"Eylül takvimini kaçırırsak devamı zor olacak"

Kıbrıslı Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Erdoğan’ın Kıbrıs’ın kuzeyine yapacağı ziyaret ile ilgili, “ziyaretin ne manası var bilmiyorum” dedi.

Kıbrıslı Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önümüzdeki hafta Kıbrıs’ın kuzeyine yapacağı ziyaretten çok rahatsızlık duyduklarını belirterek “ziyaretin ne manası var bilmiyorum” dedi.

Mavroyannis, BM’nin, Temmuz içerisinde işe başlamaması halinde prosedürün Eylül’e taşınacağını, Eylül takvimi kaçırılırsa, durumun daha da karışacağını ve sonrasının zor olacağını söyledi.

Alihtia, “‘Temmuz’da Başlamamız Çok Önemli’… A. Mavroyannis Stratejik Anlaşmaya Evet, Ara Çözüme Hayır Diyor” başlıklı haberinde Mavroyannis’in dün Alfa isimli televizyona yaptığı açıklamayı aktardı.

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs’ın kuzeyine yapacağı ziyareti yorumlarken, “Bu çok rahatız edici. Ancak yalnız bizim için değil, Kıbrıslı Türkler için de rahatsız edici olmalı. Ziyaretin ne manası var bilmiyorum. Ziyaret sırasında Kıbrıs sorununa yardımcı olacak bir şey söyleyeceğine inanmıyorum. Bizim gördüğümüz,  işgal bölgelerinin İslamlaştırılması mesajı olduğudur. Bunlar, dini içerikli maharetlerdir ve Kıbrıslı Türkler bunları görmeli” dedi.

BM Genel Sekreteri’nin “danışmanına” onay konusunda Ankara’dan herhangi bir bilgi bulunmadığını söyleyen Mavroyannis, cevabın olumlu olacağı kanaatini ortaya koyarak “Bekliyoruz” dedi. Seçim prosedürünün teknik olarak önümüzdeki pazar günü biteceği için Türkiye’nden cevabın önümüzdeki hafta gelmesini beklediklerini anlattı.

Gazete Genel Sekreter’in danışman atayacağı kişinin, beklenmedik bir gelişme olmaması halinde, Amerikalı Jane Holl Lute olacağını yazdı ve Türkiye’den “yeşil ışık” gelmesinden sonra Rum Yönetimi’nin beklentisinin ne olduğu sorusuna Mavroyannis’in cevabını şöyle aktardı:

“Sayın Lute’nin misyonu mümkün olan en kısa zamanda, Temmuz sonundan önce gerçekleşmeli.  BM Temmuz içerisinde işe başlamazsa prosedür Eylül’e kalacak, bu da bizi endişelendiren bir şeydir. Genel Sekreter’in danışmanının gelip sadece taraflara ne istediklerini sormasını istemiyoruz. BM Genel Kurulu dolayısıyla tarafların, Genel Sekreter Guterres’le görüşmek üzere New York’ta olacakları Eylül sonundan önce prosedürün devamını önermeye hazır olması için derine girmesini istiyoruz. Eylül takvimini kaçırırsak durum daha da karmaşıklaşacak, devamı da zor olacak.”

“STRATEJİK ANLAŞMA OLMASI HALİNDE BİR ZAMAN SINIRI KOYMAMIZ GEREKİR”

Mavroyannis, prosedürün ucu açık olması gerekip gerekmediği sorusuna karşılık , “Stratejik anlaşma olması halinde, hemen ardından uzun olmaması gereken bir zaman sınırı koymamız gerekir. Bunun sonrasında hedef, stratejik anlaşmaya varmamız için prosedürün devam etmesidir” dedi, özetle şunları ekledi:

“Ara çözüm olmayacak ve imza atılmayacak bir stratejik anlaşma istiyoruz. Sadece,  nihai anlaşmaya ulaşmamıza zemin olması için ivme katacak bir noktaya ulaşmamız hedefini taşıyacak bir aşama olacak. Jane Holl Lute de buna katkı koymalı çünkü misyonu, bu stratejik anlaşmaya ulaşmamız hedefini taşıyan, bundan sonraki adımı hazırlamaktır. Şimdilik durum zor. Türkiye’nin her zaman ateşte çok demiri var ve belirli zamanda işine geleni seçiyor. Örneğin geçen yıl Crans Montana’daki prosedüre katılmış göründüler ancak ciddi meselelerde ilerlemeye müsaade etmediler.”

Fileleftheros ise Mavroyannis’in “müzakereler kısa sürede başlamazsa, özellikle de müzakerelerin kazanımı yitirilirse, Kıbrıs sorununun, bugüne kadar bildiğimiz dönemin sonu anlamına gelecek” dediğini yazdı.

Habere göre Kıbrıslı Rum Müzakereci, Genel Sekreter’in Eylül’de New York’ta müdahillerle  istişareleri üzerine  yeni bir prosedür olursa, bu yeni prosedürün Crans Montana’da olduğu gibi “iki masa (biri iki taraf arasında tamamlanmamış konuların ele alındığı ve diğeri de garantörler dahil tüm tarafların bulunduğu) mantığına benzeyeceğini” değerlendirdi.

 

 

Güney Haberleri