Hüseyin ÖZBARIŞCI
Deprem felaketiyle yaşanan acıların yanı sıra, ekonomik zorluk da derinleşiyor… Pahalılık artıyor, hayat zorlaşıyor.
Hükümetin hayat pahalılığını önleyebilmek adına adım atmadığına işaret eden emekçiler geçinemiyoruz derken, orta ölçekli ve küçük işletmeler de yanında çalışan emekçilerin maaşlarını ödeyebilmek ve kullandıkları hammaddeyi karşılayabilmek için zam yapmak durumunda kaldıklarını ifade ediyor.
YENİDÜZEN’e konuşan işverenler bu sistemin değişmesi gerektiğine dikkat çekerken, emekçiler ise ‘böyle gitmez’ diyor.
İşverenler hem TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı, hem de artan çalışan maaşları karşısında hükümetten bir destek görmediklerinden ve yalnız kaldıklarından dert yanıyor.
Emekçiler ise, zamların gün geçtikçe devam ettiğini ifade ederek, sadece “Günü kurtarabilmek” için çalıştıklarına dikkat çekiyor.
Çalışanlar, Türkiye’deki deprem felaketi sonrası ülkemize depremzedelerin gelmesiyle birlikte ev sahiplerinin kira fiyatlarını yükselttiğini savunuyor.
İşverenler ne dedi?
Bülent Çıraklı: “Kamu çalışanı ile özel sektör çalışanı aynı artışı almalı… Bunun için sitem değişikliği şart”
“Geçmişten bugüne kadar birçok kriz geçirdik. Son yıllarda gerçekleşen krizlerde birçok işyeri kapandı, geriye kalanlar da mücadele ediyor. Zararda da olsa çalışanlarını ödemeye, ayakta kalmaya çalışıyor. Kamu çalışanı ile özel sektör çalışanı aynı artışı alamıyor. İlk olarak bunun değişmesi gerekiyor. Yani herkes eşit artış almalı… Bu bir sistem meselesidir. Bu yapı değişmeli… Bizler, işletme olarak çalışanlarımıza elimizden geldiğince artış yapmaya, yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bütün piyasa bir zincir şeklindedir. Bir sektör bozulursa, tüm sektörler olumsuz yönde etkilenir ve üretim olmaz. Üretim olmazsa, ekonomi çöker.”
Fuat Çelebi: “Kendimizi hep daha kötüye alıştırmak zorunda kalıyoruz”
“Ekonomi kötü, iyiye gidecek gibi bir durum da maalesef yok. Kendimizi hep daha kötüye alıştırmak zorunda kalıyoruz. İşveren olarak elemanlarımıza hak ettikleri maaşı vermeye çalışırken, yok olmaya mahkûm oluyoruz. Bizlere ne bir destek, ne de bir yardım var. Destek olacakları yerde, köstek oluyorlar. Asgari ücrete zam yapılmasından hemen sonra, zamlar sıra sıra başlıyor. Her şey dövize endeksli, hammadde dövizle adaya geliyor ve işveren de zam yapmak zorunda kalıyor. Biz ödediğimiz farkı müşteriden talep edemiyoruz. O da haklı, onlar da zor geçiniyor. Günden güne daha da kötüye gidiyoruz.”
Emekçiler ne dedi?
Mutlu Şipal: “Eskiden bir maaşla geçinebiliyorken, şimdi çift maaşla geçinemiyoruz”
“Ekonomik durum içler acısı ve günden güne daha da kötüye gidiyor. Pandemi döneminde bile asgari ücret şimdikinin yarısı bile değildi ve geçinebiliyorduk. Bir markette 30 tane yumurta 125 TL olur mu? Neden denetim yok? İki sene önce tek maaşla geçinebiliyorken, şu anda çift maaşla geçinemiyoruz. Depremzedeleri buraya kabul etmeye başladılar, kiracılar da kiraları artırdı. Bu zamlar karşısında çocuklarımızın bir geleceği de kalmadı. Çocuklarımız, haklı olarak göç yollarına başvuruyor.”
Erdal Koca: “Ben çalışıyorum, eşim de çalışıyor ama aldığımız para geçinmeye yetmiyor”
“Özellikle ev kiraları çok artmış durumda ve bu konuda çaresiziz. Her şeye zam yapılıyor ve insanlar bu zamlar karşısında geçinmekte çok zorluk çekiyor. Eskiden markete gittiğimizde araba alıyorduk, şimdi o kadar çok az şey alabiliyoruz ki, sepet bile boş kalıyor. Yine de çok fazla para vermiş oluyoruz. Benim kızım üniversite öğrencisi, ben çalışıyorum, eşim de çalışıyor ama aldığımız para geçinmeye yetmiyor. Gençlerimiz bu koşullarda neye güvenecek? Günün sonunda hepsi göç yollarını tercih edecek.”
Mehmet Deviren: “Her gelen gün, geçen günü aratıyor”
“Gerçekten hayat şartlar çok zor. Çalışmaya her zaman mecburduk ama şimdi bir o kadar daha mecburuz. Geçinemiyoruz ama geçinmeye çalışıyoruz. Yaptığımız şey, tamamen günü kurtarabilmek başka bir şey değil. Her gelen gün, geçen günü aratıyor. Çocuklarımız üniversite mezunu oluyor ama iş bulamadığı için göç ediyor. Gençleri ülkede tutabilmek için ekonomiyi düzeltmek gerekiyor.”
Hasan Uysal: “Çalışıyoruz ama karın tokluğuna çalışıyoruz”
“Depremzedeler buraya geldi diye ev kiraları pahalı oldu. Diğer yandan zamlar gün geçtikçe artarak devam ediyor. Bu şartlarda ne yapacağımızı şaşırdık. Marketten geçen hafta aldığın bir ürün, bugün iki katı artıyor. Markete gidiyoruz, sadece ihtiyaçlarımızı alıyoruz ve 600-700 TL verip çıkıyoruz. Poşete Poşette de gözle görülür bir şey yok… Çalışıyoruz ama karın tokluğuna çalışıyoruz. Aynı ürün bir markette daha ucuzken, diğer markette daha pahalı… Denetleyen yok. Günden güne kötüye gidiyoruz.”
Rüstem Korbaşev: “Çalışıyoruz ama aldığımız maaş yeterli olmuyor”
“Böyle bir dönemde geçinmek çok zor… Çalışıyoruz ama aldığımız maaş yeterli olmuyor. Eskiden markete gittiğimizde 150-200 TL’ye ihtiyacımızı karşılarken, şimdi alışveriş ihtiyacımız 700-800 TL’yi buluyor. Asgari ücret yükseliyor ama diğer taraftan da hayat pahalılığı artıyor. Çünkü her şeye zam geliyor. Önemli olan hayat pahalılığını durdurabilmektir.”
Hasan Akzambak: “Günü kurtarmaya çalışmaktan öteye gidemiyoruz”
“İnsanlar artık geçinemez hale geldi. Ama çalışmak zorundayız. İşimizi de yapmazsak bu çark hiç dönmeyecek. Artık ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz çünkü yaptığımız şey o günü kurtarabilmek. Ötesine gidemiyoruz.”