Kuzey Kıbrıs’ ta mal ve hizmetlere yapılan zamlar, dur durak demeden devam ediyor. Halk, çaresizlik içinde, pahalılığa feryat ediyor.. Geçim derdi, ülkenin en önemli sorunu olarak karşımızda duruyor.
2023 Nisan ayı enflasyonu da bunun en önemli kanıtı. Aylık enflasyon, yüzde 5.30 olarak gerçekleşti. Mart ayında ise yüzde 2.10 idi. Bir ay içindeki yükselişi görrebiliyorsunuz. Aralık ayına göre, 4 aylık enflasyon da, yüzde 15.46 oldu.
Bu bağlamda, yıllık enflasyon ( Geçen Nisan’ dan bu Nisan’a) yüzde 67.34’ e ulaştı. 4 aylık gida enflasyonu ise, yüzde 20’ ye yaklaştı.
Döviz kurlarının yükselişe geçmesi ve Nisan ayına yansıyan birçok zamdan ötürü, Nisan ayı enflasyonunun, Mart ayından daha yüksek çıkacağını, daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Nitekim, öyle oldu.Kurların, Mayıs ayı ile birlikte daha da artması, enflasyonu daha da yükseltebilecektir.
Türkiye’ deki seçimlerden sonra, kurların ve enflasyonun daha da artacağı kaygısını, birçok uzman taşımaktadır.
Türkiye’de ise, resmi rakamlara göre, Nisan ayı enflasyon oranı yüzde 2.39, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 43.68 olarak gerçekleşti. Görüldüğü üzere, yıllık enflasyon oranımız, şu anda Türkiye’ den yaklaşık yüzde 24 daha yüksektir. Bu durum, ayni para birimi kullanmamıza rağmen, Türkiye’ den çok daha pahalı olduğumuzun resmidir.
Ülkemiz, Türkiye’ye göre, piyasasında döviz kullanımı çok daha fazla olan bir ülkedir. Piyasada, dövizle fiyatlandırılmayan neredeyse mal ve hizmet yoktur. Yurt dışından gelen malların fiyatlanmasına, kiralardan, araçlara, okul harçlarına kadar, pek çok yerde döviz kullanıldığı için, tüm bunlar enflasyona yansımaktadır.
Öte yandan, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Nisan ayı sonunda, aylık 14 bin 148 TL’ ye yükselmiştir.Asgari ücretin net olarak 11 bin 800 TL olduğunu düşünürsek, asgari ücret sadece gıda harcamalarına bile yetmemektedir. Yani, açlık sınırı, asgari ücretten 2.348 TL daha fazladır.
Ülkemizde, başta et, tavuk, yumurta, süt, süt ürünleri, su vb tüm temel gıda ürünlerinde, ilaç ve temizlik malzemelerinde zam yağmuru devam ediyor. Piyasada nerdeyse zam yapılmayan mal ve hizmet kalmadı. Ayrıca, devletin ve belediyelerin birçok vergi, resim ve harçlarına da okkalı zamlar yapıldı.
Hayatı ucuzlatmak için, Hükümet tarafından yeterli tedbirler alınmadığı için, enflasyon ve pahalılık artmakta, hayat pahalılığının yasa gereği ödenmesi sonucunda, devletin ve belediyelerin bütçelerine de, aşırı külfet gelmektedir.
Hükümet, özellikle temel gıda, ilaç ve temizlik malzemelerinde yapılması gereken vergi indirimlerini bir türlü yapmamakta, denetimler yetersiz kalmakta, bundan dolayı da, hayat bir türlü ucuzlamamaktadır.
Piyasada denetim yapamazsanız, fiyatlar uçar ve gider. Bu konu ile alakalı ben Güney Kıbrıs’ı takip ettiğim zaman şunu gördüm. Hükümet kar marjları ile ilgili bir yasa çıkardı. Temel gıda mallarının bazılarında kar marjlarına bir “üst limit” koydu. Dolayısı ile, aşırı fiyat yükselişlerini engellediler. Türkiye’de de, bazı temel gıda ürünleri ile alakalı benzer şeyler yapıldı. Bizde de bir yasa çalışması başlatılacağı bilgisi vardı ama sonuçlandığını duymadım.
Hükümet’in deprem nedeni ile geçirdiği, maaş kesintileri ve ek vergiler getiren yasa, ülkedeki birçok ekonomik faaliyetlere ek vergi maliyeti getirilecektir. Elbette ki, bu da pahalılığa ve enflasyona yol açacaktır.
Hükümet, kaynak yaratmak için, ek vergiler getiren bir yasayı uygulamaya koyarken, öte yandan, yeni üst kademe yöneticileri atamakta, ayrıca, seçim öncesi, 70 kişilik münhalsiz, sınavsız geçici işçi alma yoluna gidileceği iddiaları, basında yer almaktadır. Bu icraatlar, zaten sıkıntı içinde olan bütçeye, ek külfetler getirmekte ve bu ne perhiz, ne lahana turşusu dedirtmektedir.
Kamu’daki maaş, emekli maaşları ve sosyal sigorta emekli maaşları ile asgari ücrete, yılda 2 kez zam yapılmaktadır. Ancak, mal ve hizmetlere devamlı zam gelmesi ile, yapılan artışlar anlamını yitirmekte ve satın alma gücü yeniden düşmektedir.
Vatandaşlar, geliri yetmediği için, borçlu bir hayat sürdürmekte, günden güne yoksullaşmakta ve borçları artmaktadır.Görevde, 1 yılı tamamlayan Hükümet’ in en öncelikli sorumluluğu, enflasyonu ve pahalılığı düşürecek, hayatı ucuzlatacak tedbirleri almak, asgari ücretlileri, sosyal yardım ve engelli maaşı alan, on binlerce insanımızın, gelirlilerini iyileştirmek olmalıdır.
Yazımın sonunda,Türkiye Kurtuluş savaşı’nın başlangıç tarihi olarak kabul edilen, 19 Mayıs 1919 ‘ un yıl dönümünde, laik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ nin kurucusu, büyük devrimci Atatürk ve arkadaşlarını sevgi ve özlemle anarken, yarın kutlanacak olan, Gençlik ve Spor Bayramını bende kutluyorum.