20 Mayıs’tan itibaren hızlı bir dalgayla başka işyerleri de açıldı. 1 Haziran’dan itibaren otellerin, casinoların da içinde olduğu iş/eğlence yerleri de açılacak…
‘Açılacak’ kelimesi güzel de açılmanın ardından olabilecek şeyleri de düşünmeden edemiyoruz.
İşyerlerinin açılması, kapalı kalmaması, herkesin yeniden ekmeğini kazanabilecek olanaklara kavuşması istenen/özlenen bir şey…
Ancak yine de endişe duymamak olmaz.
Zaten insanımız en temel kural maske takmayı bile şimdiden ihmal etmeye başlamışsa, otel, plaj, casino gibi yerlerin açılmasının ardından nasıl bir durum ortaya çıkar acaba!
Ardı ardına aşamalar hızlı geçilirken çok doğaldır ki iki aydır kapalı kalan insanımızın “artık her şey bitti ki her taraf açılıyor” deyip tedbir kurallarını da ihmal etmesi bu aşamadan sonra beklenen bir durumdur.
“Maskeni tak, sosyal mesafeyi koru” diye uyardığın bir kişi size “sen ne diyorsun, her taraf açıkken, bunların ne önemi kaldı ki!” diyebilir…
Ve anlaşılıyor ki aşamalar geçilirken, açılmayan yer kalmazken açılan yerlerle ilgili de kafalar karışık. Açılan ve açılacak işletmelerin sahipleri bile ne yapacaklarını bilmiyorlar… İşletmelerini hangi şartlarda işletebileceklerini öğrenebilecekleri bir muhatap arıyorlar… Yılların turizmcisi, araştırmacısı Zekai Altan da sosyal medya hesabından bunları sorguluyor… Kendi de bir eco/agro otel işletmecisi olmasına rağmen açılma kararları alınırken halkın sağlığının gözetilip gözetilmediğini sorguluyor;
“a)Gelecek misafirlerin güvenliği ve denetimi nasıl sağlanacak ve sorumluluğu kim üstlenecek?
b) Gelen misafirlerin sıcaklıkları ölçülmeyecek mi? Ölçülecekse her işletme sıcaklık ölçüm aleti almalı mı?
c) Fiziksel şartlar, mesafe nasıl ayarlanacaktır. Misafirlerin kaynaşması nasıl önlenmelidir?
d) Yiyecek ve içecek servisleri hangi standarta göre yapılmalı, nasıl malzeme kullanılmalı ?
e) Kullanılacak WC ve odalar sık sık dezenfekte yapılmaycak mı?
f) Gelen misafirler için kayıt tutulmaycak mı?
g) Güvenli bir korunma ve koruma nasıl olmalı, sağlanmalı?
h) Gelecek misafirlerin sağlık durumları nasıl saptanacak veya bilinecek?
i) İşletmecilere konu hakkında ciddi düzeyde eğitim verilecek mi?
j) İşletmecilere ve çalışan pesonele test yapılacakmı?
k) Küçük işletmelerin hizmet verecekleri yatak kapasiteleri belirlenecek mi?”
Bu soruların bazıları aslında otomatik yapılması gereken bazı uygulamaları içerirken bazıları konusunda gerçekten de belirsizlik var. Otel ve plajlarla ilgili alınan kararla açıklanan genel bir de uygulama planı var ancak işletmeciler özelde bir bilgi/ilgi istiyorlar.
Bu sorulara, yine paylaşımın altında başka sosyal medya kullanıcıları cevap vererek veya yol göstererek (Böyle olabilir, şuraya bak gibi) yardımcı olmaya çalışıyorlar…
Zekai Altan bir de öneri yaparak iç turizmle ilgili uygulanabilecek bir yöntemi sunuyor; “Bu ülkede ‘Add on Holiday’ (Ek Tatil) sisteminin uygulanması gerektiği önerisini yapmak gerekir. Bu sistemle özellikle bordrolu çalışanların nakit harcama yapmadan birkaç işletmede tatil yapmaları sağlanmalıdır. Bu sistemle maliyet artışı olmadan kazan kazan ‘win win’ avantajı yaratılmış olur.”
Elbette ki en azından Altan’ın işyerleri gibi işyerleri, küçük oteller veya büyük oteller böyle bir uygulamadan yararlanabilir mi bakmak gerekir.
Ancak böyle hallerde piyasada nakit akışı nasıl sağlanır onu da çözmek gerek.
Yine ekonomik çözümler, nakit akışından söz ediyoruz ama yine öncelikle sağlıkla ilgili tedbirlerin elden bırakılmaması, işyerleri açılırken rehavete kapılmaktan uzak durulması ve hemen çok kazanmak için sağlık tedbirlerini uygulamaktan vazgeçme yoluna gidilmemesi için denetimlerin sıkça uygulanması önemlidir.
***
Öte yandan hafta sonu bayram olması nedeniyle ben kısıtlama beklerken camilerde ibadetin de serbest bırakılacağını öğreniyorum… E, o zaman vatandaşın bütün tedbirleri bırakması da doğal olmaz mı!..