Fehime ALASYA-Didem MENTEŞ
Yağışlar bu yıl enginar üreticisinin yüzünü güldürdü, yılın ilk enginar hasadı toplandı, ihracat için yola çıktı… Yağışların verimli olması nedeniyle enginar hasılatından memnun olan üreticiler, sezona iyi bir başlangıç yaptıklarını dile getirerek, ihracatın yavaş yavaş başladığını dile getirdi.
Bu yıl içinde, henüz ciddi bir don olayı ile karşılaşmadıklarını bu nedenle kendilerini şanslı hissettiklerini belirterek, tek sıkıntılarının enginarcılığın Tarım Sigortası Fonu kapsamına alınmamak olduğunu dile getirdi.
YENİDÜZEN, Mormenekşe ve Türkmenköy’de enginar üreticileriyle görüştü.
“Tarım Sigortası önemli”
Şubat ayında başlayıp, Mayıs ayında son bulan enginar sezonunda bu yıl rekoltenin iyi olduğuna dikkat çeken üreticiler, yaşanabilecek bir don olayında karşılaşacakları herhangi bir zarara karşın tarım sigortası kapsamına alınmak istediklerini vurguladı. Enginar üretiminin de acil olarak Tarım Sigortası Fonu kapsamına girmesi gerektiğine işaret etti.
Yeterli sayıda kalifiye eleman bulamayan, gübre fiyatları ve günlük yüksek işçi fiyatlarından yakınan üreticiler, devletin sadece mazot konusunda teşvik verdiğini ifade etti.
“Destek arıtılmalı”
Tonlarca ihracatın gerçekleştirildiği bu sektörde daha fazla teşvike ihtiyaç olunduğunu belirtti. İhracat konusunda devlet tarafından gerekli kolaylığın sağlandığından dolayı memnuniyet getiren bazı üreticiler, "Köstek olmuyorlar çok şükür ama daha fazla destek olmalılar" şeklinde konuştu. Üreticiler, bu yıl yağışlardan dolayı yer altı kaynaklarından yararlandığını ancak her yıl bu kadar şanslı olmadıklarını da ifade etti.
“Memur üreticilik yapıyor, denetim yok”
Özellikle geçimini bu sektörden çıkarmaya çalışan ve ek iş ile meşgul olmayan enginar üreticileri, "Öğretmeni de, memuru da enginar bahçesi kiralıyor, ekip biçiyor. İşsiz olduğu için çabalayan gençler ise sadece enginar bahçesinden geçinmeye çalışıyor, böyle iş mi olur?" diyerek sitem etti. En çok da bölgedeki enginar üretiminin ikinci bir iş veya hobi olarak yapılmasından şikâyet eden üreticiler, devletin vergi uygulaması ile bu durumun önüne geçmesi gerektiğinin altını çizdi, daha fazla denetim yapılması gerektiğini vurguladı.
Üretici ne dedi? Üretici ne dedi? Üretici ne dedi? Üretici ne dedi?
Özcan Gazelci: İhracat var, tarım sigortası yok…
33 yaşındayım ve yedi yıldır bu işle uğraşıyorum. İki çocuk babasıyım ve eşim de çalışmıyor, tek geçim kaynağımız bu iştir. Devlet don olayını hiçbir zaman kabul etmez ve buradan meydana gelen zararımız karşılamaz. Tüm uğraşlarımıza rağmen enginar üretimini tarım sigortasına almıyorlar. İhracat yapıyoruz, vergilerimizi alıyorlar fakat bizi enginar üreticileri olarak tarım sigortasına almıyorlar, bu anlaşılır şey değil, ihracat var, tarım sigortası yok…
Biz enginar üreticilerinin en büyük sorunu bölgede birçok kişinin bu işi ek gelir veya hobi olarak yapıyor olmasıdır. 25 enginar üreticisi varsa 21 tanesi memurdur ve bunu ek iş olarak yapar.
Devlet üreticilere uygun kredi vereceğini söyler, kredi almak için gittiğimiz zaman ise bizlerden maaş bordosu istenir. Bunlar memurları destekleyen yaklaşımlar değil de nedir? Teşvik konusunda da çok büyük destek almıyoruz, mazot parasında bize teşvik verir o kadar. Biz sadece mazot için para harcamıyoruz ki, günlük işçilikler giderek artıyor, günlük olamayan işçilerin ise yatırımları, sigortaları var, ön izni var… Bugünlerde don olayı yaşadık ama büyük zarar görmedik, şanlıyız…
Bu yıl yüzümüzün gülmesindeki en büyük neden yağışların iyi olmasıydı. Türkiye’den gelecek olan su ise henüz tarıma verilmedi, verilse iyi olacak kanısındayım. Geçen yıla oranla, bu yıl daha iyi bir sezon olacak gibi görülüyor, hava şartları buna elverişli…
Ersoy Kırşan: En büyük korkumuz susuzluk ve don
Henüz sezonun başındayız, iyi veya kötü demek için aslında çok erken. Şimdiye dek olan yağmurlar güzel, eğer böyle devam ederse çok daha güzel olacak diye düşünüyorum. Dilerim yer altı suları çoğalır. Yağışlar devam eder, bol yağışlı, selli bir kış geçirebilirsek yer altı kaynaklarımız beslenir, bu da bizim yüzümüzü güldürür.
En büyük korkumuz susuzluk ve don. Bizi bu korkulardan arındırması gereken de devletimiz. Devlet bizi don olayına karşı korursa çok iyi olur. Tarım sigortası kapsamına alınmak için bekliyor, görüşmeler yapıyoruz fakat henüz bir netice yok. Gündemde olan tarım sigortası ile bizi çok fazla destekleyecek gibi görülmüyor, üzerinde çalışılması gereken bir konudur.
İhracat yapıyoruz, muazzam istihdam sağlıyoruz, geçene yıl 300 tıra yakın ürünü yurt dışına gönderdik, işçilik, gübreleme, mazot gibi birçok alanda giderimiz ve farklı esnafları desteklememiz söz konusuyken yine de tarım sigortası fonuna alınmıyoruz. İhracat yapıyoruz ama desteğimiz yok. İhracat konusunda bize çok yardımcılar, hiç zorlanmıyoruz ama bu yardımlar her alanda bekliyoruz.
Tükettiğimiz su oranıyla ilgili birçok eleştiri alıyoruz fakat bence bu eleştiriler yersiz ve yanlıştır. Şöyle ki; Narenciyede kullanılan sudan daha az su kullanıyor, kontrollü, damlama sulama ile suluyoruz…
Cemal Nizam: İhracata ve ekonomiye olan katkımızı görmezden geliyorlar
Sezona iyi bir başlangıç yaptık çünkü bu yıl yağışlar çok iyi geçti. Su sıkıntısı çekiyoruz, gübre fiyatları, yetersiz işçi, işçilik fiyatları derken birçok kalemde giderimiz oluyor. Devlet ise bize dönüm başına 90 TL mazot parası ödüyor hepsi bu… Tarım sigortası bizi kapsamıyor fakat bugünlerde görüşmeler var, umarım bir an önce bu kapsama alınırız. Geçen yıl çok verimli geçmişti, bu yıl da aynı verimliliği yakalayacağımızı ümit ediyorum. Bu yıl Türkiye’deki terör olayları oradaki pazara ve fiyatlara da yansıdı, meyvenin %30’u dalında kaldı. İnsanlar pazara çıkmaya korkar oldu. Bu yıl Türkiye’de çok soğuk oldu, çok karlı bir mevsim geçiriyorlar, orada yerli üretim daha zayıf olacak ve daha geç olacak. Bundan dolayı bizim pazarımız daha uzun sürecek.
Su yeterli değildir, ne yazık ki devlet de yer altı kaynaklarını çok fazla kullandığımız savunuyor, ihracata ve ekonomiye olan katkımızı görmezden geliyorlar.
Umudumuz yağışlarda ve yağışlardan dolayı artacak olan yer altı kaynaklarında…