Faiz mağdurları “hak arayışı mücadelesi”ne başladı.
Bu işin sonu, yeni “iflas bayrakları”na kadar gidecek.
Ve öyle görünüyor ki bu bayrak, dağdakinin bile boyunu aşacak.
***
Meseleyi biraz özetleyelim.
Borcunu ödemeyenlere gecikmiş faiz (temerrüt) uygulanıyor.
Temerrüt de nedir, normal faizden daha yüksek bir oran!
Eskiden sınırlıydı...
Faiz, anaparaya ulaşınca dururdu.
80'lerde enflasyon gerekçesiyle bu uygulamayı kaldırdılar, faize, anaparanın ötesinde yol verdiler.
Önce iki katına çıkardılar...
Sonra da sınırsız bıraktılar...
Böylece 5 milyar borçlanıp da ödemeyenin borcu 300 - 400 milyara kadar çıktı.
Mahkemelerde 10 bine yakın dosya var.
Yasal düzenleme artık şart oldu.
Yoksa, inanılmaz olaylar yaşanacak.
İşi hacizlerle de kalmayacak.
Çatışmalar başlayacak.
Hapis kararları çıkacak...
Maliye, bu konuda bir “taslak” çalışma yaptı.
Ancak “Bakanlar”ın pek çoğu, bu taslağa ve yasaya karşı.
Yine de sonuç değişmiyor.
Bankalar ile üreticiler, yatırımcılar...
İş insanları ise esnaf, yurttaşlar yüz yüze.
Mahkemeler derseniz, işin içerisinden çıkacak gibi görünmüyor.
Çok ciddi sıkıntı var, önlem alınamıyor.
“Faiz mağdurları”na göre, Maliye’nin üzerinde çalıştığı yasaya en fazla karşı çıkanlar “genç bakanlar”...
Şimdi isim vermeyelim, çünkü, iddialar dışında daha önemli bir “duyum” yok elimizde...
İş, Bakanlar Kurulu’nda da bitmiyor.
Kimi bakanların, bu “taslak” karşısında “tefeciler ve bankalar” ile “içli dışlı sarımsak başlı” olduğu konuşuluyor.
Tabi, BANKALAR da taslağa karşı.
Peki ne olacak?
***
Tekrar edelim...
“İflas” bayrağı...
Beşparmak dağlarında, yeni bir rekor kıracak!
‘Geçirmek’ !
- Geçirdik mi?
- Evet, bunu da geçirdik!..
- Maaşları göndersinler hemen!..
***
- Sırada ne var, geçireceğimiz?
- Çoğunu geçirdik, azı kaldı.
- “Az kaldı maraz kaldı” yani.
- Direnç var, başkaldırı var, isyan var.
- Olsun olsun, geçirelim yine...
***
- İşçi?
- Az kaldı, geçireceğiz efendim.
- Memur?
- O da sırada...
- Emekli?
- Uğraştık, çok geçiremedik efendim.
- Asgari ücretli?
- Fena geçireceğiz efendim.
- Hayvancı, çiftçi, narenciyeci?
- Azar azar efendim!
- Aferin size...
***
- Geçirmezsek para yok.
- Yok efendim.
- O halde.
- Geçireceğiz.
***
- Bir şey söyleyeyim mi efendim.
- Söyle!..
- Bu gidişle...
- Ne olmuş, bu gidişle?
- Günün sonunda bu toplum var ya bu toplum, fena geçirecek bize!..
APOEL ve bölünme
İki yol var, diyorlar yine..
Ya BİRLEŞME...
Ya BÖLÜNME...
Ya da şimdiki “anormal” halin devamı herhalde....
***
‘BİRLEŞME’yi biliyoruz.
Kıbrıs, tek bir uluslararası kimlikle dünyanın huzurunda olacak.
Yine iki “kesim”de sürecek hayat.
Belki, yıllar yıllar sonra, toplumlar çok daha fazla barışacak, buluşacak.
Peki “BÖLÜNME”de ne olacak?
Bunu bize anlatan var mı!..
“Kıbrıs Cumhuriyeti” yerinde duracak mutlaka da Kıbrıslı Türkler ne olacak ?
Trabzon’daki GENÇLİK OLİMPİYATLARI’na, yine, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ile Kıbrıslı Rum gençleri mi katılacak?
Limasol’da mı çekilecek, Türkiye bayrağı, birincilik kürsüsünde...
***
APOEL’i izliyor musunuz?
Bu ülkenin yüzlerce, binlerce genci izliyor.
Evet, sadece İZ-Lİ-YOR!..
Uzaktan bakıyor yani.
Ve küçücük coğrafyası ile bir Kıbrıs takımı, Avrupa’nın “devler ligi”nde, hem de eski şampiyonları geride bırakarak, “zirve”de yer alıyor.
Türkiye’nin anlı-şanlı takımları, beraberliğe sevinir, “Başkaları sıfır puan alıyordu” diyerek, avunurken...
***
BİRLEŞME’yi biliyoruz.
Bize “BÖLÜNME”yi anlatınız.
Ya da “kendi yolumuza gidelim” dediğiniz yolu.
APOEL’i mi izleyeceğiz yine.
UZAKTAN!..
Yoksa biz de yer alacak mıyız, dünya sahnesinde?
Bize “nasıl tükenmeyeceğimizi” anlatınız!