Tamtamlar çaldı… Erken seçim olacak gibi; tarihi henüz belli değil ama bu yılın içinde olacağa benziyor.
Gına geldi… Nerdeyse, son kırk yılda, hükümetlerin süre ortalaması bir yıl… Çözülmeyen sorunlar da bir yığın… Her yıla da bir seçim düşüyor ortalama olarak… Seçimler açısından demokrasi tıkır – tıkır işliyor; yurttaşın sorunlarına çözüm açısından işleyen bir şey yok. Her seviyede ve çeşitte ve nitelikte vurguncular için işler tıkırında; her seviyede ve çeşitte ve nitelikte düzgünler için işler yıkımda…
Siyaset, yeni bir erken seçimi gerektirecek koşulları yarattı; meclis hükümet partilerinin milletvekillerinin katılmaması nedeniyle toplanamıyor. Alt tarafı da bir Sayıştay Üyesi seçecekler; acizdirler… Yapacakları seçimin hükümetçe önceden belirlenmiş sonucunun kamu kaynaklarını hoyratça kullanmak olacağı ve kamu vicdanına da yutturamayacakları için hükümet partileri acizlik içinde kaldı… Şimdi yurttaş bu hükümetten, hükümetin ve hükümeti destekleyen bağımsız milletvekillerinden daha ne umsun?!.. Hade seçime; bir umut…
Seçimin yapabileceği en büyük iyilik, CTP’yi tek başına hükümete getirmesi, CTP’nin de hükümette iktidar olabilmesidir. Keşke olabilse ama gerçekçi olmak gerek, zayıf olasılık… Olmazsa da seçmen gene kendi iyiliğini ıskalamış olacak…
Seçimlerin yapabileceği en büyük diğer iyilik, koalisyon hükümetleri kuruluşunu rahatlatmak için hiçbir partiyi anahtar durumuna getirmemek… Yani herhangi ikisinin birbirleriyle hükümet kurabilecek sayıya ulaşabilen dört parti olsun mecliste… Anahtar partinin hükümet kurma konusunda diğer iki partiye yaptığı dayatmalar, şantajlar, abartılı talepler yaşanan istikrarsızlıkların ana nedenidir. CTP’nin DP ile hükümeti bozup, UBP ile hükümet kurmaya karar vermesi de bu nedenden kaynaklandı ama doğru karar mevcut ortağı DP’yi hükümet ve meclis icraatları için zorlamak veya DP ile ilgili yaşanan sorunları yurttaşla paylaşmaktı… Yani, örneğin, meclis komitesi başkanıdır diye bir milletvekili şoförlü makam aracı isteyecek, verilmezse de komitesini toplamayacak ve böylece hükümet icraatını engelleyebilecekse, bu durum kamuoyu ile paylaşılmalı… Bir parti hükümet oluşturulmasında anahtar durumunda ise ve bu durumunu şantaj olarak kullanabiliyorsa, şantajlarının da halkla paylaşılması meşru olur… Böyle gariplikler yaşanmaması için seçimler, herhangi ikisinin koalisyon kurabileceği dört partili bir meclis yaratırsa, yurttaşın sorunlarına çözüm olasılığı da artabilir…
Siyasi partiler erken seçime hazır mı? Seçime hazır olmadığını söyleyecek bir parti olamaz, olursa da kapılarını kapatır… Tüm siyasi partiler bir erken genel seçimde bütçe sıkıntısı çekecek. Partiler, ‘ne kadar ekmek – o kadar köfte’ düsturu ile seçime soyunacaklar; yaratabilecekleri mali kaynakla kampanyalar yapacaklar. Seçim kampanyalarının ana ve taşıyıcı unsuru partilerin örgütleridir; onların canlı olması mali kaynak sıkıntısını aşabilecek ve seçimde başarıyı getirebilecek en önemli etkendir. Ancak, örgütler de sık sık yapılan seçimlerden yorgundur. Bir erken genel seçim, siyasi partilerin kaçamayacağı ama mali ve insan kaynakları açısından da zorluklarla karşılaşacağı bir durum olacak. Bu da partilerin seçmeni sandığa çekecek heyecanı yaratacak nitelikte seçim kampanyaları yapamayacakları anlamına geliyor.
Seçmen… Erken seçim ister mi? Aslında seçmen siyasetten sorunlarını çözmesini, azaltmasını istiyor. Sık sık seçim yapılmasına ve çok sık da hükümetler değişmesine rağmen nerdeyse hiçbir derdine çözüm gelmemesi, mevcut sorunlarının derinleşmesi, yenilerinin de eklenmesi seçmenin yeni bir seçime ilgi ve inancını azaltıyor, siyasete güveni de yerlerde sürünüyor. Dolayısıyla, oy kullanım oranı düşük olacak. Ve sandığa gitmeyecek seçmenler de ya herhangi bir partiye üye olmayan ve ‘hangi parti kazanmış beni ırgalamaz’ diyen seçmendir, ya da hükümetlerde bulunmuş partilerin hayal kırıklığı yaşamış üyeleridir. Bu bağlamda, CTP, UBP ve DP seçmeninin sandığa gitmeme eğilim yoğun olabilir; parti örgütleri bir de bu partili seçmenlerle ilgilenmek zorunda kalacaktır.
Erken seçim, Güney Kıbrıs’ın başkanlık seçimlerinden önce yapılabilirse, aslında en büyük kazanç orda olacak, çünkü iki taraf da seçimlerden çıkmış olarak görüşme masasında daha verimli olma çabasına girebilir, bu da zaman kazandırır. Zaten 2020’de de Kuzey’de cumhurbaşkanlığı seçimi var; o sürecin başlangıcına kadar belki görüşmelerde biraz daha ilerleme olur.
Gündemde olan erken seçim, aslında ülkenin kaderini değiştirecek değil; ama madem bu meclis aritmetiği ile olabilecek her şey denendi ve sonuçlar ‘sıfıra – sıfır, elde var sıfır’, yenilensin… Yeni bir meclis aritmetiği oluşsun, zorunlu bağımsız milletvekilleri olgusu da bitirilsin ve siyaset bir daha seçmen ile yüzleşsin; yüzsüzlüğü devam ederse, başka bir erken seçim… Taa ki yurttaş da oy kullanırken toplumsal çıkarlar için daha dikkatli seçim yapması gerektiği kavramını içselleştirsin…