Hiç durup düşündünüz mü bilmiyorum; yaşamımızın, hayatta kalışımızın, varoluşumuzun temelinde aslında karşılanmayı bekleyen sayısız fiziksel, sosyal, duygusal, cinsel vb ihtiyaçlarımızın yattığını... Ve bunların ne kadar erken zamanda farkına varıp, uygun şekilde karşılayabilirsek hayatımızı da o denli kaliteli yaşadığımızı... Biraz daha somutlaştırıp anlatalım. Diyelim ki karnımız çok acıktı. Bunu ne denli erken fark eder ve açlığımızı giderirsek, açlığın yarattığı huzursuzluktan o denli çabuk uzaklaşmış olur ve diğer ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelebiliriz. Ancak açlığımızı erteler, veya yapmak zorunda olduğumuz şeylere odaklanıp yok sayarsak sonrasında sağlıklı seçimler yapmamız zorlaşacağı gibi, ihtiyacımızdan fazlasını yiyerek karnımızı ağrıtabilir veya çok uzun süreler aç kalarak sağlık sorunları yaşayabiliriz. Tüm ihtiyaçlarımız da burda anlatılana benzer bir şekilde işler aslında... Örneğin eşi tarafından görülüp duyulmayan birini düşünelim; bu kişi fiziksel değil duygusal açlık yaşıyordur. Uygun olan bunu eşi ile konuşup talep etmesi, ihtiyacını alamayacağı bir kaynak varsa o noktada kalmakta ısrar etmemesidir. Ancak kişi eşi ile konuşmaz, veya talep etmesine rağmen ihtiyacı uygun kaynaktan uygun şekilde karşılanmaz ise ortaya çıkan bu duygusal açlık adeta fiziksel anlamda açlıktan gözü dönmüş bir insanınınki gibi yaşanır. Yani kontrol yavaş yavaş elinden çıkar ve bu ihtiyacı uygun olmayan kaynaklardan, uygun olmayan şekillerde karşılayıp zarar görmesine veya hiç karşılamayıp ruhsal rahatsızlıklarla boğuşmasına neden olur...
İhtiyaçları Fark Etmek Ya Da Edememek! Tüm Mesele Bu Mu?
İhtiyaçlarımızın farkına varmak kadar sıralanması da önem taşımaktadır. İhtiyaçların farkına varılmaması veya sıralanamaması yani; öncelikli ihtiyacın karşılanmasının ertelenmesi kişide zorlanmaya ve çeşitli ruhsal ve/veya fiziksel sorunlara yol açar. Örneğin karnım açken ders çalışmaya çalışmak ya verimimi düşürür ya da ders çalışmayı işkenceye dönüştürür. Bu noktada kişinin ihtiyaç sıralamasını uygun şekilde yapması, yani karnı acıkınca yiyip dersine geri dönmesi verimini arttıran bir sıralama şekli olacaktır. Karşılanmayan her ihtiyaç zihnimizin bir köşesinde tamamlanmayı bekleyen bir iş olarak bekler ve bu bizi en basiti daha gergin, daha dalgın, daha unutkan ve daha mutsuz bireyler yapar. Tabi ki ihtiyaçların sağlıklı bir şekilde giderilememesinin temelinde ihtiyaçların yargılanması da büyük bir rol oynar. Özellikle psikiyatrik yardım alma ihtiyacı toplumumuzda çok sık yargılanan ve kişinin yardım almasını engelleyen bir durum olması açısından önem taşımaktadır.
Sağlıklı Bir Birey İhtiyacının ve Davranışının Sorumluluğunu Alandır!
Sağlıklı bir bireyin ihtiyaçlarının farkına varması kadar, bunları karşılayacak sorumluluğu alacak olgunlukta olması da beklenir. Aksi takdirde kişi mağdur, çaresiz gibi rollere bürünerek ihtiyaçlarının başkaları tarafından karşılanmasını bekler ve sonuç tabi ki genellikle hüsran olur... Ve gelelim en başta sorduğumuz soruya? En son ne zaman kendine ‘Benim şu an neye ihtiyacım var?’ diye sordunuz. Ya da ‘Bunu yapmak zorunda olduğum için mi kendi ihtiyacım olduğu için mi yapıyorum?’ diye! Çoğumuz hayat koşuşturmacası içerisinde, çoğu zaman temel ihtiyaçlarımızı dahi sorgulamadan hedefe odaklı yaşıyor ve hem tükeniyor hem de tüketiyoruz. Biraz durup yavaşlamanın, kendinizi ve sevdiklerinizi duymanın, hem kendinize hem onlara daha şefkatle daha az yargı ile yaklaşmanın zamanı gelmedi mi? Benden söylemesi: Ne zaman ki bir ‘ideal fikrine’ takılıp, o anki durumunuzu, koşullarınızı, gücünüzü, kapasitenizi, ihtiyacınızı sorgulamadan saplantılı bir biçimde o yolda koşmaya başlarsınız istisnasız zarar göreceksiniz. Ama ruhen ama bedenen... Kuraldır şaşmaz, ihtiyacını duyup gidermemek tüketir insanı.... Sağlıkla...