Yunanistan, siyasi açıdan sıkıntılı bir dönemden geçiyor.
Ocak ayında erken seçime gidilmesi, ihtimal dahilinde...
Hem de güçlü bir ihtimal!
Hükümet, siyasi açıdan elini bir an önce kuvvetlendirmek adına, Cumhurbaşkanlığı seçimini 3 ay erkene aldı.
Parlamento tarafından seçilen Cumhurbaşkanı’nın belirlenmesi için yapılacak seçimin ilk tur tarihi, 17 Aralık.
Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK koalisyonu, seçime ortak adayla gidiyor.
2 gün önce açıklanan isim, Yeni Demokrasi Partisi’nde uzun yıllardır siyaset yapan, eski Dışişleri Bakanı Stavros Dimas.
Dimas’ın ilk ve ikinci turda seçilmesi, matematiksel olarak neredeyse imkansız.
Hükümet ortaklarının parlamentodaki sandalye sayısı 162, oysa seçimin ilk iki turunda anayasa gereği 3’te 2 çoğunluğun onayı gerekiyor.
Yani Dimas’ın, 200 oy alması lazım.
Üçüncü ve son turda ise 180 oy yeterli.
Hükümet, koalisyon dışından 18 milletvekilinin oyuyla, Dimas’ı Cumhurbaşkanı seçtirebilir.
Ana muhalefet Syriza’nın lideri Aleksis Tsipras, hükümetin söz konusu 18 oyu bulamayacağı iddiasında.
Bazı siyasi çevreler ise hükümet ortaklarının seçimi erkene almasını, biraz da bu 18 oyu garanti görmesine bağlıyorlar.
Bu sorunun yanıtını yeni yıldan önce öğreneceğiz.
17 Aralık’ta yapılacak ilk turun ardından, ikinci tur 27 Aralık’ta, üçüncü tur ise 29 Aralık’ta.
Dimas’ın 29 Aralık’ta gerekli 180 oyu alamaması halinde ise anayasa gereği hükümetin 10 gün içerisinde erken seçim kararı alması gerekiyor.
Erken seçimin de bir ay içerisinde yapılması lazım.
Dolayısıyla eğer erken seçime gidilecekse, Ocak ayının son yarısı ile Şubat ayının ilk yarısı arasındaki dilimde sandıkların kurulması gerekiyor.
***
Yunanistan’da yaşanmakta olan siyasi istikrarsızlığın temel nedeni, ekonomik kriz ve devamında AB tarafından uygulamaya konan mali kurtarma programı.
Halkın geniş kesiminin, Troyka’nın varlığına yönelik ciddi tepkisi var.
AB’nin, kurtarma programı kapsamında uyguladığı kemer sıkma politikaları, Yunan halkına ekonomik açıdan oldukça zor günler yaşattı, yaşatmaya da devam ediyor.
Tam da bu nedenle son iki seçimde radikal sol ve radikal sağ partiler, önemli bir çıkış yakalamış durumda.
Bir yanda, Aleksis Tsipras liderliğindeki Radikal Sol Koalisyon Syriza, diğer yanda ise ırkçı terör olaylarıyla adını duyuran Altın Şafak (Hrisi Avgi)...
Syriza, 2012 yılında yapılan son seçimde, PASOK’un iki katından fazla sandalye elde etti, tam 71 milletvekili kazanarak, Yeni Demokrasi Partisi’nin ardından ikinci büyük parti oldu.
Son dönemde yapılan anketlere göre ise olası bir erken seçimde, liderlik koltuğuna yerleşebilir.
Anket sonuçları Syriza’yı şu anda hükümetin büyük ortağı Yeni Demokrasi Partisi’nin yaklaşık 5 puan önünde gösteriyor.
***
Hükümetin geçtiğimiz günlerde, kurtarma programının 2 ay sonra tamamlanması konusunda AB Troykası ile anlaşmaya varmasının ardından, koalisyon ortaklarının eli siyasi anlamda biraz rahatlamış durumda.
Çünkü halkın Troyka’nın varlığından ve uyguladığı politikalardan kaynaklanan muhalefetine karşı, elleri az da olsa güçlenecek.
Ancak Yunanistan’da halkın, Troyka’nın ilk günden itibaren hayata geçirdiği uygulamalardan öncelikle hükümeti sorumlu tutması nedeniyle, bu duruma karşı var olan güçlü tepkinin kırılabilmesi, çok da kolay değil.
Dolayısıyla erken seçimin sonucunun Yeni Demokrasi ve PASOK lehine olmasının ihtimali, her şeye rağmen düşük.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin, hükümetin arzu ettiği biçimde sona ermesi halinde erken seçim takviminin işlemesine gerek kalmayacak ama aksi durumda, Yunanistan’da yeni bir siyasi evrenin başlayacağı aşikar.
Syriza’nın liderliğindeki yeni bir hükümetin, Türk-Yunan ilişkilerinde ne gibi etkiler yaratacağı ve bunun da Kıbrıs sorununa nasıl yansımalarının olacağı, bizim için önemli bir merak konusu.