler, vatandaşlık da. Doktorlar bölgeye gelmek istemiyorlar çünkü haklılar. Bu doktoru bulduk çok sevindik. Mağusa'da doktorluk yapıyor iki yıldır, onu ikna ettik, köyü sevdi kabul etti vatandaşlığı da verildi, Tabipler Odası’ndan üyeliğini yenilemiyorlar. Bunun arkasında ne olursa olsun duracağız. Bölgemizin doktora ihtiyacı var.”
Alaadin Güngör:
“Hali hazırda bir doktor bulduk, bölgeye gelmeyi kabul etti, neden engelliyorlar?”
“30 yıldır bölgede örgüt başkanıyım, ayrıca taşımacılık yapıyorum. Bölgemizde 30 yılda en az 30 kişi kalp krizinden öldü. 5,6 kişi sadece benim arabamda kalp krizi geçirdi, hastaneye yetişemedik, yolda öldüler. Ben de kalp krizi geçirdim ama yakındım, Mağusa’daydım kurtuldum. Bölgemizde doktor olsaydı onlar da kurtulacaktı. Bölgemiz atıl durumda bırakıldı. İğne yapınmak için yarım saatlik yol gidiyoruz, doktor şart. Neden bu doktora engel oluyorlar? Hali hazırda bir doktor bulduk, bölgeye gelmeyi kabul etti, neden engelliyorlar, ne istiyorlar, ne istiyorlarsa verelim…”
Acılı baba: “İyi niyet olsa ciddiyet olsa bu konu da çözülür”
Bölgede geçirdiği trafik kazası sonucu 26 yaşındaki oğlu Hakan Çebi’yi kaybeden acılı baba Ali Çebi de basın toplantısının ardından YENİDÜZEN’e konuştu.
Oğlunun eşeğe çarparak geçirdiği ve hayatını kaybettiği trafik kazasının üzerinden 11 yıl geçtiğini belirten Ali Çebi, bölgede hala birtakım ihmaller olduğunu kaydetti.
Çebi, bölgedeki eşeklerin çok başıboş olduğunu ve hala trafik kazalara neden olduğunu kaydederek, suçlunun eşekler değil, yetkililer olduğunu anlattı.
Çebi: “İyi niyet olsa ciddiyet olsa bu konu da çözülür” dedi.
Bölgedeki sıkıntılara da değinen Çebi, şunları anlattı:
“Dipkarpaz ülkenin en uzak belgesi. Öğlen 12 ye kadar sağlık hizmeti veriliyor. İğne vurulmak için dahi Yenierenköy’e yarım saatlik yol gitmek zorundayız. Sabah akşam iğne için gidiyoruz. Halk hasta olmaktan korkuyor, hastalık bölgeye girerse Azrail'e burun burunayız. Hükümetlerin bölgeye yapamadığını biz yaptık, doktor bulduk, ikna ettik, doktor kardeşimiz de buna gönüllü oldu, şimdi onu engelliyorlar. Temel sağlık hizmeti verilemiyorsa hükümet neden vardır. 12’ye kadar bir doktor var, üçe kadar da hemşire var ama onların yetkileri sınırlı. İğne dahi yapamıyor. Ambulans var, eczane yok. İyi niyet olsa ciddiyet olsa bu konu da çözülür. Milli Park yaptık deniliyor, nasıl milli park. Bu bölgeye yerli yabancı binlerce turist akışı var. Oteller bölgemize kilise ve eşekler için geliyor, yollarımız yol değil. Yeni yeni çukurları doldurmaya başladı. Çok teşekkür ediyoruz ama bu çukurlar yine açılacak. Karpuz halkı da bizim vatandaşımız, dışlamalıydım.”