ERDOĞAN KIBRIS’A NE GETİRECEK?

Sami Özuslu

Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Artık ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ yürürlükte... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün ‘kabine’sini ve yeni sistemdeki diğer ‘yönetici kadro’yu açıklayacak.

Bu dönemin nasıl şekilleneceğini kestirmek kolay değil. Erdoğan’ın ve kuracağı ‘takım’ın nasıl performans sergileyeceğini bilen yok. Vizyonuyla ilgili de çeşitli senaryolar var ama bunlar da net değil.

Ancak genel anlamda bu dönemde Türkiye’nin ‘geriye gitme’ ihtimali, ‘ileriye gitme’ olasılığından çok daha fazla.

Zira meclisin bile ‘işlevsiz’ hale getirildiği bu modelin ‘demokratik’ olabileceği konusunda çok büyük kaygılar var.

Bu kaygılardan biri de bize ait kuşkusuz… Acaba Erdoğan’ın dış politikaya ve özelde Kıbrıs’a bakışı nasıl olacak?

Acaba Erdoğan yarınki Kıbrıs ziyaretinde buna dair sinyalleri verecek mi?

*  *  *

Türkiye medyasında çıkan bir iddia nedeniyle Erdoğan’ın Kıbrıs ziyareti ‘Hala Sultan Camii açılışı’na endekslendi ama öyle anlaşılıyor ki bu ziyarete böyle bir açılış sığdırılamadı.

Zira Erdoğan’ın öyle bir zamanı yok.

‘Açılış olur, Erdoğan da katılırsa acaba KKTC yetkilileri ne yapacak’ sorusu da bir ölçüde taca atılmış oldu.

“Belki cami açılışı 20 Temmuz’da yapılır, Türkiye’den yeni atanacak bakanlardan biri gelir, öyle açılır” diyenler var.

Ancak ‘cami için illa da bir açılış gerekli midir’ sorusunu soran da var.

Hem, açılışın yapılıp yapılmayacağına kim karar vermeli?

Türkiye mi?

Yoksa KKTC mi?

*  *  *

Erdoğan resmi programa göre Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşecek.

Yani hem ‘Kıbrıs sorunu’, hem de ‘TC-KKTC ilişkileri ele alınacak, belki mesajlar verilecek demek.

BM’nin atadığı yeni temsilci ile müzakereler otomatikman yeniden başlamayacak ama herhalde BM laf ola atamadı Amerikalı Lute’u…

Şimdi taraflar ne diyor, nerede duruyor, Lute bunlara bakmakla başlayacak işe…

Lute ismine en son onayı Ankara verdi. Seçimden dolayı elbette… Yani Ankara Kıbrıs’ta seçim süreci bitinceye kadar ‘yaprak kıpırdasın’ istemiyordu.

Şimdi seçim bitti.

Ankara yeni dönemde Kıbrıs’a dair ilk mesajını Erdoğan’ın ağzından Lefkoşa’da verebilir.

Bu mesajın ‘çok keskin’ ve ‘şahin’ değil, ‘makul’ ve ‘müzakerelere yeniden başlama daveti’ içeriğinde ve tonunda olma ihtimali daha yüksek.

Çünkü Akdeniz gazı konusunda Ankara’nın ‘bütün Dünya’yı karşısına alacak bir pozisyona değil, zaman içinde ‘o gazdan nemalanma’ gardına ihtiyacı var.

Bu yüzden Erdoğan’ın bu yönde neler söyleyeceğine dikkatle bakacak uluslararası aktörler…

Elbette biz de…

*  *  *

Peki ‘iç konular’da, yani ‘TC-KKTC ilişkileri’ne sık sık konu olan başlıklara dair Erdoğan’ın ajandasında ne olacak?

Elektrik…

Nüfus…

Ekonomik program…

Ve diğer mevzular…

Bu konularda Erdoğan muhtemelen ‘mevcut retorik’ dışına çıkmayacak. Kıbrıslı Türklere ve burada yaşayan TC yurttaşlarına ‘tam destek’ mesajı verecek.

TC kaynaklı projelerden, yatırımlardan falan bahsedecek.

Bu kadar.

Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerine dönük bir mesajı olur mu acaba?

‘Vilayetleşme hissi’, ‘din baskısı’, ‘TC Yardım heyetinin hükümetmiş gibi davranması’ gibi mesela…

“Bundan sonra biz sizi anlamaya, tanımaya daha fazla gayret sarf edeceğiz” gibi bir özeleştiri cümlesi çıkar mı ağzından acaba?

Yoksa ‘yeni dönem’de de ‘bildiğimiz gibi’ mi muamele göreceğiz?