Didem MENTEŞ
Afrika gazetesi önünde 22 Ocak'ta yaşanan şiddet olaylarını “sözleriyle azmettirdiği” gerekçesiyle, Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent’in, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında açtığı dava karara bağlandı.
Mahkeme, Levent'in davasında dava sebebi sunmadığını, haklı bir gerekçe belirtmediğini ve ikna edici yeterli şahadet ve olgu sunmadığını söyledi.
Yargıç, ayrıca uluslararası diplomatik gerekçeler çerçevesinde yabancı devlet başkanlarının yargı muafiyeti olduğuna vurgu yaparak, Şener Levent’in dava başvurusunu ret ve iptal etti.
Bu arada gazeteci Şener Levent karar sonrası basına yaptığı açıklamada, iç hukuk prosedürünün tamamlandığını, mümkün olması halinde konuyu Kıbrıs’ın güneyine veya AİHM’e taşıyacağını dile getirdi.
Karar açıklandı
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Kıdemli Yargıç Musa Avcıoğlu’nun baktığı dava başvurusu dün karara bağlandı.
Davacı Şener Levent mahkemede hazır bulunurken, gazeteci Ali Osman Tabak ve Şener Levent’in arkadaşları da mahkemeyi takip etti.
Yargıç Musa Avcıoğlu, Şener Levnet’in 21 Ocak’ta TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, AK Parti Bursa İl Kadın Kolları Kongresi'nde, "Kuzey Kıbrıs'ta bir pespaye gazete ahlaksızca başlık atmış. Ben KKTC'deki kardeşlerimi tavır almaya davet ediyorum. Türk ordusunun Kıbrıs'tan sonra yeni bir işgal yaptığını söylüyor. Bu ne ahlaksızlıktır, ne edepsizliktir” sözleri üzerine 22 Ocak’ta olayların yaşandığını iddia ettiğini söyledi.
“Dava sebebinin ne olduğu sunulmadı”
Davacı Levent’in KKTC dışında bir kişiye dava dosyaladığını söyleyen Avcıoğlu, KKTC dışında bir kişiye dava celpname edilmesi için ikna edici bir sebep olması gerektiğini belirtti. Avcıoğlu, davacı tarafından dava sebebinin ne olduğuna dair olgu sunulmadığı gerekçesiyle davanın karşı tarafa tebliğ edilmesi talebinin reddedildiğini söyledi.
Davacının, yemin varakasında belirttiği söylemlerin Bursa’da 21 Ocak’ta bir miting esnasında yaşandığını aktaran Avcıoğlu, davacıların başvurularının haksız bir fiile dayanmakta olduğunu söyledi. Davanın Kıbrıs’ta yaşanan bir haksız fiile dayanması gerektiğini aktaran Avcıoğlu, “davacıların celpnamesinde yer alan iddiaya göre ‘hakaret ve sövme’nin teşkil ettiği söylemler Bursa’da bir konuşma sırasında söylenmiştir. İlgili sözler Haksız Fiiller Yasası’nın 18’inci maddesi altında yayınlanmasına yada başka bir deyişle, KKTC toprakları içinde veya deniz sularının çekilmiş halinde, alçak su halinde ölçülmek üzere, KKTC sahillerinden 3 millik mesafeye kadar uzanan deniz sahası içinde yapıldığına dolayısıyla davanın Kıbrıs’ta işlenen bir haksız fiiller dayandığına ilişkin celpnamede hiçbir olgusal iddia mevcut değildir” dedi. Yargıç, davacının yemin varakasında Mahkemeye hiçbir şahadet ve delil sunmadığını da belirtti.
Yabancı devlet başkanlarının kişisel tasarruflarında veya mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallarla ilgili açılan bir dava, miras hukukuna ilişkin bir dava, görevi dışında herhangi bir ticari kazanç elde etmesiyle ilgili bir dava söz konusu olmadıkça, yabancı bir devlet başkanına sivil bir davada yargısal işlem yapılamayacağı ve hukuk davası açılamayacağını da dile getirdi.
“Yabancı devlet başkanlarının yargı muafiyeti söz konusu”
Yargıç Musa Avcıoğlu, kararında uluslar arası hukuk çerçevesinde yabancı devlet başkanlarına herhangi bir dava getirilmesinin söz konusu olmadığını, yargı muafiyeti bulunduğunu belirtti. Uluslar arası diplomatik bazı belgelere ve uluslar arası adalet divanının kararlarına da atıfta bulunan Avcıoğlu, uluslar arası diplomatik gelenek ve ilkelerin uygulanacağını göz önünde tutarak, bu prensiplerin KKTC’de de geçerli olduğuna vurgu yaptı. Avcıoğlu, buna bağlı olarak yabancı bir devlet başkanının KKTC Mahkemeleri huzurundaki davaları açısından da yargı muafiyetine sahip olduğunu vurguladı. Yargıç, yabancı devlet başkanlarının kişisel tasarruflarında veya mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallarla ilgili açılan bir dava, miras hukukuna ilişkin bir dava, görevi dışında herhangi bir ticari kazanç elde etmesiyle ilgili bir dava söz konusu olmadıkça, yabancı bir devlet başkanına sivil bir davada yargısal işlem yapılamayacağı ve hukuk davası açılamayacağını dile getirdi.
Davacının dava sebebinin saydığı bu gerekçelerden birini ortaya koyması gerektiğini belirten Avcıoğlu, davacının bu sebeplerden birini ortaya koymadığını dile getirdi.
Yargıç Musa Avcıoğlu, netice itibariyle davacının dava başvurusunun ret ve iptal edilmesine karar verdiğini açıkladı.
Levent: “Güneyde veya AİHM’de mümkünse dava açacağız”
Gazeteci Şener Levent ise karar sonrası basına yaptığı açıklamada, iç hukuk prosedürünün tamamlandığını, mümkün olması durumunda konuyu Kıbrıs’ın güneyine veya AİHM’e taşıyacağını söyledi. Levent, şunları söyledi: “yargıcı ve mahkemeyi, davanın haklı gerekçeleri olduğuna dair ikna etmem gerekiyordu. Okunan bu karara göre, istidada (başvuruda) bu yapılmamış. Fakat ikinci bir reddedilme gerekçesi, birinci sebebi ortadan kaldırıyor. O da şudur; yabancı devlet başkanlarına dava muafiyeti vardır. Hangi şartlarda, bu muafiyetin ortadan kaldırılabileceği ve davanın açılabileceği de belli değildir, bu da muğlak tutulmuştur. Yani zaten birinci gerekçeyi söylemesine gerek kalmadan, ikinci gerekçe istidayı ortadan kaldırıyor. Yabancı devlet başkanlarının diyor ki, yargı muafiyeti vardır. Ve ilginç bazı örnekler de getiriyor. Getirdiği örnek, Muammer Kaddafi örneği. Muammer Kaddafi’ye, böyle bir dava açmak istemişler fakat kabul edilmemiş, reddedildi. Onlar Muammer Kaddafi’ye açamadı, biz Recep Tayyip Erdoğan’a açabilir miyiz? Yalnız yabancı devlet başkanlarına tanınan yargı muafiyeti, gerekçe olarak gösterilse, dediğim gibi geriye kalanlar hakkında hiçbir şey söylememek de mümkün.
“Yaşanan olay herkes tarafından duyulmuş bir olay”
Erdoğan’ın sözlerinin herkes tarafından bilinip duyulduğunu söyleyen Levent, şöyle devam etti: “Ben yargıyı ikna edebildim, haklı sebebim vardır veya yoktur. Kaldı ki orada belirtiliyor. Falan tarihte Bursa’da yaptığı konuşma ve bu gazete için söylediği sözler. Yaşanan olay herkes tarafından duyulmuş ve bilinen bir olaydır. Bunu ayrıca mahkemeye ispat etmemiz gerekmiyor. Sadece bizim ülkemizde değil dünya çapında çıkmış bir olaydır ve biz de bunun nerden geldiğini istidamızda ortaya koyuyoruz. Madem ki, yabancı devlet başkanlarına yargı muafiyeti vardır, boşuna çaba sarf etmemek lazımdır. Bir de Kıbrıs’ın güneyinde veya AİHM’deki mevzuat nedir ona bakmak lazım. Bunlarla ilgili hukukçularla konuşacağım. Kıbrıs’ın güneyinde veya AİHM’de mümkünse, dava açacağız. AİHM’e gitmek için kendi ülkendeki prosedürü tamamlaman gerekiyor. Burada bir karar alınmış ve prosedür tamamlanmıştır. Bugün bize sayın yargıcın okuduğu bu kararı, alıp, AİHM’e yapacağımız başvuruya iliştiririz. Onlar da bakıp değerlendirirler. O zaman bizde bilgi sahibi oluruz. Yabancı devlet başkanlarına dava açılabilir mi açılmaz mı? Çünkü bize yargıç burada dava açılmaz, dava açılabilmesi için çok ciddi bir neden olması gerekir ki onu bile yapabilecekleri pek belli değildir, açık bırakılmıştır”