1990’lı yıllarda Denktaş-Eroğlu kavgası vardı.
Dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın yörüngesinden çıkan Derviş Eroğlu UBP’nin başında kalmaya niyetli görünüyordu. 9’lar Hareketi ve ardından Demokrat Parti’nin (DP) kurulmasında bu çelişkinin ve çatışmanın da önemli rolü vardı.
Nitekim Denktaş’ın tahmin ettiği gibi 1995 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Eroğlu UBP’nin adayı olarak karşısına çıkıverdi!
Denktaş tarihte ilk kez UBP’siz bir seçime giriyordu. O günlerde kullandığı slogan da “Bana partimi sorma, ben Denktaşçı’yım” idi.
Bu süreçte Denktaş kurucusu ve ilk Genel Başkanı olduğu UBP’den kopmuş, 1993’ten itibaren yapılan bütün seçimlerde DP’nin başarısı için çalışmış, seçim günlerinde de UBP’nin güneşi yerine DP’nin meşalesine mühür basmaya başlamıştı.
**
2010’lu yıllarda Eroğlu-Küçük kavgası var.
Yaşları epey ilerlemiş olmasına karşın hala siyasette var olma ve önde olma çabasını sürdüren iki politikacının kapışması, 1990’lı yıllardaki Denktaş-Eroğlu kavgasına çok benziyor.
İrsen Küçük UBP’de ipleri eline geçirmeye ve Eroğlu’nu etkisizleştirmeye çalıştı ve bunu büyük ölçüde başardı.
Ahmet Kaşif ve ekibini partiden ayrılma noktasına getirerek içerideki operasyonu tamamladı.
Ancak baskın erken seçim kararına zorlandı ve sandığı karşısına görüverdi.
Şimdi eğer sandıktan ciddi yaralarla çıkarsa, muhtemelen UBP’nin başında oturmaya devam edemeyecek.
Bu yüzden İrsen Bey saçını-başını boyatma dahil, seçimden ‘ikinci parti’ çıkabilmek için adeta çırpınıyor!
CTP’nin birinci parti çıkacağını bildiği için “Hükümeti CTP ile biz kuracağız” dedikodusunu yayıp iktidar olanaklarından yararlanmaya meraklı seçmeni yanında tutmayı umut ediyor.
Ancak işler iyiye gitmiyor. Sürekli “mühür” çağrısında bulunması, UBP liderliğinin yaşadığı panik havasını belli ediyor.
**
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu cephesinde de panik var. Zira Ulusal Güçler’le takviyeli DP henüz ciddi bir varlık gösteremiyor. Bunun en önemli sebebi DP’nin örgütsüzlüğü olsa gerek.
Bu yüzden DP en fazla UBP’den istifalara ve DP’ye katılımlara asılıyor. Eroğlu ve Kaşif’in bu operasyonlarda başrolü oynadığını tahmin etmek zor değil.
DP’nin ağırlık verdiği bir diğer alan ise yine UBP’li seçmenden ‘karma oy’ almak. Kimi sivil toplum örgütlerinin de beslediği kimi ‘karma’ çağrılarının ‘Saray merkezli’ olduğu iddiaları ortalıkta dolaşıyor.
**
Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bu seçimde bir başka sıkıntısı daha var.
Bugüne kadarkilere hiç benzemeyen bir durum bu…
Zira Eroğlu hayatında ilk defa UBP’nin güneşine değil, DP’nin meşalesine mühür vuracak!
Aynen 1990’lı yıllardan itibaren rahmetli Denktaş’ın yaptığı gibi…
Çok merak ediyorum, Eroğlu sandıkta o mührü basarken acaba neler hissedecek?
Garip bir durum olmalı.