Kıbrıs Hidrojen Üreticileri Birliği başkanı Makis Ketonis 13 Ekim 2021 tarihinde Kıbrıs’ ta muhtemel hidrojen kullanımı ile ilgili olarak gerçekleşen mülakattaki sorularımızı şu şekilde yanıtladı:
Avrupa Yeşil Mutabakatı’ nda belirtildiği gibi Hidrojen (H2) üretimi sera gazı salınımlarını azaltabilir mi ve Yeşil Hidrojen hangi alanlarda fosil yakıtın yerini alabilir mi?
Avrupa Yeşil Mutabakatı toplumun insani değerlerini merkeze koyan hedefi ile gerçekten çok radikal ve iyimser amaçlar güdüyor.
Değişimi getirecek olan şey kesinlikle tek başına hidrojen değil; ancak diğer tüm yakıt formlarının yerini alabilecek durumda olmasından dolayı da gündelik hayat kalitesini geliştirecek önemli bir faktördür. Bu adım adım, koordineli ve organize bir şekilde olacak ki; yakıt ve madde fiyatlarının artması gibi gereksiz problemlere sebebiyet verilerek çevrenin, insan yaşam ve sağlığının korunup geliştirilmesi amaçlarını güden gerçekleşmesi muhtemel değişimlere yönelik tepki ve düşmanlık yaratılmasın.
İşin özünde, hidrojen Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ nın geliştirilmesinde oksijen görevi görecek çünkü Yenilenebilir Enerji Kaynakları aracılığı ile üretilecek ve kullanımı çeşitlilik gösterecek.
Hidrojen Üretiminde Pilot Program
Pek çok ülkede Hidrojen taşımacılık alanında kullanılmaktadır. Ülkemizde bir pilot program gerçekleştirilmesi gibi bir düşünce var mı? Hidrojen nasıl üretilir?
Şu an, yılda yaklaşık olarak 140 ton Yeşil Hidrojen üretimi yapılması; taşımacılık alanında ve özellikle de otobüs gibi belirli bir güzergâhı ve tarifesi olan ve dolayısı ile de öngörülebilir bir yakıt tüketimi olan toplu taşımacılık araçlarında kullanılması amacıyla Avrupa Birliği’ den fon alınması için gerekli başvuruların yapılmakta olduğu iddialı bir pilot program oluşturuldu.
Üretilmesi hesaplanan miktar; 22 yolcu kapasitesinin üzerinde olan ve günlük olarak da 300 km civarında yol kesen 15 adet M3 sınıfında otobüste yakıt olarak kullanılması için tatmin edicidir.
Hidrojen (Η2) elektroliz sürecinden yani Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ ndan üretilen elektrik enerjisinden ve sudan üretilecek (sözü geçen başvuruda Rüzgâr Enerjisinden üretilen elektrik enerjisinden üretilecek).
Üretim sürecinden Hidrojen ve daha sonra sanayide ve tıpta kullanılabilecek olan Oksijen ve üretilen Hidrojen’ in depolanması amacı ile kullanılabilecek olan Isı açığa çıkacak.
Elektrik Enerjisinin Yakıta Dönüştürülmesi
Hidrojen özellikle taşımacılık alanında kullanılmak üzere alternatif bir yakıt olarak düşünülüyor. Peki hidrojen mevcut arabalarda da yakıt olarak kullanılabilecek mi? Arabalarda herhangi bir değişim veya modifiye yapmaya gerek olacak mı?
Araçlara yapılacak yakıt ikmalleri mevcut benzin istasyonlarında mı olacak?
Bir alternatif yakıt olarak Hidrojen’ in temel kullanım alanının taşımacılık sektörü olacağı düşünülüyor. Şu an kullanılan hemen hemen tüm araçlardaki mevcut içten yanmalı motorlar Hidrojen (H2) kullanımı yapamıyor. Birleşik Krallık’ taki, Hollanda’ daki ve Almanya’ daki farklı şirketler içten yanmalı motorların Hidrojen (H2) ile çalışabilmeleri için gerekli olan dönüşümü araştırıyor.
Görüldüğü gibi bu yöntem herhalde her alanda ve basit bir biçimde uygulanamayacak. Bir geçiş döneminden sonra yeni araçlar özel istasyonlardan tedarik ederek depolarını dolduracakları hidrojeni elektrik enerjisine çeviren ve aracın hareket etmesini sağlayan yakıt hücreli makinelerle donatılacak.
Bu yakma sürecinden açığa çıkacak olan şey bizi şehirlerin içinde boğan egzoz dumanının yerine araçların eksozlarından çıkacak olan su olacak.
Ηidrojen (H2)’ in 2030 yılına kadar ilk etapta özellikle büyük ve uzun araçlarda kullanılması ve devamında araba sanayisinin toplu olarak yakıt hücreleri (fuel cells) teknolojisine geçtikten sonra da küçük özel araçlarda kullanılması hesaplanıyor.
Bunu söylerken tabi ki şu an Toyota, Hyundai, Mercedes, B.M.W gibi Hidrojen (H2) ile çalışan araba üreten araba sanayisi devlerinin de olduğunu biliyoruz.
Sadece, toplu taşıma araçlarında kullanılması çok önemli bir konu ve gerekliliktir çünkü elektrikle çalışan otobüslerin kullanılması gibi alternatif yöntemler; araç ağırlığı ile orantılı yük taşımacılığı, Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ ndan üretilen temiz enerji kullanımının garanti edilmesi, ancak daha çok da şarj edilme süresi gibi Yeşil Hidrojen (H2) ile çalışan araçlarda karşılaşılmayan bazı sorunları da beraberinde getiriyor .
Bütün çabalar ve planlar mevcut benzin istasyonlarının ve altyapıların kullanılmasını hesaplıyor. Hidrojen (Η2) tedarik pomplarının mevcut benzin istasyonlarına entegre edilmesi; altyapıların sinerjisi ve bağlantılı bir biçimde çalışmaya devam etmesi amacıyla incelenen bir konu.
Kesinlikle ayni organik yapıların ve ayni insan ve ekonomik kaynakların kullanımı ile çözümler bulunacak.
Hidrojen Üretiminde Tuzdan Arıtılmış Deniz Suyunun Yeri
Kıbrıs Cumhuriyeti deniz suyundan su arıtma birimleri kurulumları ile içilebilir suya ulaşmayı yağış miktarından ve hava koşullarından bağımsız bir hale getirmeyi başardı. Deniz suyundan su arıtımı yapmak için yeni birimlerin kurularak suya erişimin kolaylaştırılması, bol miktarda Hidrojen üretimi ve tedariği yapılmasına da yardımcı olabilir mi?
Hidrojen (H2) üretimi yapılabilmesi için elektroliz sürecindeki elektrolit sisteminin daha iyi bakılıp muhafaza edilmesi amacı ile suyun kalitesinde bazı özelliklerin olmasını gerektiriyor.
Çeşmelerimizden akan ve kullandığımız suyun kalitesi kesinlikle tatmin edicidir. Dolayısı ile diyebiliriz ki deniz suyundan içilebilir su arıtma birimlerinde üretilen su da elektrolitlerde kullanılmak için yeterince tatmin edicidir.
Sayılar ile ifade edecek olursak 1 Kg Hidrojen (H2) üretimi için gerekli olan su miktarı 10 litredir.
Bir Geçiş Süreci Yakıtı Olarak Doğal Gaz
Bugün hidrojen üretimi için gerekli olan elektrik enerjisi miktarının doğal gazdan sağlanması mümkün müdür? Avrupa Birliği’ nin bu konudaki önerisi nedir?
Hidrojen ekonomisine ve kullanımına geçişin adım adım olması gerekir.
Dolayısıyla doğal gazın, özellikle halen kullanımına geçiş yapacak şekilde ithal edemediğimiz Kıbrıs’ ta, sera gazı salınımlarının azaltılmasındaki birinci adımda, enerji pazarına entegre planının devam etmesi gereklidir ancak programlı bir biçimde ve altını çiziyorum aynı zamanda da ona olan bağımlılığın adım adım azaltılması ve devamında da pazardan kaldırılması vizyonuyla; ki Yeşil Hidrojen üretiminde gerekli olan Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ nın pazara girmesinde engelleyici faktör işlevi görmesin.
Avrupa’ nın ve Uluslararası Toplumun doğal gaz konusundaki yaklaşımına gelecek olursak; sizin de çok iyi bildiğiniz gibi tüm Uluslararası Finans Kuruluşları; doğal gaz da dahil olmak üzere fosil yakıt alt yapıları için olan yeni yatırımları ve fonları ya dondurdular ya da durdurdular. Ve sanırım bu durum da herşeyi gayet iyi açıklıyor.
Doğal gazın Kıbrıs enerji pazarına ithal edilip dahil edilmesi ile ilgili söylenen en ilginç şey ise fon için onay alan en son projelerden biri olması gerektiğidir.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK)’ ndan Üretilen Elektriğin Sürdürülebilir Yönetimi
Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ ndan elektrik üretiminin en önemli dezavantajı depolamadır. Rüzgar enerjisinden ve güneş enerjisinden elektrik enerjisi üretiliyor ancak depolama ilave bir maliyet gerektiriyor.
Hidrojen üretimi ve depolanması, Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ ndan üretilen elektrik enerjisinin depolanmasında ortaya çıkan problem için alternatif bir çözüm bulunmasında yardımcı olabilir mi?
Gerçekten sizin de belirttiğiniz gibi Yenilenebilir Εnerji Kaynakları’ nın zayıf noktası ve dezavantajı; Güneş ve Rüzgâr’ ın temel enerji kaynağı olduğu durumlarda elektrik enerjisi üretimi miktarının kontrol edilemeyişidir.
Dolayısı ile sabit bir çizgide ilerlemeyen bu üretim Yenilenebilir Enerji Kaynakları gelişimini yavaşlatmaktadır.
Yeni teknolojinin ve değişik metodlarla üretilen depolama birimlerinin de üretime dahil edilmesi ile durum değişecektir.
Enerji taşıma ve dağıtım şebekelerinde, ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları üretim birimlerinde istikrarı ve dengeyi sağlamak için enerjiyi kimyasala dönüştürüp depolayan ve gerektiğinde de tekrardan elektrik enerjisine dönüştüren ve bu yöntemle şebekeye daha standart bir elektrik enerjisi tedariği yapan Pil’lerden oluşan sistemler oldukça yaygındır. Bu birimler, pillerin fiyatlarında yaşanan önemli düşüşten dolayı son 5 yılda üretim ve taşıma sistemlerine dahil edilmişler ve ekonomik olarak da gerçekçi çözümler üretilmesini sağlamışlardır.
Şu an elektrik enerjisi kullanımı ve hidrojen üretimi; enerji üretimi, depolanması ve taşınması problemine her koşulda bütüncül bir çözüm sunabilecek gibi görünüyor.
Çünkü sadece Yenilenebilir Enerji Kaynakları’ ndan şebekeye dağıtılacak olan enerjiyi bütünüyle absorbe edip dolayısıyla da muhtemel şebeke kullanımından dolayı enerji azalması ve kesilmesi riskini engellemekle kalmıyor; aynı zamanda enerjiyi alternatif bir yakıt olan ve taşımacılık, sanayi ve mobilite gibi diğer enerji tüketim alanlarında kullanılan Hidrojen’ e çeviriyor.
Enerji Ekonomisi Döngüsü tamamıyla bundan ibarettir.