Eroğlu açıklamalıdır “al-ver” aşamasında nereyi verecektir?

Ünal Fındık

Seçim kampanyasını elinde bir harita ile başlatan Eroğlu adaylığını henüz resmen açıklamadığını iddia ediyor. Dün de “15 Kasım’da misafirler gelecek, ondan sonra açıklarım” diyerek adaylık için “misafirlerinden” onay alacağını ima ediyor.

Eroğlu’nun 15 kasım’daki misafirlerinin kimler olacağını bilmeyen yok. Türkiye Cumhurbaşkanlığı temsilcisi, hükümet temsilcisi ve askerlerin temsilcisi ile kendiliğinden gelecek diğer kişiler. Ortak özellik hemen hepsinin Türk yetkililer olması. Açıkçası Eroğlu halka “bakın Türkiye de beni destekliyor” demeye getiriyor.

Eroğlu henüz aday olmadığını söylüyor ama hem bölgeleri gezerek “halkı bilgilendirme” toplantıları düzenleyerek halka doğru bilgi yerine, olmayan haritadan bahsediyor. Hem de uzun zamandır görünmediği televizyon programlarına çıkarak aday olması halinde mevcut adaylardan fazla oy alacağını iddia ediyor.
Eroğlu’nun ilk kez geçen hafta Yeni Erenköy’de ortaya attığı harita konusunu bu hafta da hemen her fırsatta tekrarladı. Bu yetmedi bir harita da UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün eline tutuşturdu. O da köyleri gezmeye başladı.

Belli ki seçim kampanyası bu olmayan harita üzerine oturacak. Olmayan harita diyorum çünkü Eroğlu dün bir heyetle görüşmesinde Yeni Erenköy’de “müzakere masasında kendilerine sunulan köy isimlerinden bahsettiğini, bu köy isimlerine bakıldığı zaman aşağı yukarı bir haritanın ister istemez ortaya çıktığını” belirtti.

Yani Eroğlu kendi kendini yalanladı. Ortada bir harita olmadığını, kendilerinin bu köy isimlerine bakarak bir harita oluşturduklarını itiraf etti. Buna rağmen bakın görürsünüz seçim kampanyası kendisinin yarattığı bu olmayan harita üzerinden yürütülecek.

Eroğlu görüşmeler askıya alınmadan önce ısrarla “Al-ver’e geçilmesini istiyordu”. Bunu her fırsatta tekrarlıyordu. Bir müddet önce bu köşede “Eroğlu bu al-ver sürecinde neyi verecek” diye sormuştum.
Elbette bu soruma yanıt almadım. Eroğlu o dönemde herhalde “neyi vereceğimi masada konuşurum, sana mı söyleyeceğim” demiştir.

Ama şimdi durum değişti. Kendisi bir harita üreterek halkın bilgisine getirdi. Bunu yayma görevini de Özgürgün’e tevdi etti.

Bu durumda al-ver aşamasına gelindiğinde kendisinin nereleri vereceğini açıklaması gerekir.

Ortaya birtakım köy isimleri attı. Eroğlu, Karpaz’ın tümü, değirmenlik ve etrafı, Yeniboğaziçi ve etrafıyla Güzelyurt’un bu isimler arasında olduğunu söyledi.

Annan planında yer alan haritada Lefkoşa-Mağusa ana yolunun güneyinde kalan köyler de vardı, Güzelyurt bölgesindeki Kalkanlı haricindeki köyler de, hatta Girne boğaz bölgesinde bulunan Kozanköy, Şirinevler ve etrafı da vardı.

Eroğlu buraları yok saydı.

Acaba Eroğlu bu köyleri vermeyi peşinen kabul etti mi?

İsimlerini saymadığına göre zaten taşınmak için hazırlanan bu köyler şimdiden taşınabilir. Çünkü Eroğlu oraları çoktan verdi. Şimdi ötekileri kurtarmaya çalışıyor.

Yok “ben hiçbir köyü gözden çıkarmadım, verecek da değilim” diyorsa, o zaman al-ver sürecinde Rum tarafına ne verecektir. Artık bu soruyu yanıtlamalıdır.

Halk bilmek istiyor. Çünkü görüşme sürecinin 1974’den sonraki ana teması “Toprak karşılığı, Anayasal haktır”.
Eroğlu bunu bilmiyorsa 5 yıla yakındır masada neyi görüşüyor?

Aylardır “al-ver aşamasına geçelim” diye neden ısrar ediyor?

Yoksa Rumlara “KKTC vatandaşlığı mı vermeyi” teklif edecek?

Gerçekten Eroğlu çözüm istemiyor. Yıllardır “çözümsüzlük en iyi çözümdür” felsefesinin liderliğini yapan birinden başka ne beklenir?

Eroğlu görüşme sürecini taşıyamaz. Tarzı değil. Rahmetli Denktaş gibi Eroğlu da her seçim dönemi ortaya çözüm karşıtı birşeyler atıyor. Şimdi de okus pokusla bir harita yaratıp bunu yaymaya başladı.

Dua etsin Anastasiadis blöfünü görmedi. Yoksa Eroğlu’nun istediği gibi al-ver aşamasına geçilmesini kabul etseydi bu seçimde aday bile olamayacaktı.

Dahası Anastasiadis masadan da kalkarak Eroğlu’na altın tepsi içinde adaylık sundu.

Ama ben yine de ısrarla Eroğlu’ndan açıklama bekliyorum “al-ver aşamasına geçilseydi, Türk tarafı olarak biz nereyi, hangi köyleri, ya da neyi verecektik?”

Sanırım bunu bilmek her yurttaşın hakkıdır.