Erovizyon şarkı yarışması bu yıl Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yapılacak.
10 Mayıs’taki final gecesinin hazırlıkları tüm hızıyla sürerken, yarışmaya katılacak ülkeler de yavaş yavaş netleşiyor.
Bu ülkeler, şu günlerde birer birer Kopenhag’a gönderecekleri yarışmacıları seçmek için kendi elemelerini düzenlemeye başladılar.
Türkiye’nin önceki yıl Erovizyon konusunda aldığı karar ise geçerliliğini koruyor.
2011 yılında değiştirilen oylama sisteminin Türkiye’nin aleyhine işlediği gerekçesiyle geçtiğimiz yıl İsveç’e yarışmacı göndermeyen TRT yetkilileri, mevcut sistem sürdüğü müddetçe katılmama kararlarının değişmeyeceğini duyurdular.
Yani şu an itibarıyla, Türkiye Kopenhag’a gitmiyor.
Bu yıl yarışmada olmayan ülkelerden biri de Kıbrıs Cumhuriyeti.
Nedeni ise ekonomik kriz.
***
Erovizyon şarkı yarışması, biz Kıbrıslı Türkler’in Türkiye aracılığıyla bağ kurduğu bir organizasyon.
Kıbrıslı Türkler’in hatırı sayılır bir çoğunluğu, yıllarca büyük bir heyecanla yarışmayı izleyip, Türkiye’nin adayını destekledi ya da en azından gönlünün bir yerinden o adaya sempati duydu.
Ajda Pekkan, Semiha Yankı, Mazhar Fuat Özkan, Nilüfer, Ayşegül Aldinç, Neco, Kayahan, İzel...
Bunlar eski yarışmalardan ilk anda akla gelenler.
Ve tabii popülaritenin oldukça düştüğü bir dönemin ardından 2003 yılında Sertab Erener’in birinciliğiyle yeniden yakalanan motivasyon ve sonrasında Kenan Doğulu, Athena, Mor ve Ötesi, Hadise, Manga ve diğerleri...
Türkiye 1975-2012 yılları arasında, birkaç yıl fireyle, toplam 34 kez yarışmaya katılmış.
Türkiye’den sadece 3 yıl eksikle, Kıbrıs Cumhuriyeti de toplam 31 kez Erovizyon yolunu tutmuş 1981-2013 yılları arasında.
Ancak Türkiye adına yarışmaya katılan onlarca ismi bir çırpıda sayabilirken, Kıbrıs Cumhuriyeti için benzerini söylemek zor.
Ve üstelik o, aynı zamanda bizim de cumhuriyetimiz.
Ama gelin görün ki adamızın ortasına çizilen yeşil hat, kimilerine göre kovulduğumuz, kimilerine göre ise bile isteye Rum’a terk ettiğimiz bu devletten, yani bizi, bize ait olandan iyice uzaklaştırıp yabancılaştırdı.
Bizi ‘Kıbrıslı’ yapan ortak kültürümüz, artık çoğunlukla geçmişten taşıdıklarımızdan ibaret.
Sadece siyaseten değil, sadece ekonomik olarak değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda da yüzümüz artık kuzeye bakıyor.
Türkiye’de birçok insan Kıbrıs adasının yerini dahi bilmezken, biz onları neredeyse onlardan daha iyi tanıyoruz.
On yıllardır yürütülen politikalar sonucu, adım adım bu noktaya geldik.
Ve bu politikalar sadece kuzey menşeli değil.
Türkiye bizi kendi siyasi çıkarlarına kurban ederken, Rum komşumuz da aynı şekilde, Türkiye ile arasında var olan ihtilafa bizi kurban etti.
Bugün Erovizyon’da sahne alan tüm Türkiyeli yarışmacıları bir tamam biliyorken, Kıbrıs Cumhuriyeti adına yarışanların neredeyse hiç birinin tanımıyorsak, bunun sorumlularından biri de Rum politikacılarıdır.
Bugün, Kıbrıs’ta barış yapmak için siyasi bir mücadele süredursun, bu mücadelenin sonuç verebilmesi için her iki toplumun da kendilerini ‘Kıbrıslı’ yapan ortak kültüre sahip çıkıp, bu ortaklık bilincinin yeniden üretilmesi için çaba harcaması gerekiyor.