30-40 BİN ALACAK VERECEK DOSYASI… Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Başkanı Mahmut Kanber, ülkedeki plansızlık nedeniyle esnafın kısır döngü içinde mücadele ettiğini ifade ederken, yaklaşık 30-40 bin civarında alacak verecek dosyası olduğuna vurgu yaptı.
“Son iki sene arasında Türk Lirası’nın değer kaybından dolayı Kıbrıs’ın güneyinden gelenlerin alışveriş yapması hizmet sektörünü nispeten ayakta tuttu”
YENİDÜZEN’e konuşan esnaf ise asgari ücretli bir aile için alışveriş yapmanın lükse kaçtığına dikkati çekti, alım gücünün giderek düştüğüne işaret etti.
Devrim DEMİR
Ülkede son iki yıldır Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı ve buna bağlı büyüyen kriz, banka kredisini dahi ödemekte zorlanan esnafı da vurdu.
Krizin etkileri 2019 yılında da sürerken, Esnaf ve Zanaatkârlar Odası verilerine göre bine yakın işletme dükkânlarına kilit vurdu.
Şansını denemek isteyen bine yakın yeni işletmeci ise piyasada umduğunu bulamadı.
Ülke genelinde otuz bini aşkın işletmenin olduğunu ifade eden Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Başkanı Mahmut Kanber, esnafın borç ve tefecilerin batağında olduğunu söyledi.
YENİDÜZEN’e konuşan Kanber, ülkedeki plansızlık nedeniyle esnafın kısır döngü içinde mücadele ettiğini ifade ederken, yaklaşık 30-40 bin civarında alacak verecek dosyası olduğuna işaret etti.
2019 yılında doğrudan sıcak paranın Kıbrıs’ın güneyindeki komşulardan geldiğini kaydeden Kanber, bu sıcak para sayesinde esnafın ayakta kaldığına dikkati çekti.
Esnaf, vatandaşın alım gücünün düştüğüne, asgari ücretli bir aile için bir çift ayakkabı almanın bile lükse kaçtığına değinerek halkın fakirleşemeye gittiğine vurgu yaptı.
Esnaf Odası Başkanı Kanber:
“Son 7 yıldır kapanan işletmelerin çoğu eski iş yerleri…”
YENİDÜZEN’e konuşan Mahmut Kanber, 2019 yılının gelişinin, 2018’de patlak veren döviz krizinden belli olduğuna işaret etti.
Halen yansımaları süren krizin ardından, esnafın hayat pahalılığına alıştığını kaydeden Kanber, “Esnafın işinin kârı da kalmadı. Zararına iş yapan yerler var, dolayısıyla 10 yıldır devam eden bir döngü söz konusu. Son 7 yıldır kapanan işletmelerin çoğu eski iş yerleridir. Yabancı sermayenin birçoğu açıyor kapatıyor, kapatırken yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için istatistik tutmak da mümkün olmuyor. Belediye, esnaf odası üyeliklerini kapatmadıkları için ciddi sıkıntılar yaşanıyor ve 2 yıldır istatistik almak mümkün olmuyor.”
Plansızlık, ekonomik kriz, yapı bozukluğu…
Mahmut Kanber, işletmelerde açma kapanma oranı dikkate alındığında son bir yılda düşüş yaşandığını da söyledi.
Kanber, “Eski işletmelerde aileler artık çocuklarına işletme devretmiyor. Esnaflıktaki sıkıntıları da gören çocuklar risk almayarak ya kamu, ya da yurt dışında çalışmayı tercih ediyor. Biz de bu kısır döngüden kurtulmak için mücadele ediyoruz, ama sıkıntı genel bir sıkıntı. Ekonomiyi eleştirirken, Merkez Bankamız yok, para politikamız yok. Türkiye’de çok sık yaşanan ekonomik krizler, bize de yansıyor ve bu yansıma dev bir dalga olarak geliyor. Esnaf bunun altından kalkamayacak durumda. İşletme sayısı çok fazla, bunun sebebi de plansızlıktan kaynaklanıyor. Ülkede bir imar planı yok, olan imar planlarını da çok kaçırdık. Girne’de her yer beton ve her yer dükkân doldu. Binaların içinde bile ticaret var. Yapı bozukluğundan dolayı işletmeler artarak devam ediyor ve herkes iş yeri açıyor. Standart uygulanamadığı gibi mesafede iş kalitesine bakılmıyor. Bu yapılaşma bozukluğu doğru, sağlıklı bir rekabet biçimi de yaratmıyor” dedi.
“Esnaf, sanayi, tüccar herkes borçlu”
Ülkedeki şartların daha da kötüye gittiğini ifade eden Kanber, eskiden insanların kaliteli ürün arayarak hayatlarını sürdürürken bunun bilincinde olduklarını ve bedel ödeyerek alışveriş yaptıklarını kaydetti.
2019 yılında esnafın ne yazık ki kârsız iş yürüttüğünü, kendi geçimini de devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sağladığını ifade eden Kanbur, “Esnaf mal aldığı yerleri daha geç ödeyerek parasını kullanamaya çalışıyor veya bankalardan aldığı kredilerle geçimini sağlıyor. Esnaf bir borç batağının içinde dönüp duruyor. Bu borç döngüsünü sürdürmek için dönem dönem devlet kredilerine ulaşmaya çalışıyor. Bu döngü, doğru bir döngü değildir. Biz planlanmış iş sahaları isteriz. Kaliteye dayalı, rekabet biçimi tüketiciye doğru hizmet götürerek ülke ekonomisine katkı sağlamak isteriz. Bunları sürdürmek için ülkemizde ne yazık ki sürdürebilir bir ekonomi yok. Biz de bu ekonomi içinde esnaf odası olarak yuvarlanıp gidiyoruz” dedi.
“Otuz binin üzerinde işletme, gümrükten tüketiciye uçuk fiyatlar…”
Ülkede kontrolsüz yapılaşma nedeniyle ada genelinde otuz bini aşkın işletme olduğuna dikkati çeken Kanber, bir işçi kadar kazanmayan işletmeler olduğuna dikkati çekti.
Asgari ücreti ayda kazanıp mutlu olan esnafın olduğunu üzülerek söylediğini kaydeden Kanber, bunun içinde elektrik, su, kira, vergi yükümlülüğü yanında ailesini de geçindirenlerin olduğunu söyledi.
Ülkede bir planlamanın şart olduğunu yineleyen Kanber, ülke nüfusunun bilinmemekle birlikte yurt dışından gelen ithal ürünlerin satış fiyatlarının kontrolsüz olduğunu öne sürdü.
Kanber, “Kontrol olmadığı için gümrüğe beyan edilenin çok üzerinde satışlar yapılmakta. Bu hayat pahalılığını çok etkiliyor ve tüketici de bu denetimsizlikten nasibini alıyor. Gümrükten tüketiciye çok fark var. Tüketicinin alım gücü yok olurken, esnafta kazanamaz. Bu 10 yıldır bu şekilde ilerlerken, 2020 yılının böyle olmasını istemiyoruz.”
Kanber: “Kıbrıs’ın güneyinden akan para hizmet sektörünü ayakta tuttu”
Her yıl bir seçim olduğuna işaret eden Kanber, esnafa kredi, vergi affının gibi popülist yaklaşımlar olduğuna değinerek, bunların sürdürülebilir bir çözüm olmadığını kaydetti.
Her alanın olduğu gibi, işletme sayısının da nüfusa göre planlanması gerektiğini kaydeden Kanber, adada sınırsız alanın olmadığını, yapılaşmanın kontrol altına alınması gerektiğini savundu.
Trafik sorununa da dikkati çeken Kanber, ülkede bir çözümsüzlüğün olduğunu ifade ederek herkesin huzursuz olduğunu kaydetti. İş sahasındaki insanların, her gelen hükümetin farklı konuşmalar yaptığı için yatırımları bozduğunu belirten Kanber, Kıbrıs’ın kuzeyinin bir an önce tanınan bir ülke olması gerektiğine vurgu yaptı.
Turistten akan yeterli bir sıcak para olmadığını da kaydeden Kanber, “Son iki sene arasında Türk Lirası’nın değer kaybından dolayı Kıbrıs’ın güneyinden gelenlerin alışveriş yapması hizmet sektörünü nispeten ayakta tuttu” dedi.
“Halk, çarşı ve esnaf buluşmuyor…”
Ülkenin daha çok kumar turizmi olarak anıldığına da vurgu yapan Kanber, halk, esnaf ve çarşının buluşmadığını ifade etti.
Önlemin devlet tarafından alınması gerektiği inancında olduğunu söyleyen Kanber, halkın refahının kredi vermekte, devlet olanaklarını kullanmakta olmadığını ifade ederek, “Turistin çarşıya inmesi, öğrencilerin ve halkın inmesi teşvik olacaktır. Çarşıda tek tip hizmet verilmekte, çarşılar kumar turizminin alışkanlıklarına göre düzenlenmekte” şeklinde konuştu.
“30-40 bin bekleyen mahkeme dosyası…”
2018 yılında bin 500 iş yerinin kapandığını, bin 300 iş yerinin açıldığını ifade eden Kanber, 2019 yılında da bine yakın açma ve kapama olduğunu kaydetti.
Küçük bakkalların yok olduğuna, bunun da büyük marketlerin acımasızca yaklaşımdan kaynakladığına işaret eden Mahmut Kanber, “Yabancı iş gücü ve yabancı sermaye ihtiyaca göre ülkeye gelmeli. Esas sorun ülkedeki işsizlik, ülkedeki giriş çıkışlar kontrol altına alınmalı. 2020’ de gerçekçi olmak gerekirse çok büyük bir beklentimiz yok, çünkü büyüyen gelişen bir ekonomi yok.
30-40 bin civarında mahkemelik dosya var. Esnaf ciddi bir batağın içinde… döngüyü sağlamak istikrarlı bir ekonomiden geçer. Vergi, sigorta borçlarını affederek, kalıcı çözüme ulaşılmaz” dedi.
Esnaf ‘alım gücünün çok düştüğüne’ işaret etti
‘Hem vatandaş bitti, hem biz’
Esnaf, vatandaşın alım gücünün düştüğüne, asgari ücretli bir aile için bir çift ayakkabı almanın bile lükse kaçtığına değinerek halkın fakirleşemeye gittiğine vurgu yaptı.
Esnaf ne dedi… Esnaf ne dedi? …
Erdal Kul: “İnsanların alım gücü yok”
“İnsanların alım gücü düştü. Bayramlar, yılbaşı ve indirimlerle canlanma oldu. Giyim kuşam artık ertelenecek duruma geldi.”
Kemal Simavi: “Kazancımız düştü”
“Eskiden caddelerde canlılık vardı, kazancımız yüksekti. Sistem ne yazık geldiği noktada hem vatandaşı, hem esnafı bitirdi. Kazancımız düştü. İnsanların alım gücü yok, gıda ihtiyaçları dışında her şey lüks oldu.”
Erkan Dokgöz: “Temel ihtiyaçlar ön planda”
“İnsanların alım gücü çok zayıfladı. İnsanların temel ihtiyaçları ön planda olduğu için alışveriş çok fazla yapılmıyor. Asgari ücretin durumu, kiralar herkesi perişan etti.”
Firdevs Mutafa: “Fakirleşiyoruz”
“Çok kötü bir dönem geçti. İnsanlar alım güçlerini sadece temel gıdalar üzerine yönlendirdi. Kimse aldığı maaşla geçinemediği için çarşıya da inmiyor. Asgari ücretin durumu, insanların alım gücü, piyasadaki fiyatlar giderek fakirleşiyoruz.”
Hüseyin Tumay: “Döviz esnaf ve vatandaşı vurdu”
“Kötü bir yılı geride bıraktık. Sene başından sonra döviz etkisini gösterdi. Hem esnaf, hem tüketici alım gücümüz düştü. 2020 için bir beklentim yok, günümüzü gün ederek kepenk kapatıyoruz. Körebe gibi yaşıyoruz.”
Hanife Akansu: “Ekonomik kriz herkesi vurdu”
“Çok durgun bir yıldı. Ekonomik kriz son yıllarda ciddi şekilde kendini gösterdi. Kriz insanların alım gücünü düşürdü, esnafa kilit vurduracak duruma getirdi. 2020 yılında ekonominin düzelmesini istiyoruz.”
Erol Yemenici: “Ekonomik krizin bitmesi dileğimiz”
“Geçen sene hem iyi hem kötü geçti. Ekonomik kriz herkesi vurdu. 2020 yılı herkes için iyi bir yıl olsun. İnsanların alım gücünün artacağı bir yıl geçirmeyi temenni ederim.”