2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, müzakerelerin yolunun açılmasında tüm diplomatik yolların yanı sıra Türkiye’nin gücünün de kullanılması gerektiğini ifade ederek, yapılması gerekenin sorunun çözümüne odaklanmak olduğunu belirtti.
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Ofisi’nden verilen bilgiye göre Talat, katıldığı bir televizyon programında çeşitli konuları değerlendirdi.
“Cumhurbaşkanlığında, Ulusal Birlik Partisi ve Demokrat Parti milletvekilleri ile toplantı yapıldığı” yolundaki haberlerin sorulması üzerine Talat, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun iç politika ile ilgilendiğini, hatta etkili olduğu partilerin iç yarışlarına bile müdahale ettiği ileri sürdü.
Talat, “Eroğlu’nu destekleyeceğini açıklayan iki partinin milletvekilleriyle toplantı yapıp, muhtemelen verilecek desteğin görüşülmüş olması halinde, bunun yadırganamayacağını” söyledi.
“Cumhurbaşkanı görüşmeleri tamamen görüşmecisine havale etti” diyen Talat, uluslararası alanda ve sorunun yürütüldüğü tüm platformlarda yetkili aktörlerin liderler olduğunu ve Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun da görevinin toplum adına müzakereleri yürütmek olduğunu söyledi.
Bunun yapılmadığı şartlarda görüşmelerde ciddi ilerleme beklenemeyeceği görüşünü dile getiren Talat, “Sorunun esas sahibi başka işlerle uğraşırsa çözüm nasıl başarılacak?” diye sordu.
Müzakere sürecinin hangi noktada olduğunun sorulması üzerine Talat, “kendisine göre sürecin tıkandığı, liderlerin bir araya geldiklerinde güven yaratıcı önlemleri görüşmelerinin bunun en net göstergesi olduğu” yorumunu yaptı.
“HAVANDA SU DÖVÜYORLAR”
Güven yaratıcı önlemlerin müzakereleri erteleyerek görüşülmesinin zaman kaybı olduğunu da ileri süren Talat, bu konunun teknik komitelerin gündeminde olması gerektiğini, teknik komitelerin tam da o amaçla kurulduklarını, böylece tam teşekküllü görüşmelerin kendi mecrasında devam edebileceğini anlattı.
“Atın önüne arabanın konulduğunu” söyleyen Talat, “Havanda su dövüyorlar” dedi. Talat, bunun bir oyalama taktiği olduğunu görüşünü dile getirdi.
Son dört buçuk yılın Kıbrıs Türkü açısından büyük bir kayıp olduğunu savunan Talat, “bu yıllarda hiçbir yakınlaşma sağlanamadı” dedi.
Müzakerelerin yolunun açılmasında tüm diplomatik yolların yanı sıra Türkiye’nin gücünün de kullanılması gerektiğini kaydeden Talat, yapılması gerekenin sorunun çözümüne odaklanmak olduğunu belirtti.
Ülkede Cumhurbaşkanının, “elbette” halkın tüm sorunları ile de ilgilenmesi gerektiğine dikkat çeken Talat, ancak esas görevinin Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu vurguladı.
“KİMLİK EROZYONU”
Talat, Kıbrıs Türk kimliğinin erozyona uğramakta olduğu ve giderek vahim bir noktaya gidilebileceği yolundaki endişelerini dile getirdi.
Talat, “Çok sayıda Kıbrıslı Türk, cebindeki kimlik ve pasaportlara bakarak, ‘ben neyim’ demekte, katıldığı uluslararası bir toplantıda hangi bayrağın arkasında duracağını bilememektedir” diye konuştu.
AP seçimlerinde bir deneyim yaşandığını, bu konuda halkın bilinçlendirilmesinin liderliğe düştüğünü belirten Talat, “ancak Cumhurbaşkanı Eroğlu ağzını bile açmadı” dedi.
İki toplumun siyasi eşitliğinin olduğunu hatırlatan Talat, AP seçimlerinin bu eşitliği rencide eden bir eylem olduğunu, bu ve bunun gibi gelişmelerin kimlik erozyonuna katkı koyduğunu anlattı ve çıkış yolu olarak çözümü işaret etti.
“ANAHTAR BİZDE”
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın “çözümün anahtarının Erdoğan’ın elinde olduğu” ifadesinin sorulması üzerine Talat, Biden’ın bunu söylediğine ihtimal vermediğini, haberin Rum basını kaynaklı olduğunu hatırlattı ve bunun, bilinen Amerikan üslubu olmadığını, söylenmişse de bilgisizlikten kaynaklanmış olabileceğini kaydetti.
Talat, “Biz de biliriz ki anahtar bizdedir” dedi.
ÇÖZÜM NEDEN OLMADI?
Bir soru üzerine, Rum Yönetimi eski lideri Dimitris Hristofyas ile çözüme ulaşılamamasının nedeninin Rumların iç siyasi dengeleri ve uluslararası toplumun ilgisizliği olduğunu kaydeden Talat, DİKO’yu da yanında tutmak isteyen Hristofyas’ın çekingen davrandığını hatırlattı.
2010 yılında Rum tarafı ile varılan mutabakatları açıklama isteklerinin nedenlerini anlatan Talat, birinci nedenin seçimlerden sonra gelecek olan liderlerin bunlara bağlı kalması, ikincisinin de halkın bunu görmesi ve bundan kaçan olursa hesap sorması olduğunu açıkladı.
İSRAİL’İN SALDIRGANLIĞI... “ARTIK BU VAHŞETE BİR SON VERİLMELİ”
Son olarak, İsrail’in Filistin’e yaptığı saldırılar hakkında konuşan Talat, top oynayan çocukların bile bombalandığını belirtti ve saldırıda limitsiz davranıldığını söyledi.
Talat “Dünyanın sessizliğinin kabul edilemez olduğunu kaydederek “Artık bu vahşete bir son verilmeli” dedi.
Dünya düzeninin ne kadar adaletsiz olduğunun bir kez daha görüldüğünü belirten Talat, bundan ders çıkartılması gerektiğini belirterek, “Kıbrıs’ta da sorun çözülecekse, biz çözeceğiz, bunun anlaşılması lazım” dedi.