Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, üniversitelere başlattığı ziyaretler çerçevesinde DAÜ’yü ziyaret etti.
CTP’den yapılan açıklamaya göre ziyarette Erhürman’a, Genel Sekreter Erdoğan Sorakın ve partinin Gazimağusa milletvekilleri Ferdi Sabit Soyer, Asım Akansoy, Teberrüken Uluçay ve Erkut Şahali eşlik etti. Ziyarette, KKTC’de genelde üniversitelerin, özelde DAÜ’nün yaşadığı sorunlar ve bu sorunların giderilmesine ilişkin yöntemler üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu.
Ziyarette yaptığı konuşmada yükseköğretimde kalite sorunu üzerinde duran Erhürman, bugün halihazırda açılmış ve izinlendirilmiş bulunanlarla birlikte KKTC’de otuz civarında üniversitenin söz konusu olduğunu, bu durumun bu alanın nitelik üzerinden değil nicelik üzerinden değerlendirildiğinin en açık göstergesini teşkil ettiğini söyledi.
YÖK’ün kalitenin artırılması yönünde attığı adımların ülkeye Türkiye’den gelen öğrenci sayısını azalttığı yönünde açıklamalar yapılmasının dahi durumun vahametini göstermek açısından yeterli olduğunu söyleyen
Erhürman şu şekilde konuştu:
“Artık anlamamız gerekiyor ki bu alandaki temel soru, öğrenciler yükseköğretim görmek için neden başka ülkeleri değil de bizi seçsin sorusudur. Bu soruya, daha ucuz olduğumuz ya da daha kolay mezun verdiğimiz şeklinde yanıt verilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Kaldı ki böyle bir yanıtla ülkeye sosyal, kültürel ve ekonomik alanda katkı yapan sürdürülebilir bir yükseköğretim yapısına ulaşmamız da imkansızdır.
Herkes bilmeli ve kabul etmelidir ki bu ülkede üniversitelerin cazibesi ancak kaliteyle sağlanabilir. Her şeyden önce bu kabul edilmeli ve buna uygun bir yükseköğretim politikası hayata geçirilmelidir. Bu politika çerçevesinde üniversiteler özerk ve uzman yapılarca denetime tabi tutulmalıdır. Kalite konusunda DAÜ’nün attığı adımlar bizi sevindirmektedir. Son olarak Mühendislik Fakültesi’nin yedi bölümünün Türkiye’de sadece ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent, İTÜ ve Hacettepe’nin sahip olduğu ABET akreditasyonuna sahip olduğunu öğrenmek mutluluk vericidir. Üniversitelerimizin bu tip konularda kaydettiği ilerlemelerin daha etkili bir biçimde, içeride ve dışarıda duyurulması gerekir. Hedefimiz, genelde üniversitelerimizde, özelde DAÜ’de kaliteye dayalı bir yükseköğretim politikasının oluşturulması ve DAÜ’de bir devlet üniversitesi olmanın gereklerinin yerine getirilmesidir. Kıbrıs Türk halkı bu alanı doğru biçimde düzenleyebilecek deneyime, kapasiteye ve öğretim üyesi potansiyeline sahiptir”.