Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan İrsen Küçük’ün hem New York’a gidişine hem de dış politika hakkında demeçler vermesine, kendisini adeta ‘görüşmeci’ yerine koymasına fena halde bozuldu.
Küçük, New York’a gidişi öncesi, artık dış politikaya da ‘karışacağını’ söylemişti.
New York’ta da hem Kıbrıs sorununa ilişkin hem de dış politikalara ilişkin açıklamalar yaptı.
2 adım ötedeki güney komşusuna, New York’tan mesajlar göndermeyi uygun buldu mesela…
Artık müzakerelere de ‘karışacağının’ sinyalini verdi.
İçteki sorunları halleden Küçük, memleketi alt üst ettikten sonra New York’ta ‘dünyaya’ açıldığını Eroğlu’na gösterme telaşına girdi!..
Eroğlu ise dün bir kabulü sırasında yaptığı açıklamada, hükümetin ‘dışa’ değil ‘içe’ bakmasını öğütledi.
Bir süredir Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasındaki gerginlik böylece devam etti.
Karşılıklı basın yoluyla birbirlerine göndermeler yapmayı alışkanlık haline getirdiler.
Eroğlu son olarak dün şunları söyledi:
“Memlekette uzun süre belediye, kurultay tartışmaları olmuştur. Artık bunlar geride kalmış olaylardır. Hükümetin artık özellikle iç politikaya, ülke sorunlarına ağırlık vererek, hak iddia edenlerin sorunlarına eğilmesi ve sorunları çözen bir hükümet pozisyonunda olması gerekir. Ben de gerekli uyarıları yapmaya çalışacağım.”
Dün Meclis Genel Kurulu’nda CTP Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu’nun söyledikleri yerindeydi; “Meydan boş, Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanlığı görevini yapmıyor.”
Tam da Kalyoncu’nun dediği gibi meydan boş ve doğa boşluk tanımıyor.
Kıbrıs görüşmelerinin olmadığı, dış politikada milim ilerleme sağlanamadığı bu dönemi Küçük ‘fırsat’ bildi, kendini Amerikalara attı.
Şimdi ister misiniz Eroğlu da Küçük’ün boşluğunu fırsat bilip ‘hükümetçilik’ yapsın!..
-------------
Taçoy, şeytana uyacak mı?
UBP’nin muhalif vekili Hasan Taçoy bugünlerde yaptığı açıklamalar ile gündemdeki yerini koruyor.
Katıldığı bir televizyon programında, UBP Hükümeti’ne muhalifler olarak ‘güvensizlik önergesi’ ile düşündüklerini anlattı.
Ve dedi ki; “Şu günlerde bir omzumda şeytan diğer omzumda melek oturuyor. Ve şeytan diyor ki; güvensizlik önergesi ver, melek ise; sakin ol.”
Anlayacağınız memleketin geleceği Taçoy’un omzundaki şeytana kaldı.
Daha neler görüp neler yaşayacağız.
------------
Özgürgün çocuklar kadar şen!..
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, şu günlerde çocuklar kadar şen…
Mutluluğunun nedeni ise New York’a gitmeyerek, Başbakanlığa vekillik etmesi.
Dün Meclis’te, CTP Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu, Başbakan İrsen Küçük’ün Amerika ziyaretindeki ekibinde yer alan Turizm Bakanı’nın, daire müdürlerinin, basın mensuplarının gidişini eleştirirken, “Ne iş yaparlar” diye tepkisini ortaya koydu.
Amerika’ya Turizm Bakanı’nın neden gittiğini, Dışişleri Bakanı’nın neden gitmediğini soran Kalyoncu’ya, Özgürgün kürsüye çıkarak yanıt verdi.
Özgürgün sadece, kendisi yurt dışı ziyaretlerine katılmasa da orada görevli diplomatların heyetlere destek verdiğini söyleyebildi.
Dışişleri Bakanı Özgürgün’ü, hem Cumhurbaşkanlığı hem de Başbakanlık ‘dış temaslardan’ dışlarken, Özgürgün’ün mutluluğu, sadece birkaç günlük ‘Başbakan vekilliği’…
----------
Çakıcı ‘güvensizlik’ veremez
UBP Hükümeti’ne ‘güvensizlik önergesi’ verilmesi yönünde fikirlerin ortaya çıkmasıyla TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, “Güvensizlik önergesi sunmayı planlıyoruz” demişti.
Ancak, TDP’nin yalnız başına güvensizlik önergesi vermesi mümkün değil.
KKTC Anayasası’nın 109 (3) maddesine göre, Başbakana karşı güvensizlik önergesi, en az dokuz milletvekili tarafından verilebiliyor. TDP’nin Meclis’te 3 milletvekili bulunuyor.
Bunun farkına varan Çakıcı, TDP olarak imzalarının hazır olduğunu UBP’deki muhalif grup ve muhalefet partilerine de bu süreci en kısa zamanda netleştirmek için gerekenin yapılması çağrısında bulundu.
Yani DP ve TDP vekil sayıları bu hükümeti düşürmeye yetmiyor.