Yunanistan Başbakanı Tsipras, tahmin edildiği gibi erken seçim kararı aldı.
Almak zorundaydı ve ne yazık ki yarattığı umut ışığı, Batılı toplumlara farklı bir sosyo-ekonomik çıkış bulma hevesi erken seçim sonrasında pek devam edecek gibi gözükmüyor. Belki de seçimi kazanmak bile istemiyordur genç Yunan Başbakanı, zira hem seçimde hem de referandumda söylediklerini yerine getiremedi. Bu durumda bir 'çatı' olan Syriza çatladı, parti içinden muhalifler ortaya çıktı.
Tsipras seçim kararını kamuoyuna açıklarken bir de şiir okudu: Dünyaca ünlü Türk şairi Nazım Hikmet'in o çok meşhur dizelerini...
"EN GÜZEL DENİZ HENÜZ GİDİLMEMİŞ OLANDIR" dedi Tspiras, Nazım'ın diliyle...
Ve kitlelere umut verdi, gelecek için...
xxx
Yunanistan ekonomik nedenlerle erken seçime gitme kararı alırken, bir diğer 'anavatan', Türkiye de farklı ama çok daha ağır koşullarda yeniden 'sandık' kararı aldı. Türkiye'yi birbuçuk aydır hükümetsiz bırakmak, bu arada Kürt-Türk çatışmasını körükleyip HDP'yi PKK ile özdeşleştirmek ve seçimde oylarını milli histerilerin kabarmasıyla AKP'ye kanalize edip, mecliste gereken çoğunlukla 'Başkanlık Rejimi'ne geçmek bir 'plan'ın sonucuydu.
O planı tek başına yazan isim, devletin tepesindeki Erdoğan'dı.
Recep Tayyip Erdoğan 1 Kasım tarihini açıklarken ve geçiş hükümetini de sadece AKP'lilerden kurmayı planlarken Tspiras gibi şiir okumadı, "EN GÜZEL DENİZ"den de söz etmedi, "HENÜZ BÜYÜMEMİŞ EN GÜZEL ÇOCUK"tan da...
Ama o da geleceğe ilişkin umut pompalamayı ihmal etmedi.
xxx
Kıbrıs'ta 1964'te BM Güvenlik Konseyi kararıyla oluşmuş sürerdurum aradan geçen 51 yıla rağmen bir milim değişmemişken ve bölge ile dünyada her türlü değişim ve dönüşümler sürerken, adadaki müzakere sürecinin pozitif havası iki 'anavatan'ın vaziyetinden etkilenmeyecek mi acaba?
Her ikisinde de kelimenin tam anlamıyla 'herşeye gebe' bir ortam var. Gerek Yunanistan'ın, gerekse Türkiye'nin nerede duracağını kestirebilmek imkansız.
Bu istikrarsız ortam ve girilen erken seçim süreçleri müzakerelere iyi bir ivme verecek diye umutlanmak zorlama bir beklenti olur.
Aksine, özellikle Türkiye'de hem giderek derinleşen iç savaş, hem de seçim atmosferinde Kıbrıs'ta milliyetçi bir dalgalanma, hatta kabarma olabilir.
'Nezle-zatürrree' ilişkisi var nasılsa...
Dış faktörlerden sürekli medet uman, pesimizmle yoğrulmuş ruh halimizi bir kenara bırakıp Kıbrıs'a çözümü kendi ellerimizle getirmeyi hedef koymazsak önümüze eğer ve kendi şiirimizi kendimiz yazıp okumazsak, umutları yeşertmek için, bizim gideceğimiz deniz bellidir.
Ne yazık ki "EN GÜZEL DENİZ" değildir o...