Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nin Anayasayı da hukuku da tanımadığını vurguladı. Erhürman, beraberindeki heyetle birlikte Kıbrıs Türk Barolar Birliği’ni ziyaret etti. Erhürman’a ziyaretinde Girne milletvekili Fazilet Özdenefe ve Parti Meclisi üyesi Ürün Solyalı eşlik etti. Ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk ve dış politika konularında çok sıkıntılı günlerden geçildiğini dile getiren Erhürman, Kıbrıs Türk halkının varoluşunu geleceğe taşıması konusunda ciddi endişe duyduklarını ifade etti. Neler yapılabileceği konusunda toplumun tüm kesimleriyle kafa kafaya verip konuşmaya ihtiyaçları bulunduğunu kaydeden Erhürman, bu sebeple sendikalara, sivil toplum örgütlerine, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ekonomik örgütlere bir dizi ziyaretler başlattıklarını anlattı.
“Anayasa ihlalleri Kıbrıs Türk halkının ortak zeminini bertaraf ediyor”
Hukuku ve Anayasa’yı tanımayan bir hükumetle karşı karşıya bulunulduğunu belirten Erhürman, Anayasa’ya aykırı olduğu bilinmesine ve itiraf edilmesine karşın yürürlüğe konulan yasa gücünde kararnameler, Anayasa hükmüne rağmen on gün içinde atanmayan bakan, Anayasa ve yasa hükmüne rağmen Haziran ayında yapılmayan ara seçim gibi örneklerin hükumetin hukuk tanımazlığının hangi boyutlara ulaştığının en açık göstergeleri olduğunu söyledi. Anayasa’nın ve hukukun Kıbrıs Türk halkının ortak zemini olduğunu ve hükumet tarafından gerçekleştirilen ihlallerin bu zemini bertaraf ederek ortak zemini ortadan kaldırdığını belirten Erhürman, bu tavrın Kıbrıs Türk halkının bir halk olarak kendi varlığını geleceğe taşımasının önünde açık bir engele dönüştüğünü belirtti.
“Cenevre’den sonra Kıbrıs Türk halkı önünü göremez duruma geldi”
Kıbrıs Sorununda yaşanan son gelişmelere değinen CTP lideri Tufan Erhürman, Cenevre’de gerçekleştirilen gayrı resmi 5 + BM toplantısının ardından Kıbrıs Türk halkının önünü göremez bir duruma geldiğini vurguladı. Tatar’ın egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm formülünden bahsettiğini belirten Erhürman, Cenevre’ye gitmeden önce gerek ilgili tarafların, gerekse CTP’nin bu formülün kimse tarafından kabul görmeyeceği uyarısında bulunduğunu anımsattı. BM Güvenlik Konseyi’nden iki tarafın uluslararası statüsünün eşitlenmesiyle ilgili bir karar talep edildiğini de belirten Erhürman, bunun da mümkün olmadığının görüldüğünü ifade etti. Erhürman, “Kıbrıslı Türkler bir belirsizliğe itiliyor. Crans Montana zirvesini başarısızlığa uğratan Anastasiadis’ti ama Cenevre’deki tutumdan sonra hiç hak etmediği bir şekilde çözüm isteyen taraf pozisyonunu biz ona altın tepside sunmuş olduk. Bu büyük bir diplomatik başarısızlıktır” ifadelerini kullandı.
“Kendi kalkınma planımızı yapıp irademizi yansıtmalıyız”
Ekonomik sorunlara da değinen ana muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durması gerektiğinin altını çizdi. Göreve gelen her hükümetin kendi programını uygulamaya çalıştığını ve siyasi istikrarsızlıktan dolayı bu programların uzun vadeli olamadığını vurgulayan Erhürman, “Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan mali ve ekonomik protokoller de bizim kendimize ait planımız olmadığı için kendi irademizle belirlenemiyor. O protokollerde ekonomik, mali ve kültürel kalkınmamızla ilgili olmayan maddeler yer almaya başlıyor. Son protokolde Cumhurbaşkanlığı sarayının yapılmasıyla ilgili para ayrılmış olması bunu bize gösteriyor. Protokolün adı Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı sarayının yapımına ayrılan ödeme var. Bizim bu çalışmayı yapıp uzun vadeli kalkınma planımızı ortaya koymamız lazım ki Türkiye ile imzalanan protokollerde kendi ihtiyaçlarımızı ve irademizi ortaya koyabilelim” dedi.
“Meclis’ten geçsin ki hükümetler plana sadık kalsın”
CTP olarak bir süreden beridir Anayasa’da da yeri olan uzun vadeli kalkınma planlarını gündeme getirdiklerini ifade eden Erhürman, bunun Meclis’ten geçmesi halinde Meclis’in iradesi olacağını ve hükümetler değişse bile plana sadık kalınacağını kaydetti. Bu planların içinde nüfus politikası, vatandaşlık politikası gibi maddelerin de yer alacağına değinen Erhürman, “Önümüzdeki 5 yıl içerisinde kaç öğretmen, kaç okul, kaç hastane yapacağımızı bilelim. Kamu okullarında tam gün eğitime geçmek için kaç paraya ihtiyaç duyup bunu bütçelere nasıl bölüştüreceğimizi bilelim. Tüm bunları o planların içine yerleştirip bunu bir nevi ekonomik, sosyal ve kültürel anayasa haline getirmeliyiz. Nüfus politikası ihtiyaç duyduğumuz yargıç sayısını dahi etkileyecek bir şeydir. Bütün bunları yapmadığımız takdirde varoluş endişemiz büyüyerek artacak” dedi.
Esendağlı: Asıl sorunumuz varoluş sorunudur
Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı da konuşmasında CTP’nin sunduğu önerilerin çok kıymetli öneriler olduğunu söyledi. Ülke ve meslekleri için endişeleri bulunduğunu aktaran Hasan Esendağlı, dış politikada yaşanan gelişmelerden dolayı önlerini göremediklerini kaydetti. Ülkede plansızlığın baş gösterdiğine işaret eden Esendağlı, “Bu ülkede asıl sorunumuzun varoluş sorunu olduğu konusunda hemfikiriz. Çözüm siyaset kurumundadır. Meclis’in fonksiyonunu yerine getiremeyecek hale gelmesi, bürokrasinin her geçen yıl zayıflaması, devlet yönetiminin hafızasını kaybetmesi yetersizlik konusunda işaretler veriyor. Bütün toplumun yaşadığı ekonomik sıkıntıları gözlemliyoruz. Büyük müvekkillerimizden münferit kişilere kadar herkes ekonomik sıkıntı içerisinde” şeklinde konuştu.