KTÖS Genel Sekreteri Şener Elçil, Kıbrıs sorununun çözüme yönelik yürütülen müzakerelerle ilgili açıklama yaptı. “Sn. Eroğlu, referandum sürecinde hayır kampanyası yürüttüğünü unutarak, Ankara’dan aldığı talimatlarla “barış meleği” kesilmiştir” ifadelerinin kullanıldığı açıklamanın tam metni şöyle;
“Kıbrıs Sorununun çözümüne yönelik toplumsal talebin önüne geçmeye çalışan “Ankara Merkezli” çözümsüzlük yanlısı ayrılıkçı anlayış yeni politikaların ipuçlarını vermeye başlamıştır.
Yıllarca “çözümsüzlük çözümdür” politikası ile ayrılıkçılığın bayraktarlığını yapan Sn. Eroğlu, referandum sürecinde hayır kampanyası yürüttüğünü unutarak, Ankara’dan aldığı talimatlarla “barış meleği” kesilmiştir.
Bir yandan barış isteklerini Rum tarafını suçlayarak dile getirirlerken, diğer yandan ise adanın kuzeyinin “kolonize” edilmesi için hiçbir uğraştan geri durulmamaktadır. Adanın kuzeyine nüfus taşınıp, vatandaşlık dağıtılır ve yanıltıcı nüfus sayımları ile dünya adlatılmaktadır. Bunun yanında dini dayatmalarla toplumsal ve kültürel kimlik değiştirilmeye çalışılmakta; Kıbrıslı Türkler’e ait kurumlar ise Türkiye sermayesine peşkeş çekilmektedir. Kıbrıs Türk toplumunun toplumsal varlığı büyük bir tehlike altındadır.
Ankara’dan dayatılan bu politikaların devamı ve ayrılıkçı politikaların kalıcılaşması için düğmeye basılmış görünmektedir. Anlaşılan odur ki, görüşme masasında sıkışan Türkiye ve onun adanın kuzeyindeki kuklaları, Annan Planı’ndaki “Kıbrıs Türk Devleti”nin arkasına saklanarak rejimi gizleme gayreti içine girmişlerdir. AKP’nin bu yeni oyununu sahneye koyma görevi de Sn. Eroğlu’na havale edilmiş görünmektedir. Adanın kuzeyinde Ankara’nın kurdurduğu ayrılıkçı rejimi devam ettirmek için “makyaj” yapma politikası sahneye konulmuş, muhalefet de Ankara’ya çağrılmıştır. Çözümsüzlüğü, ayrılıkçılığı ve militarizmi kendilerine yaşam felsefesi yapanların sivilleşme, demokratikleşmeden bahsetmeleri ve barış meleği kesilmeleri bu politikaların sinyalleridir
Bilinmelidir ki Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası sadece bunları söyleyenleri değil, söyleteni de çok iyi tanımaktadır ve toplumsal yokoluşun kimler tarafından dayatıldığını çok iyi bilmekte toplumumuzu da uyarmayı görev saymaktadır..”