Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu akşam, Lefkoşa Merit Otel’de basına yeni yıl resepsiyonu verdi.
Cumhurbaşkanı resepsiyonda yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri anlattı, kendisine yönelik bazı eleştirileri yanıtladı.
Medyanın rolü ve önemini iyi algıladıklarını ve gazetecilerin yaptığı görevleri takdir ettiklerini ifade eden Eroğlu, halkı gelişmelerle ilgili olarak bilgilendirmek ve yorum yapmanın kolay olmadığını, medyanın çağdaş demokrasilerin vazgeçilmezi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanlığı olarak kapılarının her zaman medyaya açık olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, özellikle görüşme süreci ile ilgili olarak düzenli basına açıklamalar yaptıklarına dikkat çekmek istediğini, çünkü bazı arkadaşların kendilerine soru yöneltemediklerinden yakındıklarını az da olsa zaman zaman gazetelerden okuduğunu söyledi.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile her buluşmalarından sonra, Cumhurbaşkanlığı’nda BRT’den de canlı yayınlanan açıklamalar yaptığını ve varsa soruları yanıtladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, yurtdışında yapılan görüşmeler veya yurt dışındaki temasları sonrasında da muhakkak Ercan Devlet Havalimanı’nda açıklamalarda bulunup soruları yanıtladığını anımsattı.
KIBRIS KONUSU
Konuşmasında Kıbrıs konusuna da değinen Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs konusundaki görüş ve çabalarını detaya girmeden ve uzatmadan özetlemek istediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Benim görev sürem başlayalı yaklaşık 20 ay oldu. İlk günden beri yapıcı olma, bir an önce Kıbrıs konusunu bir barış antlaşması ile noktalama gayreti içinde oldum.
Geçen süre sonunda şimdi bir son oyuna, yani ‘end game’e’ gidiş söz konusu.
Bizim asıl ve samimi düşüncemiz, bu son oyunun başarıyla tamamlanması ve işin uluslararası konferansa götürülerek halledilmesidir. Eğer Rum tarafı samimi ise biz varız.
Görüşlerimiz ortadadır. Biz; eşitlik, egemenlik, kendi kendimizi yönetme hakkımız, iki bölgelilik, mülkiyet, toprak, vatandaşlık konularının var olan gerçekler temelinde ele alınması, Anavatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamı, yapılacak antlaşmanın Avrupa Birliği’nin Birincil Hukuku olması temel prensiplerine sahibiz ve bunların hiç birinin Rum halkına bir zarar vermeyeceği görüşünden hareketle kalıcı, yaşabilir bir antlaşma isteniyorsa mutlaka gözetilmesini gerektiğini savunuyoruz.
Bizim temel olarak üzerinde durduğumuz Kıbrıs Türk halkının belirsizlikten kurtulması, artık çözümsüzlüğün faturasının bize çıkarılmamasıdır.
Ve eminiz ki bu görüşlerimiz halkımızın çok geniş bir kesimi tarafından paylaşılmaktadır.
Dileriz 2012 Barış Yılı olur...”
“ANAVATAN İLE YENİ VE ETKİN BİR EKONOMİK PROTOKOL GEREKLİ…”
Konuşmasında ekonomik konulara da değinen Cumhurbaşkanı, Türkiye ile yeni ve etkin bir ekonomik protokol yapılması gerektiğinin altını çizdi ve şöyle devam etti:
“Anavatan Türkiye yetkilileri, diğer uluslararası temaslarımızda da KKTC’nin ekonomik gelişmesi, bakanlıklar bünyesinde yaşanan sorunların giderilerek Kıbrıs Türk halkının yaşam ve aldığı hizmet kalitelerinin artırılması hep gündemimizdedir. Ama yetki iktidarlardadır. Biz zaman zaman uyarımızı yapar, dikkatlerini çekmeye çalışırız.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de son iki yılda yeniden büyümeye başlamıştır. Anavatan Türkiye, güçlü ekonomisi ile daha ileri gitmemiz için yanımızdadır. Anavatan Türkiye ile imzalanan ekonomik işbirliği protokolünün uygulanması ve 2012 yılı içinde yaşananlar da dikkate alınarak yeni ve etkin bir protokolün hazırlanması gerektiği Cumhurbaşkanlığımız tarafından her uygun platformda dile getirilmektedir.”
“İÇ BARIŞ GÖZETİLEREK AMA KARARLILIKLA REFORM…”
Cumhurbaşkanı, iç barış gözetilerek, ilgili kesimlerle diyalog ihmal edilmeden ama kararlılıkla ve gecikmeden reformcu bir yaklaşımla doğu adımların atılmasının, gelecek adına kaçınılmaz olduğunu ve konuya partiler üstü bir anlayışla yaklaşılması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:
“Anavatan Türkiye’den su ve elektrik enerjisi getirilmesi için sürekli devredeyiz.
Turizmin geliştirilmesi, yatak kapasitesi ve turist sayımızın artması, üniversitelerimizin daha da gelişmesi ve öğrenci sayısının yükselmesi hep gündemimizdedir.
En önemli yönümüz olan yetişmiş insan gücümüzün daha ileri noktalara ulaşması için yurt dışına giden öğrencilerimizin durumu, özellikle Anavatan Türkiye’nin önde gelen üniversitelerine GCE sınavlarına göre öğrencilerimizin gidebilmesi tarafımızdan da takip edilmektedir.
Bakanlar Kurulu’ndan geçerek Meclis’e sevkedilen Askerlik Yasası değişikliği Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantıda en üst seviyede ele alınmış ve desteklenmiştir.
Polisimizin sivile bağlanması konusu bizim de gündemimizdedir ve Anavatan Türkiye yetkilileri ile en üst seviyede ele alınmıştır. Cumhurbaşkanlığı olarak ülkemizin yararına olacak, herkesin mümkün olan en üst seviyede içine sinecek bir sonuca ulaşılması için konuya özel bir önem veremeye devam edeceğiz.
Vatandaşlık,muhaceret, ülkemizdeki iş gücü konularında var olan tartışmaların artık geride kalması gerektiğinin altını çizerken, bu konunun da partiler üstü bir anlayışla ele alınması gerektiğini vurgulamakta büyük fayda görüyoruz.
“BİR AN ÖNCE ANAYASAL DEĞİŞİKLİK VE REFERANDUM”
Cumhurbaşkanı, Anayasal değişiklikler yapılması zamanının gelip geçtiğini, daha fazla gecikilmeden, Meclisin görevi olan bu konunun tüm kesimler ve üniversitelerle diyalog içinde halledilmesi ve uygun bir zamanda referanduma başvurulması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için hem sosyal hem de ekonomik olarak da büyük önem taşıyan imar yasaları daha fazla gecikilmeden gündeme gelmeli, bu alandaki tartışmalar ve beklentiler de bir neticeye kavuşturulmalıdır.
Cumhurbaşkanı’nın görev ve sorumluluklarının nereden başlayıp nerede bittiğinin idraki içinde kişiler veya partilerle hiçbir alıp veremediğimiz yoktur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bizim için yaşamsal öneme sahip ortak bağımız, bileşkemizdir. Bu olguya gereken önemi mutlaka vermeliyiz.
Dünyamız ve bölgemizdeki gelişmeler çok ilginç boyutlara ulaşmıştır. Rum tarafının yaptıkları ortadadır.Bu süreçten güven içinde geçebilmek ve güzel yarınlara ulaşabilmek için Anavatan Türkiye ile kardeşçe, el - ele, gönül - gönüle karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.
Birlik ve beraberliğimizi muhakkak korumalı, tüm tartışmaların ana hedefini bireysel veya zümresel çıkarlar değil toplumsal menfaatler olarak koymalıyız.
Özetle dile getirdiğim tüm bu konularda medyamızın takdirlerini bekliyor, yeni yılın adamıza bir antlaşma, herkese sağlık ve mutluluk getirmesini, insanlığa, milletimize, devletimize, halkımıza hayırlı olmasını dilerim…”