ERDOĞAN’IN ÖNÜNDEKİ ‘İLHAK’ DOSYASI

Sami Özuslu

Cenevre müzakereleri için son 48 saate girilirken, kulislerde en çok merak edilen konu Türkiye’nin tavrının ne olacağı…

Ayın 12’sinde yapılması öngörülen 5’li konferansa katılacağı açıklanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan acaba nasıl bir çizgi izleyecek?

Türkiye’de 2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesiyle beraber yıkılan geleneksel Kıbrıs siyasetinin yerine ‘bir adım önde’ olma iddiasını koyan Erdoğan, bugünkü konjonktürde Kıbrıs’a ilişkin ne düşünüyor acaba?

Kıbrıslı liderlerin uzlaşı noktasına yaklaşması halinde Ankara güvenlik ve garantiler başlığını görüşürken çözümden yana mı, yoksa çözümsüzlüğün devamından yana mı tavır koyacak?

*  *  *

Bu konuda kulislerde birkaç senaryo konuşuluyor.

İyimser senaryoya göre içeride ve dışarıda sıkışan Erdoğan, Kıbrıs’ta ‘güvercin’ rolüne soyunup itibarını yeniden yükseltmeyi deneyecek. Özellikle Batı ülkeleriyle ilişkilerinin düzelmesinde Kıbrıs’ı manivela olarak kullanacak. Bu nedenle çözüm garantiler ve güvenlik konusuna kalırsa, tıkaç olmayacak, aksine ‘bir adım önde’ olmayı tercih edecek. Referandum sürecinde de ‘evet’in destekçisi olacak.

Bir diğer senaryo ise referanduma kadar yukarıdaki senaryonun aynı… Yani Erdoğan Cenevre’de ‘çözümün baş aktörü’ gibi görünecek. Kıbrıslı liderleri teşvik edecek. Yunanistan ve İngiltere ile de bir şekilde uzlaşacak ve referandumun önü açılacak. Lakin Erdoğan bu noktadan sonra ‘şahin’ maskesini takacak. Masa başında ‘çözümcü’ görünürken, referandumda ‘hayır’a çalışacak. Belki aleni değil ama el altından 2004 referandumunun ‘rövanş’ını almak için çaba sarf edecek. Böylece Erdoğan masa başında batı dünyasına ‘şirin’ görünmüş olacak, ama Kıbrıs’ı elden çıkarmayarak iç politikada zeminini sağlamlaştıracak.

Kötü senaryolardan biri ise şöyle: Erdoğan Cenevre’de çok katı olacak. Güzelyurt, garantilerin aynen devamı konuları başta olmak üzere birçok konuda uzlaşmazlığa oynayacak. Müzakere masasının gerilmesini ve dağılmasını tahrik edecek. Böylelikle Türkiye kamuoyunda ‘kanla alınan Kıbrıs’ı masada vermeyen kahraman’ ilan edilecek. Batı’ya –daha önce de yaptığı gibi- rest çekebilen lider imajını güçlendirecek. Çünkü TBMM’de yapılacak Anayasa oylamasında MHP’lilerin oyuna ihtiyacı var. Dahası, Mart’ta yapılacak Anayasa referandumunda hem MHP’lilerin, hem de Kıbrıs politikasında şahin söylemden kurtulamamış CHP’lilerin de oyuna ihtiyacı olacak.

*  *  *

Lakin en kötü senaryo bu değil…

Ankara’da ‘Çözümsüzlük durumunda B planı’ hazırlıkları yapıldığı iddiaları artık iyice ayyuka çıktı.

Yılbaşı öncesi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BBC İstanbul Temsilcisi Selin Girit’in bu yöndeki sorusuyla karşılaşmıştı. Soru aynen şöyleydi:

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sizinle bir görüşme gerçekleştirdiği, eğer bir çözüm olmazsa Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye topraklarına dahil edilebileceği yönünde bir öneri getirdiği, hatta sizin bunu Sayın Anastasiades'e ilettiğiniz söyleniyor. Böyle bir konuşma oldu mu?”

Akıncı bu sorudaki iddiaları net biçimde reddetti, ama zaten reddetmeme gibi bir şansı yoktu.

Lakin BBC gibi saygın ve ilkeli bir kurumun bu soruyu sormuş olmasını bir yere not etmek gerekiyor.

Ama zaten bu konuda tek veri BBC’nin sorusu da değil. Kulislerde fısıldanan bir bilgiye göre, Türkiye’nin en önemli sivil toplum örgütlerinden biri, Erdoğan’ın önüne ‘ilhak’ seçeneğini de içeren bir çalışma koymuş.

Bu dosyanın ayrıntılarını bilen varsa, lütfen bize de anlatsın.

Yoksa da “yok öyle bir şey” denilsin.

*  *  *

Herkes birbirine soruyor, “Cenevre’de ne olacak?” diye…

Her an her şey olabilir…

Çözüm de…

İlhak da…