Hayvan üreticilerinin Başbakanlık önünde geçtiğimiz pazartesi günü başlattığı eylem, 1 haftayı doldurdu. Hayvan üreticilerinin taleplerine ve donmuş ithal et kararının geri çekilmesine, Hükümet tarafından olumsuz yanıt verilince, eylemin boyutu değişti.
Bu çerçevede, bugün sendikaların, sivil toplum örgütlerinin ve muhalefet partilerinin de desteği ile genel grev ve Hükümet’i protesto mitingi düzenleniyor.
Hükümet tarafından açıklanan, İthal edilmesi düşünülen 20 ton donmuş etin, aslında 65 ton olduğu bilgisi de mevcut. Donmuş eti, sadece hayvancılar değil, kasaplar, restorancılar ve vatandaşların büyük bir bölümü de istemiyor.
Öte yandan, Yeni Zellanda menşeli olduğu söylenen donmuş etle ilgili, kalite, hijyen ve soğuk zincir endişeleri de mevcut. Sektördeki paydaşların pek çoğu, taze karkas et getirilmesini destekliyor.
Hükümet, uzun zamandır, hayvancıları, kasapları, restorancıları ve süt imalatçılarını bir masa etrafında toplayıp, diyalog içinde uzlaştırmayı, orta bir yol bulmayı başaramadı. Şimdi de üreticilerle güvenlik güçleri karşı karşıya getirildi.
Hayvancılık sektöründe, üretim koşullarını geliştirmek ve girdi maliyetlerini azaltmak için, teşvikleri doğru planlamak olmazsa olmazdır.
Et fiyatlarının daha fazla artmaması için, Hükümet, yem desteği, mazot desteği, hayvan başına destek, yem bitkileri üretimi için destek, süt desteği, hayvan hastalıklarıyla mücadelede ilaç desteği ve hayvan sayılarının artırılması için gerekli destekleri artırmalıdır.
Hayvan üreticilerine yapılacak bu destekler, onların canlı hayvan fiyatlarını makul düzeylerde tutmasını sağlayacaktır. Ayrıca, makul kar oranlarında satış yapmaları halinde, hayvan üreticilerinin, kasapların ve marketlerin satışları da artacak, bu da, tüketicilerin, daha uygun fiyata ve daha fazla et tüketmelerini sağlayacaktır.Neticede, devletin vergi gelirleri de artacaktır.
Et fiyatlarında Avrupa’nın en pahalı ülkelerinden biriyiz. Et fiyatlarındaki yükseliş durdurulamıyor. Et fiyatlarındaki artış nedeniyle, vatandaşların önemli bir kısmı et ihtiyacını Güney den karşılamaya devam ediyor.
Öte yandan, Güney’den Kuzey’e et kaçakçılığının da devam ettiğini, zaman zaman yakalanan etlerden görüyoruz. Güney Kıbrıs’ta, perakente satışı olarak kıyaslarsak, kur farkı olmasına rağmen, et fiyatları bize göre çok daha ucuz görülmektedir.
Piyasadaki fiyatların daha da artmaması ve düşüşe geçmesi için, piyasadaki talebi karşılayacak şekilde, süratle hayvan sayısı artırılmalı ve piyasanın dengeye gelmesine yönelik olarak da, belli bir süre için ve kontrollü olarak sayısı ve ölçüsü belli miktarda taze karkas et ve özellikli et (pirzola, biftek, bonfile vb) ithali araştırılmalı ve içeriği analiz edilmelidir. Et ithalatının hayvancılara zarar vermemesi için de gereken özen gösterilmelidir.
Güney Kıbrıs’ta uzun zamandır taze karkas ithal et var. Hem halk ucuza et yiyor, hem de restoran ve oteller de memnun. Hayvancılar da yeterli teşvik desteği aldığı için tepki göstermiyor. Güney’deki teşvik sistemini ve et ithalatını iyice incelemek gerekiyor.
Bu bağlamda, Güney’den kaçak ve sağlıksız et gelmesi yerine, güneyden veya Türkiye’den et ithali konusu paydaşlarla değerlendirilmelidir. Uzaktan gelmesi yerine, Güney’den veya Türkiye’den gelmesi maliyetler açısından da, daha ucuz olacaktır.
Hayvan sayısında bir miktar artış olmasına rağmen, ülkedeki talebe yetişmemekte, böylece et fiyatlarındaki artış devam etmektedir. Et fiyatlarının da yükselmiş olması ile birlikte, askeri birlikler, oteller ve restoranlar hem ihtiyaçları olan eti, hemde uygun fiyata bulamamaktadır.
Tüketicilerin pahalı et yememesi, alışverişin güneye kaymaması ,kaçakçılığın önlenmesi için, et fiyatlarını mutlaka aşağıya çekmemiz gerekmektedir.
Yapılması gereken, planlamalarla hayvan varlığını artırmak ve halkın ne kadar et ihtiyacı olacağını tespit etmek olmalıdır. Bu bağlamda, hayvan üreticilerinin ihtiyaç duyduğu ve girdi maliyetlerini artıran unsurlar, teşviklerle desteklenmelidir.
Ülke nüfusu ve hayvan sayısı da dikkate alınarak, hangi dönemlerde ithal ete ihtiyaç duyulacağı da, projeksiyonlarla tespit edilmelidir.
Tüketicilerin, restoranların ve otellerin et ihtiyaçlarının makul fiyatlarla karşılanması, kaçakçılığın önlenmesi ve tüketimin Güney’e kaymaması için, Hükümet’in tüm paydaşlarla diyalog kurması şarttır.
Aslında, bu soruna kimsenin mağdur olmayacağı çözümler bulmak mümkündür. Konunun çözüme kavuşması için, mutlaka sağlıklı işleyen bir diyalog süreci tesis edilmelidir.Tüm paydaşlar bir masa etrafında toplanmalı ve sağduyu içerisinde, soruna çare üretmek için çalışmalıdır.
Hükümet, en iyisini ben bilirim mantığıyla hareket etmemelidir.Aksi halde, bugün olduğu gibi ülkede huzursuzluk artar, halk, sendikalar, sivil toplum örgütleri, muhalefet partileri sokağa çıkar ve toplumsal tepki çığ gibi büyür. Bu çığın önünde durmak da mümkün değildir.