Müfettiş Sevindik dün avukat Tacan Reynar tarafından sorgulandı. Reynar, istintakı (sorgulaması) sırasında önemli iddialarda bulundu: “Recep Akdağ’ın bu insanların yayınıyla ilgili beyanatı oldu. Afrika gazetesi bu ülkede yayın yapan bir gazetedir. Akdağ, Türkiye’de binlerce gazete varken, Afrika gazetesini yayınından rahatsızlık duyması çok manidardır. Esas gerginliği yaratan gazete değil Erdoğan’dır. Bu insanların cezalandırma talimatını veren Akdağ’dır” dedi.
Didem MENTEŞ
Afrika Gazetesi’nde 8 Aralık 2017’de yayınlanan “Recep T. Erdoğan karikatürü” ile ilgili dava dün kaldığı yerden devam etti.
Davanın ilk tanığı olan Müfettiş İsa Sevindik şahadetini tamamlarken, bu soruşturmanın TC Elçiliği’nin gönderdiği yazıdan sonra değil Milliyetçi Demokrasi Partisi Genel Başkanı Buray Büsküvütçü’nün şikayeti üzerine başlatıldığını açıkladı.
Müfettiş Sevindik dün avukat Tacan Reynar tarafından istintaka (sorgulamaya) tabi tutuldu. Reynar, TC Elçiliği tarafından gönderilen yazının Türkiye yetkililerin talimatıyla yapıldığını iddia etti.
Tacan Reynar, Afrika gazetesinin Türkiye ile ilgili ilk kez haber yapmadığını, bu karikatürün seçilerek gazeteye karşı bir proje başlatıldığını, Erdoğan’ın ve Akdağ’ın Afrika gazetesini hedef alan bir süreç başlattıklarını iddia etti.a
Reynar, “Recep Akdağ’ın bu insanların yayınıyla ilgili beyanatı oldu. Afrika gazetesi bu ülkede yayın yapan bir gazetedir. Akdağ, Türkiye’de binlerce gazete varken, Afrika gazetesini yayınından rahatsızlık duyması çok manidardır. Esas gerginliği yaratan gazete değil Erdoğan’dır. Bu insanların cezalandırma talimatını veren Akdağ’dır” dedi.
Müfettiş Sevindik ise “yayından sonra tepkiler oluşmuştur. Bu yayınlar yapılmamış olsaydı polise ne bir şikayet gelecekti ne de bu olaylar olacaktı” dedi.
Mahkeme salonu doldu
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Yargıç Cenkay İnan’ın huzurunda görüşülen davada, İddia Makamı’nda Başsavcılık adına Savcı Ergin Atıcı, gazeteciler Ali Osman Tabak ile Levent Şener’i de temsilen avukat Tacan Reynar ile Mine Atlı hazır bulundu.
Mahkeme salonu dün yine dolup taştı. Öğlen başlayan celse mesai bitimine kadar sürdü. Avukat Reynar, davanın tahkikat sorumlusu müfettiş İsa Sevindik’i 2,5 saate yakın sorguladı, iddialarını ortaya koydu.
“İlk şikayeti Büsküvütçü yaptı…”
Müfettiş İsa Sevindik, bu davayla ilgili soruşturmanın TC Elçiliği tarafından gönderilen yazıdan sonra değil 8 Aralık'ta Buray Büsküvütçü'nün yazılı şikayeti üzerine başlatıldığını açıkladı. Sevindik, soruşturmayı kendinden önce başka bir tahkikat memurunun yürüttüğünü, başka bir gerçekten dolayı PGM Müdürü Süleyman Manavoğlu'nun bu görevi kendisine verildiğini belirtti.
Müfettiş Sevindik, avukatın sorusu üzerine gazetedeki yayın ile ilgili 10 kişiden yazılı şikayet aldığını belirtti. Avukat Reynar, “bu kişiler muteber kişiler miydi? Buray Büsküvütcü muteber midir” diye sordu. Müfettiş, “muteberdir, ceza almış olması onun polise şikayet hakkını ortadan kaldırmaz. Bu kişi darp edilip de polise gelmiş olabilirdi. Dikkate almayalım mı” dedi.
Suç duyurusu tartışması
Avukat Reynar, TC Elçiliği tarafından gönderilen yazının çok önemli olduğunu belirterek, içeriğinin okunmasını istedi.
İsa Sevindik, Derya Kanbay'ın imzasını taşıyan belgenin içeriğini okudu. Bunun üzerine Reynar, cümleleri tek tek okuyup ne anlamlara geldiğini ve yazının sonunda "suçluların cezalandırılmasını arz ederim" cümlesinin bizim hukukumuzda olup olmadığını sordu. Sevindik, kendisinin Büyükelçi olmadığını, kendisinin yazıyı alıp gereğini yaptığını belirterek, KKTC hukukunda "suç duyurusu" olmadığını söyledi.
“Elçiliğin yazısını çöpe atamazdım”
Avukat Reynar, "Kanbay suç duyurusunda bulunuyor, şikayet yok. Suçluların cezalandırılmasını talep ediyor. Bizim hukuk sistemimizde suç duyurusu yoksa nasıl soruşturma yaparsınız" diye sordu. Müfettiş Sevindik, "biz soruşturmayı 8 Aralık'ta Buray Büsküvütçü'den gelen şikayet üzerine başlattık. Neticede TC Elçiliğinin gönderdiği bir yazıyı çöpe atamazdım. Yazıda TC'nin rahatsızlığını dile getiren beyanlar vardır. Yazının içeriği TC'nin temsilcisi olarak yazılmıştır. Kanbay'ın kişisel görüşleri olamaz" dedi.
Avukat: “Sanıkların cezalandırılması için talimat aldınız”
Avukat Reynar, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talebi üzerine TC Elçisinin böyle bir yazı gönderdiğini savunarak, Erdoğan’ın bu yayından dolayı şikayetçi olup olmadığını sordu. Müfettiş Sevindik, Erdoğan’ın şahıs olarak bir şikayette bulunmadığını, TC Elçisinin gönderdiği yazının Erdoğan’ın ve TC halkının rahatsız olduğunu gösterdiğini söyledi.
Avukat Reynar, 2017’de Başbakan Yardımcısı olan Recep Akdağ’ın Afrika gazetesine yönelik yaptığı açıklamalardan söz ederek, Akdağ’ın açıklamalarının ve TC Elçisinin yazdığı yazının, sanıkları suçlu gördüğü ve cezalandırmalarını talep ettiklerini görüp görmediğini sordu. İsa Sevindik, Akdağ’ın açıklamalarıyla ilgili bilgisi olmadığını belirtti.
Avukat Reynar, sanıkların cezalandırılması için talimat aldığı yönündeki iddiasına ise, Müfettiş, talimat almadığını, gelen şikayet üzerine soruşturmayı yaptığını beyan etti.
Müfettiş: “Yayının KKTC’de yapıldığını tespit ettik”
Avukat Reynar, söz konusu yayınla ilgili birkaç soru yöneltti. Bu yayının diğer ülkelerde yayınlanıp yayınlanmadığıyla ilgili tahkikat memurunun soruşturmayı eksik ve hatalı yaptığını iddia ederek, yayının nasıl ve ne şekilde yapıldığını gazete yetkililerine sormadığını iddia etti. Müfettiş Sevindik, soruşturmasını eksiksiz yaptığını söyleyerek, sanıkların tanmış gazeteciler olduğunu, suç unsuru tespit ettikten sonra onlara bildirim yaptığını ve yayınla ilgili internette geniş araştırma yapıldığını belirtti.
Avukatın sorusu üzerine Müfettiş Sevindik, konu yayının (karikatür) ilk olarak KKTC’de yapıldığını tespit ettiğini söyledi.
Reynar: “Esas rahatsızlık duyan Erdoğan’dır”
Avukat Reynar, “Recep Akdağ’ın bu insanların yayınıyla ilgili beyanatı oldu. Afrika gazetesi bu ülkede yayın yapan bir gazetedir. Akdağ, Türkiye’de binlerce gazete varken, Afrika gazetesini yayınından rahatsızlık duyması çok manidardır. Esas gerginliği yaratan gazete değil Erdoğan’dır. Bu insanların cezalandırma talimatını veren Akdağ’dır” iddiasında bulundu.
Müfettiş, “yayından sonra tepkiler oluşmuştur. Bu yayınlar yapılmamış olsaydı polise ne bir şikayet gelecekti ne de bu olaylar olacaktı” cevabını verdi.
Reynar, “tabi basın yayın yapmasın. Türkiye’deki Özgür Ve Bağımsız Gazeteciler Örgütü, Türkiye’yi gazetecilerin hapishanesi olarak tanımlar. En fazla tutuklu gazeteci Türkiye’dedir. Esas rahatsızlık duyan Erdoğan’dır. Aslında bu insanlar (sanıklar) rahatsızlığı yaratmadı. Rahatsız olan onlardır (Türkiye yetkilileri)” dedi. Müfettiş Sevindik, “sanıkların yayını olmadan önce gazete aleyhine ne bir şikayet ne de bir protesto gösterisi olmuştur. Yayın bunlara sebep vermiştir” dedi.
“Gazeteyi hedef alan bir proje başlatıldı”
Tacan Reynar, Afrika gazetesinin Türkiye ile ilgili ilk kez haber yapmadığını, bu karikatürün seçilerek gazeteye karşı bir proje başlatıldığını, Erdoğan’ın ev Akdağ’ın Afrika gazetesini hedef alan bir süreç başlattıklarını iddia etti.
Müfettiş Sevindik ise bilgisinde böyle bir şey olmadığını söyledi.
Avukat Reynar, “KKTC ile TC arasındaki ilişkiler bir yayın ile bozulacak kadar zayıf mı” şeklinde soru yöneltti. İsa Sevindik, TC Elçiliğinin yazısının KKTC ile TC arasındaki ilişkilerin etkilendiğini ve huzursuzluk olduğunu gösterdiğini belirterek, meydana gelen olayların bu huzursuzluğu ortaya koyduğunu savundu.
Müfettiş: “Gerginliğe Erdoğan ve Akdağ’ın açtığına dair bir tespit yok”
Avukat Reynar, İsa Sevindik’in Erdoğan ve Akdağ’ın talimatıyla 22 Ocak’ta tarihe kara bir leke olarak geçen olaylarda öç alma niyetiyle bu tahkikatı yürüttüğünü iddia etti. Müfettiş Sevindik, sanıkları kişisel olarak tanımadığı için öç alma durumu olmadığını savundu.
Avukat, “TC ile KKTC arasındaki ilişkiler bozulduysa bunu Erdoğan’ın hedef göstermesi ve 22 Ocak’ta fişleyerek Afrika gazetesine saldırmasıdır. Gerginliğe Erdoğan ve Akdağ yol açtı. Gelişen olaylar 22 Ocak’ta ayan beyan ortaya çıktı” iddiasında bulundu. Müfettiş Sevindik, “öyle bir tespit yok” dedi.
Avukat, bu davanın basına karşı başlatılan bir taarruz olup, gazetecilerin cezalandırılmasına ilişkin davalar olduğunu savundu. Müfettiş ise böyle bir taarruzun söz konusu olmadığını, kasten yapılan bir durumun söz konusu olmadığını ve kendisine de böyle bir talimat verilmediğini aktardı.