Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, partisinin Cumhurbaşkanlığı seçiminde Eroğlu’ndan başka bir alternatifinin olamayacağını söyledi dün.
Bunu samimiyetle ifade edilmiş bir açıklama olarak kabul ederek, ‘alternatif’ kelimesi üzerinde biraz beyin jimnastiği yapmak istiyorum.
Evet Özgürgün defalardır, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Eroğlu’nu destekleyeceklerinin altını çiziyor.
Gerçi üst düzey muhalefetin önemli bir bölümü geçtiğimiz genel seçimde partiden ‘ayıklanmış’ olsa da yine de UBP’nin pür-i pak bir Eroğlu Cumhuriyeti olmadığını hesaba katarak, Özgürgün’ün ‘destek’ beyanının tam kapasite bir destek anlamına gelip gelmeyeceği elbette sorgulanmaya açık.
Ancak bazı muhalifler farklı arayışlar içerisine girseler dahi, UBP’nin Eroğlu’na vereceği desteğin çok da ciddi manada budanabileceğini düşünmüyorum.
Eroğlu, Özgürgün’ün de dediği gibi bugün hâlâ partinin ‘lideridir’.
Ve hatta yine Özgürgün’ün dediği gibi, hâlâ sağın da lideridir.
Ha DP içerisinde bizzat yarattığı ‘karışıklık’ , yeniden aday olması durumunda Eroğlu’na nasıl döner, onu ilerleyen zamanda analiz etme fırsatımız olacaktır ancak şu anda doğrudur, sağda aday alternatifleri var olsa da, lider alternatifi yoktur.
Bunun temel nedeni muhakkak ki Eroğlu’nun çok uzun yıllardır öncelikle parti içerisinde, devamında da DP üzerinde yürüttüğü politikadır.
Kıbrıslı Türkler’in en köklü iki partisinden biri olan UBP, Eroğlu’nun parti başkanlığına geldiği günden bu yana, ‘alternatif’ lider üretmeyi başaramamıştır.
Parti içerisinde her kim biraz sivrilse, Eroğlu ‘doğru’ zamanlarda yaptığı ‘yerinde’ müdahalelerle ‘tehlikeyi’ bertaraf etmiş ve güçlü liderliğini korumayı bilmiştir.
Denktaş hayatta olduğu sürece sağın liderliğini elde edemese de, Denktaş’ın ölümünün ardından o ‘makamı’ da doldurmuş, önündeki, arkasındaki ve de etrafındaki ‘taşları’ temizleyerek yürüdüğü sağlam patika, O’nu Cumhurbaşkanlığı görevine kadar taşımıştır.
Ve Özgürgün’ün dünkü açıklamasında altını çizdiği ‘alternatif’ kelimesi, her manada doğru bir ifade biçimidir.
Evet, UBP liderini destekleme eğilimindedir.
Ve evet UBP’nin, niyet etse dahi destekleyebilecek başka bir lider alternatifi yoktur.
DP ise Denktaş’ın ardından iyice kimliğini yitirip, kendini Eroğlu’nun koltuk değneği konumuna soktuğundan mütevellit, sağa herhangi bir lider alternatifi yaratma potansiyelinden son sürat uzaklaşmış durumdadır.
***
Eroğlu 2015 seçiminde yeniden aday olursa ve bu seçimi de kazanırsa dahi, bu beş yıllık dönem O’nun siyasi kariyerinin son beş yılıdır.
Ve Eroğlu’nun ardından UBP’nin de sağın da bir lider alternatifi sorunu ortaya çıkacaktır.
Şu andaki tabloyla ancak ve ancak, sağın ‘parça’ liderleri olabilir.
Dolayısıyla UBP ve DP, sağın ülke siyasetinde hakim güç olması gibi bir gaileye sahipse, Eroğlu sonrası döneme ilişkin planlarını yavaş yavaş yapmaya başlasa iyi olur.