• Dijital altyapının geliştirilmesi…
• Her eve ve kamusal alanların tamamına Wi-Fi erişimi…
• Geniş bant internet ve 5G alt yapısının kurulması…
• “Sürücüsüz araba” gibi yeni teknolojilerin yaşam bulması…
• Her kentte “Model Dijital Topluluklar” yaratılması…
Yukarıda okuduklarınız ABD Başkan adaylarından Hilary Clinton’un başkanlığı kazanması halindeki hedefleri… Bizim gündemimiz ise Kur’an Kursları… ABD’nin örneği olalım diye söylemiyorum ama bakış açıları, geleceğe dair hedefler, vizyonlar ve beyinlerdeki anlayışlar arasındaki devasa farkın farkında mısınız?
Hiç kuşku yok ki; bugün yaşadığımız sorunların önemli bir kısmının temelinde ekonomik açmazlarımız yatmaktadır. Ancak geriye kalan diğer önemli kısmında da temel neden olaylara yaklaşım ve bakış açılarımızdır… Örneğin nasıl oluyor da; çağdaş ve ilerici bir toplum olma yolundaki uğraşları temelinden dinamitleyen adımlar bu topluma reva görülüyor ve dahası bu uygular kimi çevrelerce destek buluyor…
Oysa eğitim tam da bunları yok etmek için vardır… Çünkü eğitimin en temel amacı nitelikli seçme seçilme yaşantıları sağlamaktır. Bu yaşantılar ekonomik ve toplumsal normları aktararak toplumsal düzeni sağlama ve yenilikçi bireyler yetiştirerek çağdaş yaşamın ortaya çıkmasını sağlar. Bu nedenledir ki; her anlamdaki eğitim planlı ve programı olmak, toplumsal geleceği yaratacak unsurlarla bezenmek zorundadır…
Elbette ki din eğitimi de önemlidir ve yukarıda anlattığım unsurlardan birisidir. Ancak bu denli çarpık, bu denli maksatlı ve bu denli gerici bir anlayışla yapılmasını desteklemek mümkün değildir…
Öte yandan üzerinde durulması gereken bir unsur daha var. O da pedagoji, yani eğitim bilimi sorunsalıdır… Pedagojinin uğraş alanı yeni doğan ile yetişkinlik dönemi arasındaki insanların eğitimidir… Camide dikiş-nakış ya da Kur’an Kurslarının ne derece pedagojik olduğunu takdirinize bırakıyorum…
Bir ülkenin çocukları, o ülkenin kalkınabilmesi, gelişebilmesi ve çağdaşlaşması adına en önemli değerleridir. Ülke, geleceği adına bu denli bir öneme sahip olan çocukların, toplum içerisinde ruhsal, fiziksel ve de duygusal durumları dikkate almak zorundadır. Pedagoji, işte bu durumdan doğmuş bir bilim alanıdır. Eğitim adına yapılacak her şey pedagoji ilkelerini içermek zorundadır. Bu olgunun dışındaki tüm uygulamalar suçtur ve gericiliğin ta kendisidir…
Bütün bunlar bizi şu payda da buluşturuyor aslında; gerici uygulamalara onay verecek miyiz? Yoksa ilerici mi olacağız? Daha anlaşılır bir ifadeyle; “Çocuklarımızı, toplumuzun aydınlık yüzü olarak eğitme sorumluluğumuzun farkında mıyız?”
------------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Taban Puanı Hatası Düzeltildi
Türkiye üniversitelere ek yerleştirme 26 Ağustos 2016 Cuma günü başladı. Ancak, geçen Perşembe günü yayınlanan tercih kılavuzunda kontenjanı dolmasına rağmen bazı programların taban puanlarının yazılmadığı ortaya çıktı.
Bu yılki ek yerleştirme tercihleri kılavuzdaki taban puan hatası ile başladı. 212 lisans programının kontenjanları dolmasına ve taban puanları oluşmasına rağmen puanlarının yazılmadı. Bu durumun tam tersi olarak da; ön lisansta ise 1.644 bölümün de taban puanı oluşmamasına rağmen kılavuzda taban puanın yer alması iki büyük hata olarak değerlendirildi.
YÖK , hata yapıldığını doğrulayarak düzeltileceğini açıkladı. 26 Ağustos 2016 Cuma akşamı ÖSYM’nin yaptığı açıklama ile ek yerleştirme tercih kılavuzunda güncelleme yapıldığını duyuruldu. ÖSYM’den yapılan açıklamada adayların 26 Ağustos tarihli kılavuzu dikkate almaları gerektiği ve önceki kılavuza göre tercih yapanların tercihlerini güncellemelerini önerdi…
----------------------------------------------------
Sıra Dışı Okullar
Sıra Dışı Müfredat
Sıra dışı okullara devam ediyoruz. Bu hafta aktaracağımız okul ABD’den… ABD’nin San Francisco ve Kaliforniya kentlerinde bulunan bu okulda sırı dışı yapan şey müfredatı…
Bu okulun müfredatı; ailelerin çocuklarına tehlikeli olduğunu söyleyip yasakladığı şeyler. Okulda öğrenciler, ateşle oynayabilir, üstünü kirletebilir, ev gereçlerini parçalara ayırabilir, duvarlara resimler yapabilirler. Öğrencilerin, yaratıcı düşüncelerini ortaya çıkaracakları ve meraklarını giderebilecekleri müfredata sahip bu okullarda öğrencilerin tercihi ilk sırada… Bu nedenle de öğrenci okula büyük bir keyifle gidiyorlar ve son derece mutlular…