Üstünden biraz zaman geçti ama olsun. Yarın öbür gün yine benzerleri yaşanacak nasılsa… O yüzden yazmak istedim.
Hatırlayın, iki hafta kadar önce meteorolojinin ‘sağanak yağış’ uyarısı yaptığı bir gün KKTC devleti adına ‘zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın’ çağrısı yapılmıştı.
Gerçekten de birkaç bölgede etkili olmuştu yağışlar.
Ama kış aylarındaydık ve yağmur yağacak, rüzgar esecekti.
Yağmazsa ve esmezseydi asıl sorun… Küresel ısınma, iklim değişikliği derken, dünyamız elimizden kayıp gidiyor çünkü…
Neyse…
Bizim KKTC’nin ‘nasıl bir devlet’ olduğunu sadece bu çağrıya bakarak anlamak mümkün…
İnsanlara ‘sokağa çıkmayın, eve kapanın’ çağrısı yapılabilinir elbette, gerekirse… Yani çok –ama çok- ağır bir hava hadisesi beklenir, bir doğal afet yaşanır, o zaman o çağrı makuldür, gereklidir.
Ama meteoroloji her ‘yağmur var’ dediğinde devletimiz bizi eve kapanmaya davet edecekse, vay halimize!..
* * *
Geçen sene Ciklos’ta yaşanan felaketle mecliste dün yapılan tartışmaları okuyunca aklıma geldi bu çağrı… Milletvekilleri, hatta bakanlar hala farklı şeyler söylüyor. Mesela yollardan sorumlu Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, rapora ilişkin çekincelerini dile getirdi. Bazı bilgiler için ‘teyide muhtaç’ ifadesini kullandı.
Anlamadım!
Kim teyit edecek ki o bilgilerin doğruluğunu?
Meclis komitesi ne yaptı bir yıl boyunca?
Teyit edilmemiş bilgilerle mi yazdı raporunu?
Diyelim ki öyle…
Madem teyit lazım, karayollarıyla ilgili en yetkili makam olarak neden kendisi neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlatmıyor bize?
Gerçekten tuhaf…
* * *
Deveye sormuşlar, ‘neren eğri diye de, güya deve de dile gelip ‘nerem doğru’ şeklinde cevap vermiş.
Eh, KKTC’ye sorsalar ve o da dile gelse, ne yanıt verirdi acaba aynı soruya?
‘Nerem doğru ki?’ diye sorar mıydı bizim KKTC de, bilmiyorum.
Ancak gördüğüm şu var ki, giderek ‘yönetilmeyen’ ya da ‘yönetilemeyen’ bir devlete doğru evriliyor bizimki…
Karayolları bir örnektir.
Ama pek çoğu var.
Mesela sebze meyve tahlilleri…
Her hafta Cuma günleri devletimiz bize ‘analiz raporları’ yayımlayıp, “Şu şu üründe kalıntı var” diyor.
Biz de alıştık buna…
Peki ama devletin görevi analiz raporu açıklamak mıdır, yoksa insanların ‘güvenli gıda’ tüketebilmesini sağlamak mıdır?
* * *
Kendi görevlerini ve sorumluluklarını yerine getiremeyen bir devletimiz var yani…
Yağmur mu yağacak?
“Eve kapanın” diyor.
Altyapıyı onarmak, halletmek aklına gelmiyor. Veya aklına geliyor da o imkanı yoktur.
Salatalık mı alacaksınız?
“Dikkat, zehirli olabilir” diyor.
Ülkeye zararlı kimyasalların girişini veya bunların kullanımını, bilinçsiz ilaçlamayı önlemeyi beceremiyor.
Yola mı çıkacaksınız?
“Lütfen dikkatli sürün, yol bozuk” diyor.
Yolları ‘yol’ yapamıyor. Lambalarını yanık, çizgilerini sönmemiş tutamıyor.
Anayolda mısınız?
“Aman ha, askeri araç çıkabilir” diyor.
Askeri araçların da trafik kurallarına uymasını sağlamıyor.
Böyle devlet mi olur?
Devlet böyle mi olur?