EN ETKİLİ MERHEM

Neşe Yaşın

Bazı insanların bize karşı ayırdında olmadığımız gizli bir hınçları var. Tıpkı bizim de bazı kimselere örtük bir öfke duyuşumuz gibi. Dile getirilmediği için bilemeyiz ama birileri nedense buz keser bizi görünce; bakışlarını kaçırır, bulunduğumuz ortamdan uzaklaşmaya çalışır. Bazen bir ip ucu irkiltir bizi. Hayretle fark ederiz doğru düzgün iletişimde dahi olmadığımız bazı insanların bize karşı olan negatif tutumlarını. Söz konusu insan hayatımızda önemli birisi değildir. Uzak bir tanış, dolaylı bir tanışıklıktır bu çoğu zaman. Yani onlarla değil de onların yakınlarındaki bazı insanlarla bir problem yaşamış olmamız söz konusudur geçmişte. Belli ki bize dair bazı olumsuz anlatılardır onlara ulaşan ve hakkımızdaki kavrayışı oluşturan. Beni şok eden bazı tavırlar karşısında bu soyağacına başvurur, düğümü çözüveririm kimi zaman. İçim acır elbette.

Bazen de derin, özel bir hayranlık ve sevginin nefreti dönüşmesidir yaşanan. Farkında bile olmadığımız bu sevgi karşısında gösterdiğimiz lakaytlık ve soğukluk kalbini acıtmıştır onların. Dünya yuvarlaktır, çok severken birden nefrete geçebilirsin. Bu daha da acıdır. Çok hayran olduğumuz insanların kusurları daha fazla batar gözümüze.

Başka insanlara hemen kollarını açanlar vardır. Abartılı sevgi gösterileri, jestlerle doludur bazı hayatlar. Ben soğuk nevaleyimdir genelde. Kalbimdeki sevgi gözlerimde kendini ele verir ama. Sevgimi sözcüklerle değil de başka türlü göstermek isterim. Başkası için açık ya da gizli bir şeyler yaparak. Bazen susarak. Susmak o kadar önemlidir ki ilişkilerde. Görürsün ve kimseye söylemezsin. Susarak bir yanlışın düzeltilmesi için zaman tanırsın kimi zaman. Bir diyalogda susmak başkasının konuşmasını ağırlamaktır. Dinlemek için susmak gerekir.

Bazen de hata yapmaktan korktuğu için susar kişi. İnsanlar bazı sözcükleri yanlış anlamaya meyillidirler. Bilmeden kalp kırmak çok yaygındır.

Susmalarım düşünmek, sindirmek içindir kimi zaman. Bir şey kalbimi kırar ve dile getirmeden önce biraz daha gözden geçirmek, belki çok güvendiğim bir üçüncü kişiye anlatıp dışarıdan birisinin görüşünü almak isterim.

Bazen de susmalar birikir ve bir bohça oluşturur o kişiye karşı. Çok da önemli olmayan yeni bir yanlışta patlayıverirsin. Karşıdaki haksız bir mağduriyete uğradığını düşünür o zaman. Oysa senin biriktirdiklerinle bardağı taşıran son damladır söz konusu olan.

Herkesin bizi sevmesi ya da en azından olumlu bir izlenim taşıması mümkün değil. Başkalarının bize karşı tutumları bizim kim olduğumuzdan çok onların kim olduğuyla ilgidir çoğu zaman. Üzücü olan aslında çok daha yakın olmamızın mümkün olduğu bazı insanlarla farklı kutuplara itilmiş olmamızdır. Bilmeden kırdığımız kalpler ve kırılan kalbimizdir.

Çok daha rahat geçmesi mümkünken lüzumsuz hırpalanmalarla doludur bazı hayatlar. Çatışmalar, kırgınlıklarla ilgili anlatılar dinlemekten bıkıyorum kimi zaman ama bunlarsız olması mümkün değil sosyal bir hayatın. İnsan insanın cehennemi de cenneti de olabilir. Üzücü olan bu.

Yaz biraz da böyle bir mevsim sanki. Yaz kalabalıklar demektir benim için. Seyahatler,

Güzel anıları, mutlu anları çoğaltmak bizim elimizdedir bazen. Susarak bir çatışmayı engelleyebilir, başka bir düzleme geçebiliriz. Susulacak yeri bilmek önemlidir tabii. Bazı karşılaşmalar, başkalarının acı tatlı hikayeleri ile doludur.durumlarda yalnızca çığlık atarsın. Uyandırmak için gerekli olan sadece çığlıktır kimi zaman. Hep çığlık atarsan etkisi azalır zaten gösterdiğin tepkinin. Yerini bulmuş bir çığlıktır önemli olan.

Kalplerimizdeki kırıklarla oradan oraya sürüklenirken en etkili merhemin yaratıcılık olduğunu unutmamak lazım. Freud yaratıcılığın en etkili uyuşturucu olduğunu söyler.

Elimizden ne geliyorsa onu yaratmaya yönelebiliriz. Kendimizi yeniden yaratmak da dahil buna. Birisini sevindirmek de mutlu bir anı yaratmaktır. Başkalarının yaratımlarına tanık olmak; kitap okumak, film izlemek, sergi dolaşmak da iyi gelen şeyler insana.

En çıkmaz sokağı bile şenlendirecek bir müzik vardır. Yenik düşmemek için sanata sarılmak en etkili yol bana kalırsa.