Kıbrıs Türk Tarihi’nin en büyük maddi skandalına ya da soygununa tanık oluyoruz...
Bu soygun mevcut hükümet imza attı...
İstifadan başka “hakları” kesinlikle yok...
-*-*-
Meseleyi açalım...
KKTC’de yeni bir Ercan Havaalanı yapılmasına karar verildiğinde hazırlanan sözleşme, aslında daha en başından, hiç bir iş insanının kabul edebileceği bir sözleşme değildi...
-*-*-
Ya baskıyla ya ricayla ya da “merak etme hallederiz”le işe başlandığında, yeni Ercan’ın işletmesinden elde edilecek cironun, neredeyse yarı yarıya paylaşılmasında anlaşılmıştı... (Şu anda merak etme hallederiz bölümü hayata geçirilmiştir... Mesela halledilmiştir...)
-*-*-
Sözleşmeye göre yeni Ercan’ı işletecek şirket, kazancı üzerinden değil, yıllık dönen para üzerinden yani cirodan hesap yapacak ve yarısını, hatta yarıdan fazlasını devlete verecekti...
-*-*-
Bu anlaşma tarzı ya da şekli zaten daha başından tipik bir KKTC olayıydı...
Sahte, anlamsız, işlemeyecek bir sözleşme!
-*-*-
Nitekim, yeni Ercan inşaatı aslında hep bu yüzden gecikti...
Çünkü şirket, yeni binaya taşınıp da ciro üzerinden KKTC Devleti’ne yüzde 50’yi aşan miktarda para vermek istemiyordu...
Geciktirdikçe geciktirdi inşaatı...
-*-*-
Sonunda, Türkiye’dekiler; “tamam yeni binaya geçelim ama sözleşmeyi değişmezsek olmaz” dedi...
Çünkü ilk baştan yapılması gereken aslında buydu.
-*-*-
Ve şu anda KKTC Hükümeti’nin Ercan’ı yöneten ya da işleten şirkete sağladığı, aslında o zamanki sözleşmenin hatasını düzeltmeye çalışmaktır...
Ama bu bir soygundur, işin içinde rüşvet veya komisyon olma ihtimali çok yüksektir...
Hem de meblağlar dudak uçuklatan cinstendir...
-*-*-
Hesap kitap işlerinde ve uçakçılık konusunda bu ülkede tartışmasız bir numara olan kişi, Zeki Ziya’dır...
Zeki Ziya’nın, Facebook’ta, gazeteci arkadaşımız Hüseyin Ekmekçi’nin paylaşımı altına açıklama yazan Erhan Arıklı’ya yazdığı cevabı okudunuz mu?
-*-*-
Haaaaa, sakın kimse Emrullah Turanlı’yı suçlamasın...
Suçlanacak iki “kesim” vardır; birincisi KKTC’nin mevcut gan ayaklı hükümeti ve ikincisi, her türlü soyguna seyirci kalan uykudaki Kıbrıs Türk toplumu...
-*-*-
Zeki Ziya’nın anlattıklarına geçmeden, bazı konulardan daha bahsetmek lazım...
Mevcut hükümetin aldığı karar, sadece kendileri ile Ercan’daki şirketin yöneticileri arasında bir karar mıdır?
Yani bir zamanlar Emrullah Turanlı söylemişti; “bunları doyuramıyorum” diye...
Arada bazı meseleler, örneğin komisyon veya rüşvet ödemeleri olmuşsa, bu bizim içimizdeki bir şey mi?
-*-*-
Yoksa, göreve başladığı günden beri neredeyse tüm mesaisini bu işe adayan TC Lefkoşa Büyükelçisi mi devrededir?
TC Lefkoşa Büyükelçisi kendine ve Turanlı’ya mı çalışmaktadır?
Yoksa, daha yukarıdan talimat mı gelmiştir?
-*-*-
Sonuç ne olursa olsun, ortadan bir gerçek vardır; bu memleket soyuluyor ve yönetilemiyor...
-*-*-
Gelelim Zeki Ziya’nın anlattıklarına...
-*-*-
Zeki Ziya, Erhan Arıklı’ya yazmış ve anlatmış:
Bakalım neler demiş...
“... Erhan Arıklı, Sevgili Başkan, Sayın Bakan...
Merkez Bankası ve Maliye’nin hesaplarına göre 2042 yılından itibaren yıllık cironun 250 milyon avro olacağını söylüyorsunuz... (Ayrıca pandemi dönemi ile alakalı mücbir sebepten ödeme yapılacağı açıklanan 27 ay 9 günden bahsediyorsunuz)....
-*-*-
250 milyonu 12’ye bölersek, aylık gelir yaklaşık 21 milyon eder...
Bu da 27 ay çarpı 21 milyona denk gelir ki toplamda 562 milyon 500 bin Avro civarındadır...
-*-*-
Bu gelirin anlaşmaya göre yüzde 48.5 ciro payı, artı yüzde 16 KDV’si olmak üzere, toplamda yüzde 56.26’si zaten devletindir... Devletin payıdır...
-*-*-
Yani, Merkez Bankası ve Maliye’nin hesaplarına göre devletin hiç bir risk almadan elde edeceği gelir, 562 milyon 500 bin Avro’nun yüzde 56,26’sına denk gelen 316 milyon 462 bin Avro’dur...
-*-*-
Eğer işletmeci cironun yüzde 56,26’sını devlete verdikten sonra kar elde ederse, Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi söz konusudur...
-*-*-
Siz bu son aldığınız aldığınız kararla KKTC Devleti’nin net gelirinden feragat etmekle kalmayıp, üstünden parada ödüyor ve bunu bir başarıymış gibi pazarlamaya çalışıyorsunuz...
El insaf!
-*-*-
Oldu olacak şu anda işletmeciden, aylık ciro paylaşımından da ne kadar aldığınızı açıklayın ki kaç sene daha bu ülkeye bir kuruş katkı ödenmeden işletmecinin Ercan’ın gelirlerini kemiksiz bir şekilde tahsil edeceğini bilelim.
-*-*-
Keşke dürüstçe, “... yeni terminal ile birlikte işletme giderleri arttığından mevcut anlaşma şartlarında fizibıl bir işletme mümkün olmadığı için şartlarda düzenlemeye gittik diyebilseydiniz” de bizleri ......... yerine koymasaydınız.”
-*-*-
Evet, olan, yaşanan, budur!
Bu bir soygundur!
Soygunun yapılmasına KKTC’yi yöneten mevcut hükümet onay vermektedir...
Mevcut hükümetin ortakları kesinlikle onay vermektedir...
Ve soygunun “kendi içimizde bir soygun” mu; yoksa Türkiye’den talimatla mı gerçekleştiği konusu asıl izah edilmesi gerekendir!
-*-*-
Başka ülkelerde benzer durum yaşansaydı ne olurdu?
İngiltere ve Amerika’da, adı geçenlerin tümü, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu istifa ederdi, yargılanırlardı...
-*-*-
Japonya’da böyle bir şey asla olmaz!
Ama olsaydı, en az 15 hükümet yetkilisi, Cumhurbaşkanı dahil, “toplu harakiri” durumundaydı!
-*-*-
İran’da asılırlardı!
Kuzey Kore’de canlı canlı köpeklere yedirilirlerdi!
-*-*-
KKTC’de mi?
-*-*-
Ezan okunuyor mu?
Okunuyor!
Bayraklar tamam mı?
Tamamdır!
-*-*-
Uyurken soyulmaya devam!
İki deli bağırıp, çağırmış, bir kaç deli konuyu gündeme getirmiş, bir iki hain de yazmış!
Kimin umurunda!
-*-*-
Soyun gitsin anasını satayım!