KKTC Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2017 sonu ile Eylül 2023 yılı arasındaki dönemde yoksul ve muhtaç maaşı ödenen kişi sayısı yaklaşık 3,687 kişiden 4,234 kişiye ulaştı. Yani yaklaşık yüzde 15 artış yaşandı.
Yoksul sayısındaki bu artış, üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi gereken bir tehlikeyi işaret ediyor.Yoksulluk maaşı rakamları asgari ücretin altında kaldığı için, bu maaşı alanların geçinmesi mümkün görünmüyor.
Öte yandan, 4’lü koalisyon döneminde yoksulluk maaşı alanların sayısı yaklaşık yüzde 4.2 azalmıştı. Ancak mevcut koalisyon hükümeti döneminde ise, yoksulluk maaşı alanların sayısı yaklaşık yüzde 15 artmıştır. Demek ki, ülkemiz bu hükümet döneminde günden güne fakirleşmektedir.
Döviz kurlarının artması ve yüksek enflasyonla birlikte yaşanan pahalılık, halkı perişan etmekte, hükümet’in enflasyonu önleme başarısızlığı da, vatandaşların fakirleşmesini katmerleyerek büyütmektedir.
KTAMS’ ın belirlediği, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Şubat ayı sonunda, aylık 22 bin 622 TL’ ye yükseldi. Mart ayı açlık sınırı açıklandığı zaman, rakamın arttığını ve net asgari ücrete (24 bin TL) yaklaştığını hep birlikte göreceğiz.
Tüm mal ve hizmetlere, özellikle elektrik, akaryakıt, gaz ve temel gıda ürünlerine yapılan okkalı zamlar, vatandaşları perişan etmiş durumdadır.
Dövizdeki yükselişler ve enflasyon rakamlarındaki artışla birlikte, toplumda yoğun bir fakirleşme yaşanıyor.Ülkede yaşanan pahalılık, gıda harcamalarına bile yetmemekte, asgari ücrete yüzde 52 zam yapılması bile, yeterli olmamaktadır.
Elektrik, akaryakıt, gaz başta olmak üzere enerji fiyatlarına yapılan zamlar, üretim maliyetlerini de artırınca, işletmeler de ürettikleri mal ve hizmetlere zam yapmak zorunda kalıyor.
Hükümet, enflasyon ve pahalılığı önlemek için, ihtiyaç duyulan tedbirleri almamakta, ithalat vergileri, KDV ve fonları düşürmemekte, gerekli denetimleri yapmamaktadır.. Kurultaya yönelik çalışmalar nedeniyle, vatandaşın sorunlarına odaklanamıyorlar.
Öte yandan, birçok vatandaşın kredi borçları da, ödenemediği için yeniden yapılandırılarak ertelenmekte, ödenemeyen çekler de, piyasa da çeşitli sorunlara yol açmaktadır.
Dar ve orta gelirlilerin bir çoğu, borçlarını ödeyemedikleri için, son çare olarak altınlarını bozdurmaya bile başladılar. Bütün bu gelişmeler, halkın ekonomik durumunun bozulduğunu ve gelir düzeyinin de düştüğünü gösteriyor.
Ülkemizde, parası olmadığı için ilaç alamayan, devletten de ilaç desteği bulamayan binlerce insan yaşamaktadır. Sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşları, gıda harcamalarına bile yetmemekte, açlıkla karşı karşıya kalmakta ve gün geçtikçe daha da fakirleşmektedirler.
Özellikle, et fiyatlarının 800 TL ye kadar yükselmesi, ekmeğe, akaryakıta, gaza, elektriğe peşi sıra zamlar yapılması yanında, piyasada tüm mal ve hiizmetlerde artan pahalılık, dar gelirlilerin belini bükmektedir.2 yıllık enflasyon toplamı yüzde 178’e ulaşmıştır.
Vatandaşlar, et alamadığı için, karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye çalışmaktadır.Birçok yerde hellimin kilosu 400 TL’ye çıkmıştır. Kıbrıs’ın en önemli yemek kültürlerinden olan mangal keyfi artık hayal olmuştur. Bir çok dar gelirli, kasaptan, marketten 100 TL'lik kıyma talep etmektedir.
Ev kiraları, döviz artışı ile fırlamış, ödenemez hale gelmiştir. Dar ve orta gelirli vatandaşların ev sahibi olma imkanı kalmamıştır. Tencereler boş, çocuklar okula harçlıksız gitmekte, dar gelirliler devlette ilaç bulamamakta, eczanelerden de pahalı olduğu için ilaç alamamaktadır,
Maaş, emekli maaşları, ve asgari ücrete yapılan artışlar, kısa sürede değerini kaybetmekte, pahalılıktan dolayı satın alma gücü düşmekte, kredi kartı borçları günden güne çoğalmakta ve halk, günden güne fakirleşmektedir.