Serap ŞAHİN
Son dönemlerde artan fiyatlar yurttaşı etten soğuttu, fiyat konusunda bir süredir hayvancı ile kasap arasında devam eden “suçlamalar” üzerine YENİDÜZEN, fahiş fiyatların özünü sorguladı. Sonuç, Kıbrıs’ın kuzeyinin “kronikleşen” sorunu “nüfustaki bilinmezliğe” bağlandı…
İklim krizi ve lojistik anlamdaki zorluklar maliyeti yükseltti, devlet de sahip çıkmayınca üretici çözümü, hayvanını satmakta buldu. Ancak talep her geçen gün çoğaldı, denge bozuldu, fiyatlar tavan yaptı…
Hayvancılar Birliği'nin resmi rakamlarına göre 2020'de 320 bin olan hayvan sayısı, 2024'e gelindiğinde 267 bine düştü. Bu süreçte “KKTC” nüfusu ise “bilinmeyen” bir oranda giderek arttı.
Kasaplarla hayvancıların ortaklaştığı tek konu, arz – talep dengesinde yaşanan bozulma oldu.
Kasaplar Birliği mevcut üretimin nüfusa yetmediğini, hayvan üretiminin yetersiz kaldığını belirterek bunun da pahalılığa yol açtığını ifade etti.
Hayvancılar Birliği de üreticinin “bıktığını” bu nedenle hayvanlarını satar duruma geldiğini belirtti.
Yaşananlar sonucu canlı hayvan, kilosu 220 TL’ye kasaba satılıyor, 550 – 600 TL’ye tüketiciyle buluşuyor. Marketlerde ise bu rakam 900 TL’ye kadar yükselebiliyor…
YENİDÜZEN’e konuşan Kasaplar Birliği Başkan Vekili Durdu Özdeğirmenci, hayvan üreticilerinin ve kasapların zor bir süreçten geçtiğini söyledi, konuyla ilgili hükümeti göreve davet etti.
Kıbrıs’ın güneyini örnek gösteren Özdeğirmenci, ithal ete de izin verilmesi gerektiğini savundu “Açın ithali devlet de kazansın, halk da tercihini yapsın” dedi.
Hükümet tarafından gerekli tedbirlerin alınmadığına işaret eden Özdeğirmenci, suni bir şekilde fiyatların arttığını söyledi, kasap ve market reyonlarında yüzde 33 fiyat farkı olduğunu ifade etti.
Hayvancılar Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Mustafa Naimoğulları ise ülkenin kurak olduğunu, yem fiyatlarının yüksek olduğunu, hükümetin yanlış politikalar uyguladığını savundu, “Hayvancı para kazanamıyordu. Bu yüzden hayvanını sattı, hayvan sayısı azaldı” dedi.
Hükümetin serbest piyasa koşullarını bahane ederek denetim yapmadığını söyleyen Naimoğulları, “Hükümet denetimden özürlü bir hükümet. Herkes istediği biçimde, istediği fiyata satıyor. Birçok kuruma ve kuruluşa siyasetçiler el attı” şeklinde konuştu.
Kasaplar Birliği Başkan Vekili Durdu Özdeğirmenci
“Senede 6-7 defa yavrulayan ırktan ülkede yok”
Üretimin artık nüfusa yetmediğini, hayvan üretiminin yetersiz kaldığını belirten Kasaplar Birliği Başkan Vekili Durdu Özdeğirmenci, dönem dönem benzer sıkıntıların yaşandığını kaydetti. Tarım Bakanlığı ile de görüştüklerini belirten Özdeğirmenci, nüfusun gittikçe çoğaldığını ve arzın talebi karşılamadığını ifade etti. Üreticinin zor koşullarda üretim yapmaya çalıştığına işaret eden Özdeğirmenci, ülkeye gelen her şeyin ithal ve döviz bazında olduğundan hayvan fiyatlarının yükselmesine etken olduğunu söyledi. Üretimin yetersiz kaldığını yineleyen Durdu Özdeğirmenci, üreticinin ürettiği hayvanın da besi için olmadığını, süt üretimi için olduğunu söyledi.
Özdeğirmenci, ülkede bulunan hayvan ırkının senede sadece 2 defa yavruladığını, 6-7 defa yavrulayan ırktan ülkede olmadığını söyledi. Tarım Bakanlığı’na bu konuyu ilettiklerini ifade eden Özdeğirmenci,
“Ülkeye bu tarz hayvanlar getirin ki, devlet üretme çiftliğinde olsun ve kırsal kesim bölgesindeki bu işlerle uğraşan insanlara verin bu hayvan ırkı çoğalsın. Gerekirse zaman zaman ithale de açın dedik. Bugün güney Kıbrıs’ta yerli üretim de var ithal de var. Onlar yapabiliyor da biz neden yapmayalım?” şeklinde konuştu.
“Ülkeye her gün tonlarca kaçak et geliyor”
“Bu ülkeye her gün tonlarca kaçak et geliyor” diyen Özdeğirmenci, söz konusu etlerin turizm sektörüne hizmet veren yerlere gittiği iddialarında bulundu, hükümetin bazı firmalara rant sağladığını söyledi. Özdeğirmenci, “Halkımız et yiyemez duruma geldi” dedi. Hükümetin, kaçak etlerden bilgisi olduğunu ve gerekli önlemin alınmadığını vurgulayan Özdeğirmenci, Yeşil Hat Tüzüğü’ne göre güneyden 1 kilo et almanın dahi yasak olduğunu belirtti. “Açın ithali devlet de kazansın, halk da tercihini yapsın” diyen Özdeğirmenci, “Ne yazık ki hiçbir önlem alınmadı ve suni şekilde hala daha fiyatlar artıyor” dedi.
“Kasap ve market arasında % 33 fiyat farkı var”
Kasaplarda et fiyatının 550-600 TL arasında olduğunu belirten Özdeğirmenci, market reyonlarında ise bu rakamın 750-900 TL arasında satışa sunulduğunu kaydetti, arada yüzde 33 fiyat farkı olduğunu söyledi. Özdeğirmenci sözlerine şöyle devam etti:
“Ne yazık ki tamamen perakende müşterimiz bitmiştir. İnsanlar Kıbrıs’ın güneyinden et alıyor.
Aldıkları et de Yunanistan, Bulgaristan ve Sırbistan’tan gelen ithal etler. İnsanlar güneyden kilosu 12 Euro’ya kuzu eti satın alıyorlar. Güney bunu yapıyor, hayvancısına süspansiye, destek ve teşvik veriyor. Ülkesine ithal et sokuyor. İnsanlar gayet muntazam bir şekilde et yiyebiliyor. Biz bunu burada yapamıyoruz”
“Kasaplar durduk yere zam yapmıyor”
Üreticinin ve kasapların zor dönemlerden geçtiğini ifade eden Durdu Özdeğirmenci, “Kasaplar durduk yere zam yapmıyor. Hayvancı suçlu ya da kasap suçlu polemiğinde de değiliz. Bizim derdimiz üretici de zor şartlardan geçiyor, haklı oldukları yönleri vardır. Biz kasaplar da zor dönemlerden geçiyoruz. Girdi maliyetlerinde tutun mal alışlarına kadar, etleri bu fiyatlara satmaktan memnun değiliz. Bir an önce devletin bize ve üreticiye ciddi şekilde destek vermeleri gerekir. Gerekirse belli dönemlerde ithale açsınlar. Yeni yıldan çıktık şu an hayvan sıkıntısı var. Hayvanların bazıları çok küçüktür büyümesi lazım. Mart aylarına kadar bu sıkıntı devam edecek ama fiyatlar düşecek mi yoksa yükselecek mi bilmiyoruz” ifadelerine yer verdi.
230 TL’nin bize maliyeti 500 TL
Şu anda canlı hayvanın kilosunun 230 TL olduğunu belirten Özdeğirmenci, bunun kasaplara maliyetinin 500 kusur TL’ye denk geldiğini söyledi, kasapların da 550-600 TL’ye sattığını dile getirdi.
Özdeğirmenci, “Müşteri kaybı yaşamamak için kendi kâr marjımızdan feragat etmeye başladık. Bu ülkede ne yazık ki acı gerçekleri yaşıyoruz ve daha da kötü günler yaşayacağız. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar yönetilmeme adına çalışan bir hükümet yok” şeklinde konuştu.
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları
“Hayvancı girdi maliyetlerini karşılayamıyor”
Hükümet tarafından doğru politikaların üretilmediğini savunan Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, hayvancının mağdur olduğunu ve girdi maliyetlerini karşılayamadığını belirtti, bu nedenle de hayvancının hayvanlarını sattığını söyledi. Ülkedeki kuraklığın, yem fiyatlarının yüksek olması, ve hükümetin yanlış politikalarından dolayı hayvancının hayvanlarını sattığını vurgulayan Naimoğulları, bu nedenlerle de hayvan sayısının azaldığını kaydetti.
YENİDÜZEN muhabirinin, Hayvancılar Birliği'nin resmi rakamlarına göre 2020'de 320 bin olan hayvan sayısının, 2024'e gelindiğinde neden 267 bine düştüğü sorusu üzerine Naimoğulları şunları kaydetti:
“Kayıt sistemleri doğru değil, doğru kayıt sistemi yapılmadığı için gününde hayvanları numaralandırmadıkları için özellikle küçükbaş hayvan sayısında bu sayılar değişken. Burada da ciddi bir sıkıntı söz konusu. Merkezi bir kayıt sistemi olması gerekiyor ki kontrol altına alınabilsin”
Bu yılın da kurak göründüğünü belirten Naimoğulları, son günlerdeki yağışlarla üreticinin yüzünün az da olsa güldüğünü ifade etti.
“Üretici sütünü ve hayvanını sattığında yem alabiliyor mu önemli olan budur. Bir yandan da mevcut hükümet tarıma ve hayvancıya nasıl önem veriyor bu da çok önemli” ifadelerini kullanan Naimoğulları, Avrupa’da çiftçi ve hayvancının şartlarının çok iyi olmasına rağmen vergilerden dolayı yollarda olduğunu söyledi, “Bizim şartlarımız zor. Ülkemiz kurak. Ülkemizde her şey dövize endeksli” dedi. Para biriminden dolayı da birçok hayvancının hayvanlarını sattığını belirten Naimoğulları, turizm sektörü için nitelikli etlerin dışarıdan gelmesine izin verildiğini söyledi.
“Denetimden özürlü bir hükümet”
Hükümetin serbest piyasa koşullarını bahane ederek denetim yapmadığını söyleyen Naimoğulları, “Hükümet denetimden özürlü bir hükümet. Herkes istediği biçimde, istediği fiyata satıyor. Birçok kuruma ve kuruluşa siyasetçiler el attı. Kurumlarda ve kooperatiflerde siyasetçilerin işinin olmaması lazım. Kooperatifler denge unsurudur ve denge olması gerekir. Aynı şekilde markette de et fiyatları çok yüksek ve halkın güvenini kaybediyorlar” şeklinde konuştu.
Kooperatif ve hükümetin işbirliğiyle et kombinası ve tanzim satış yerleri açılması gerektiğini vurgulayan Mustafa Naimoğulları, “Bu şekilde üreticiden tüketiciye et sunulur ve aracı ortadan kalkar. Şu anda bunun olmaması ciddi anlamda yüksek fiyatlara neden olmaktadır. O yüzden bu denge sağlanmalı” dedi.
“Küçükbaş canlı hayvan kilosu 220 TL civarında”
Kasaplar Birliği’nin üretimin nüfusa yetmediği iddiasına yönelik, her yıl Ocak ayında olan tartışmalar olduğunu söyleyen Naimoğulları, “Fiyatlar bu dönemlerde biraz yükselmeye başlar ve Mart’tan sonra fiyatlar kendi yerine oturur” dedi.
Hayvanın kilosunun değişken olduğunu belirten Mustafa Naimoğulları, büyük baş hayvan fiyatının 10 aydır hiç değişmediğini, küçükbaş hayvan fiyatında ise son 1 ayda yüzde 10-15 arası artış olduğunu ifade etti. Naimoğulları, hayvancının küçükbaş canlı hayvanı 220 TL civarında; büyükbaş hayvanda ise dana 160-170 TL, inek 110-120 TL arasında olduğunu belirtti “Bu fiyatlar değişkendir” dedi.