Eroğlu arada bir konuşur ama konuşunca da inciler saçar!
İki tarafın Futbol Federasyonları arasındaki yakınlaşma görüşmeleri için de konuştu, söyledikleri yine dudaklarda gülümsemeler yarattı.
Ne dedi Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu;
İki federasyonun görüşmelerine karşı olmadığını çünkü henüz bir anlaşma olmadığını söyledi ve “herhalde sayın Sertoğlu kendi halkının ve federasyonunun düşüncelerinin ne olduğunu bilerek hareket ediyor” diyerek Federasyon heyeti üzerinde baskı yaratmaya çalıştı.
Eroğlu, futbolumuzun Avrupa’ya açılmasının tek yolunun KOP olmadığını da söylerken, ileride anlaşma olursa iki federasyonun ayrı olarak hareket edebileceğini de söyleyerek olası bir anlaşmaya nasıl baktığını da belirtmiş oldu.
Anlaşma da olsa ayrılık taraftarı Eroğlu… Her nasılsa!
Anlaşmanın amacı nedir peki? Eğer futbol federasyonları bile ayrı hareket edecekse anlaşmanın getirisi ne olacaktır?
Ve yine yılların artık usanç veren sözlerini söylemeye devam etti… Herkesin Kıbrıs gerçeğini görmesi gerektiğini belirtti ve hiç yüzü kızarmadan da “biz hem Peres De Ceullar, hem de Annan Planı’nı kabul ettik, demek ki anlaşmaya niyeti olan Türk tarafıdır” demeyi de kendine yedirdi.
Bu kadarına da pes doğrusu…
Annan Planı referandumunda çektiği ‘hayır’ bayrağını unuttu!...
Eroğlu’nun söylediklerini bir yana bırakıp her iki futbol federasyonunun yaptıkları işin güzelliğini ve büyüklüğünü vurgulayalım.
Tutucu, gerici ve vizyonsuz siyasetçilerin söylediklerini veya söyleyeceklerini dikkate almadan bu yolu yürüyecekleri umuduyla her iki federasyonu da kutlamak ve başarılar dilemek lazım.
Yoklukla malul bir hükümet
Haspolat Arıtma Tesisi’nin lağım suları, peynir altı suları, hayvan kanı ve pislikleri Mağusa’ya kadar ulaştı yine… Mağusa Belediyesi en doğal hakkı olan ve yapması gereken işi yaparak bölgesini pislikten korumaya çalıştı. Pisliğin önüne set çeken dozer operatörü tutuklandı, Oktay Kayalp’e dava okundu.
Hükümetin bu konudaki çevre politikası ise; Sorunun kaynağında hiçbir önlem almadan oluşan pisliğin akıp gitmesi ve plajın içine dökülmesi…
Her işte yaptığı gibi… Sin da gulle geçsin… Ancak bu olay sinerek geçecek bir durum değil.
Zifiri karanlık Alsancak
Alsancak’ın (Karava) altından geçen ana yol zifiri karanlık. Biraz soruşturdum; ana yollar Karayolları tarafından aydınlatılıyor. Ancak sözünü ettiğim yol Alsancak içi gibi… Bilenler bilir. Yani Alsancak Belediyesi’nin niyeti olsa Karayolları nezdinde faaliyete geçer ve yola elektrik direği koydururdu. Karayolları bu direkleri koymazsa başka belediyeler gibi, örneğin Girne Belediyesi gibi proje yapar, anayollara direk koydurur, yolu aydınlatırdı.
Ama ne gezer… Zifiri karanlık sürüyor. Geçenlerde yine akşamüzeri yoldan geçerken korktum. O yolda her an birileri basılabilir.
Bunun olması beklenmiyordur umarım. Ha, Belediye’nin parası mı yok? O halkın sorunu değil. Ya kendisi bulur parayı, ya da Karayolları’na yaptırır. Can kaybı olmadan elektrik direkleri konmalı.