KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürütmekte olduğu kazılar sürdürülüyor.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü arkeolog Demet Karşılı’dan aldığımız bilgilere göre, Dohni’de “kayıp” edilmiş bir Kıbrıslıtürk için yeni bir kazı başlatılmış bulunuyor. Paramitha denen bölgedeki kazılarda bir “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün gömü yeri aranıyor.
Dohni’den halen birkaç “kayıp” Kıbrıslıtürk bulunuyor.
BİRİNCİ OTOBÜSTEKİ KIBRISLITÜRKLER, PALODYA ASKERİ KAMPINDA ÖLDÜRÜLMÜŞLERDİ…
Pareklişa ve Yerasa’daki kazılarda kalıntıları bulunan ve DNA testleriyle kimlikleri tespit edilen Kıbrıslıtürkler arasında bulunmayan birkaç “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün gömü yerleri hakkında araştırmalar sürdürülüyor.
Yerasa madeni yakınlarında yürütülen kazılarda bulunan “kayıp” Kıbrıslıtürkler, Dohni’de EOKA-B’cilerin Leymosun esir kampına götürmek üzere tutuklayıp okuldan aldıkları birinci otobüsteki Kıbrıslıtürkler’den oluşmaktaydı ancak bu otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’i EOKA-B’cilerin infaz ettikleri yer, Yerasa değil, Palodya askeri kampı idi.
SUAT KAFADAR YARALI OLARAK KAÇIP KURTULMUŞTU…
Bu kampta öldürülen Kıbrıslıtürkler arasında yaralı olarak sağ kurtulan Suat Kafadar, saklanarak buradan kaçmayı başarmış ve Muttayaga (Mutluyaka) köyüne varınca, bu infazı anlatmıştı. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Barış Gücü, Palodya askeri kampına araştırma yapmaya gitmiş ancak bu askeri kamptaki yetkililer “Şu anda tatbikat vardır, yarın geliniz” diyerek BM askerlerinin Palodya askeri kampına girmesini engellemişti.
Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler yazı dizimizde de, ondan önce “Ölümün Kıyısından Dönenler” başlıklı yine bu sayfalarda yayımlanmış yazı dizimizde de Dohni katliamının ve katliamdan sağ kurtulan Suat Kafadar’ın anlattıklarının ayrıntılarına geniş yer vermiştik yıllar önce.
İLK OTOBÜSTEN NİYAZİ MUSA HALA “KAYIP”…
Suat Kafadar’ın bir yakını da ağır yaralanmış ancak Suat Kafadar kamptan kaçarken, ağır yaralı olan bu yakınını yanında götürememişti…
Palodya askeri kampında aynı gece bir “operasyon” yapılarak, kampta gömülü olan birinci otobüsteki Kıbrıslıtürkler’in naaşları gömüldükleri toplu mezardan çıkarılmış ve Yerasa maden ocağına taşınmışlardı. Aradan zaman geçtikten sonra, Yerasa maden ocağının genişletilmesi faaliyetleri çerçevesinde, birinci otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’in naaşları bir kez daha bulundukları yerden alınarak, madenin altında bir noktaya tekrar gömülmüşlerdi. Kayıplar Komitesi bu alanda iki yıl boyunca yürüttüğü kazılarda ilk otobüste bulunan “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanları bulmuştu ancak bir kişi hala “kayıp” idi. Niyazi Musa adlı bu “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün, Suat Kafadar’ın ifadesine göre, birinci otobüste olduğu kesin idi ve Suat Kafadar, Palodya askeri kampından kaçmayı başardığı zaman ağır yaralı ama hayatta idi. Bu “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün bölgede bir zeytin ağacının altına tek başına gömülmüş olduğu yönünde söylentiler de bulunmaktaydı.
BAŞLATILAN KAZI, İNFAZ YERİNE YAKIN…
Kayıplar Komitesi’nin Paramitha’da başlattığı kazı devam ediyor… Paramitha, Palodya askeri kampının bulunduğu yere yakın sayılabilcek bir köy, haritaya baktığımız zaman bunu anlıyoruz. Başlatılmış olan kazı da, EOKA-B’cilerin birinci otobüste bulunan Kıbrıslıtürkler’i vurup öldürmüş oldukları yere yakın bir yerde sürdürülüyor…
İkinci otobüsle Pareklişa madeninin bulunduğu bölgeye götürülen diğer Kıbrıslıtürkler ise EOKA-B tarafından infaz edildikten sonra burada bir toplu mezara gömülmüşlerdi.
İKİNCİ OTOBÜSTEN HALA BİR “KAYIP” VAR…
Pareklişa madeninde de yıllar sonra Kayıplar Komitesi kazı yürütmüş ve ikinci otobüste bulunan “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanları bulmuştu. Kayıplar Komitesi DNA testleriyle kimlik tespiti yaptıktan sonra defnedilmek üzere ikinci otobüste bulunan bu “kayıp” Kıbrıslıtürkler’den geride kalanları, ailelerine teslim etmiş ve Taşkent’teki şehitlikte defnedilmişlerdi. Ancak bu defin töreni çok acıydı ve bir başka trajediyi daha içinde barındırmaktaydı: Dohni’den EOKA-B’cilerin alıp “kayıp” etmiş olduğu iki kardeşten yalnızca birinden geride kalanlar bulunabilmiş, diğer kardeş hala “kayıp” idi… Bu “kayıp” kişi ise 19 yaşındaki Yüksel Hamza idi… Yüksel Hamza ve kardeşi Ahmet Hamza’nın ikinci otobüsle Pareklişa madenine götürülmüş olduğu tahmin ediliyor – nitekim “kayıp” Ahmet Hamza’dan geride kalanlar Kayıplar Komitesi kazılarında bulunduğu halde, “kayıp” Yüksel Hamza’dan geride kalanlar bulunamadı…
KAZILARDA AĞIR BİR MAKİNE YERİNDEN OYNATILAMAMIŞTI…
Bu konuda Yıldan Sedef Gülakdeniz’le geniş röportajımız bu sayfalarda yayımlanmıştı… “Kayıp” Yüksel Hamza’nın Pareklişa madeninde gömülü olup olmadığı bilinmiyor. Ancak Pareklişa’daki toplu mezarın da maden faaliyetleri nedeniyle bir miktar yerinden oynatılması ve kayması, Kayıplar Komitesi kazı yaparken bu bölgede bulunan ağır bir makinenin yerinden kaldırılamamış olması, çeşitli soru işaretleri yaratıyor. Sözkonusu “kayıp” Kıbrıslıtürk yani Yüksel Hamza, hala Pareklişa’da mı gömülüdür ve ağır makineler kaldırılamadığı için, onların altında bir yerde mi yatıyor? Yoksa başka, bilinmeyen bir yere mi defnedilmiş? Bu soruların yanıtını Kayıplar Komitesi’nin araştırarak bulması ve sevdiklerinden bir haber bekleyen ailesini aydınlatması gerekiyor.
DİĞER KAZILAR…
Kayıplar Komitesi’nin diğer kazıları da devam ediyor. Lapta’da “Celebrity yanı” olarak bilinen bölgede iki “kayıp”tan geride kalanlar bulunmuştu ve bu bölgedeki topraklar, iki makine ile arkeologlar tarafından kontrol edilmeye devam ediyor.
Lapta’da bir “kayıp”tan geride kalanların bulunduğu “Limon tarlası” tabir edilen bölgede de trençleme yapılıyor ve arkeologlar çıkan toprakları kontrol ediyorlar.
Alsancak’ta yani Karava’da bir grup “kayıp” Kıbrıslırum’un bir dereyatağında gömülü olduğu bilgisiyle başlatılmış olan kazı da sürdürülüyor. Hamit Mandrez’de ise hapishane arkasında bir bölgede bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın gömülmüş olduğu bir toplu mezarın aranmakta olduğu kazılar devam ediyor.
Kömürcü’de bir dereyatağında iki “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülü olduğu bilgisiyle başlatılan kazı ise bir şey bulunamayınca kapatıldı.
Paşaköy’de (Aşşa) efgaliptoların altında iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün gömülmüş olduğu bilgisiyle başlatılan kazı da bir şey bulunamayarak kapatıldı.
Strovulos’ta da bazı “kayıp” Kıbrıslıtürkler için başlatılan bir kuyu kazısında, kuyunun dibi bulundu ve herhangi bir ize rastlanmayınca, bu kazı da kapatıldı.
Edindiğimiz bilgilere göre, önümüzdeki günlerde Kutsovendi’de (Güngör) ve Eksomedoş’ta (Düzova) iki yeni kazının başlatılması bekleniyor.
Kayıplar Komitesi kazı ekiplerinde yer alan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara, “Çok kolay gelsin” diyoruz.