Eroğlu bu seçimin hem güçlü, hem de zayıf adayı.
Eroğlu güçlü, çünkü kendi tabanında, aday olduğu Cumhurbaşkanlığı makamının en önemli görev alanı olan Kıbrıs sorunu konusunda, son beş yılda herhangi bir hayal kırıklığı yaratmış değil.
Kıbrıs konusunda, kendisine oy veren kesimin beklentilerini karşılamamış olmak gibi bir dezavantajlı konumu yok.
Hatta tam aksine Eroğlu, kendi tabanına söz verdiği şekilde, KKTC’yi YAŞATMAK İÇİN ‘canla başla’ uğraşıyor.
Bu anlamda, yani Kıbrıs sorunu konusunda seçmenine veremeyeceği bir hesabı yok.
Oy aldığı kimse O’na Kıbrıs sorunu konusunda, ‘şunu vadetmiştin ama yapmadın’ demiyor, diyecek durumda değil.
Bu, Eroğlu açısından bir ‘İSTİKRAR’ unsuru.
Oysa, CTP’nin adayı olarak kendinden önce bu görevi yürüten Talat’ın, dolayısıyla da CTP’nin, tam da aynı gerekçeyle, önemli bir dezavantajı var; sorunu çözmek vaadiyle gelip, bu vaadi yerine getirememek.
CTP, 2005-2010 döneminde Kıbrıs sorunu konusunda anlamlı bir ilerlemeye imza atılamamış olmasının bedelini, belki 2010 seçimindeki kadar değilse de, bu seçimde de ödemeye devam edecek.
Dolayısıyla Eroğlu bu konuda, güçlü!
Biz istediğimiz kadar Eroğlu’nu, çözümsüzlük politikaları nedeniyle eleştirelim.
Bu eleştirilerin, kendi seçmeni indinde, hiç bir kıymet-i harbiyesi yok.
***
Ama Eroğlu güçsüz, çünkü seçmenini Kıbrıs sorunu konusunda hayal kırıklığına uğratmamış olsa da, siyasi hayatı boyunca gücünü dayadığı ‘ALİ CENGİZ OYUNLARI’, artık gücünden kemirme noktasına geldi.
Bugüne değin, bu siyasi karakteri nedeniyle kendisine karşı örgütlenen muhaliflerini, taban genelinde sahip olduğu güç sayesinde bertaraf edebildi hep.
Her seferinde daha da güçlendi.
Ama artık görünen o ki, BARDAK TAŞTI.
İlk kez bu kadar güçlü bir ‘iç’ muhalefetle karşı karşıya.
İlk kez bu kadar güçlü bir ‘KARŞI PROPAGANDA’ ve aktif ‘ALEYHTE ÇALIŞMA’ var, Eroğlu’nun ‘SAĞLAM’ bilinen müzmin destekçileri içinde.
Öyle isimler var ki UBP içerisinde, tüm gücüyle Eroğlu’nun aleyhine çalışan...
Öyle isimler var ki, harıl harıl rakiplere oy toplayan...
İnsanın, inanası dahi gelmiyor.
Ve bu seçimin sonucu galiba, Eroğlu’nun ‘SEVAPLARI’ ile ‘GÜNAHLARININ’ muharebesinin de bir sonucu olarak, tarihe geçecek.
Eroğlu’nun en büyük rakibi, yine kendisi olacak!