Meltem SONAY
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
SORULAR
1 Sizce ilk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz nedir?
2 Ekonominin kurtuluş reçetesini yazmaya nereden başlarsınız?
3 Euro mu, Türk Lirası mı… Peki nasıl?
4 Federal çözüm mü, yoksa KKTC’yi tanıtmak mı?
5 TC-KKTC ilişkileri hangi zeminde olmalı?
KİMDİR?
CENK PAŞA:
Cumhuriyetçi Türk Partisi Lefkoşa İlçe Sekreteri olan Cenk Paşa, lisans eğitimini DAÜ Bilgi Teknolojileri bölümünde tamamladı. Üniversite öğrenimi boyunca CTP Gençlik Örgütü’nde aktif görevlerde bulunan Paşa, Yüksek lisans eğitimi Uluslararası İlişkileri üzerine tamamladı. Halen Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi üzerine Doktora yapan Cenk Paşa, 2013-2017 yılları arasında GAÜ ve KAÜ’de akademik ve idari görevlerde bulundu. 2017 yılından beri Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi’nde Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’nı yürüten Paşa, 2019 yılından beri Kanal Sim’de Ledra Sohbetleri Programını sunuyor.
ÖZLEM SEFER:
2004 yılından bu yana Bayrak Radyo Televizyon Kurumu'nda Haber Spikeri ve Program yapımcısı olarak görev yapan Özlem Sefer, Lisans eğitimimi Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde tamamladı. Akdeniz Karpaz Üniversitesi'nde İşletme Yönetimi üzerine Yüksek Lisans yapan Sefer, halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde İşletme Yönetimi üzerine Doktora eğitimine devam ediyor. Sefer, 2016-2018 yılları arasında Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık'ta Basın Danışmanı olarak görev yaptı.
SORULAR:
CTP Milletvekili Adayı Cenk Paşa:
“Federasyon zemininden kaçmamalıyız”
1-“İlk müdahale tabii ki ekonomiye yapılmalı. Elimizde olmayan bu hızlı fakirleşmenin önüne hemen geçilmeli ve Güney ile olan bu alım gücü farkı kapatılmalı.”
2 -“Stabil bir para birimine ivedi şekilde geçmeliyiz. Ülkemize giren her ürün, fiyatlanan ve raflara konan her ürün, satın alınırken ödenen bedel, tümü döviz üzerinden hesaplanmakta. Tek eksiğimiz emeğin de (maaşların da ) stabil bir para birimi ile hesaplanması. Bu geçiş hem fakirleşmemizi engelleyecek, hem de alım gücümüzü koruyacaktır.”
3 -“Cevap çok açık. Euro. Enflasyona, değer kaybına hiç bir şekilde müdahale edemediğimiz para birimi olan TL bizim ülkemiz için artık tükenmiştir. Önceki yıllarda Türkiye’de yaşanan ekonomik krizler, döviz yükselişleri, TL’nin değer kaybı daha çok siyasi nedenlere dayanıyordu. Son zamanlarda bu durum Türkiye’deki ekonomik sistemin değişiminden kaynaklı, bu sistem Türkiye için uygun olabilir ama TL kullanan bizler için kesinlikle uygun değildir. Bizim ülkemizde gelirlerimiz hizmete dayalıdır. O yüzden hızlıca muhasebe birimi olarak gelirlerimizi de Euro olarak hesaplamalıyız. Halkımızın Alım gücünü korumalıyız.”
4 -“Federal çözüm. Ne zaman ki Federal çözüm inancından, mücadelesinden vazgeçtik, ekonomimiz yerlerde sürünmeye başladı. 2000’li yıllarda Kıbrıs Türk tarafı Cumhurbaşkanı Denktaş döneminde çözümsüzlük çözümdür siyaseti yapıyordu, ekonomimiz hiçbir zaman stabilize olmadı. Ne zaman ki Kıbrıs Türk Tarafı ve Türkiye çözüm inancını Federasyon zemininde masaya getirdi o zaman ekonomi de yükselmeye başladı. 2000’lerin başında 4000 $ olan Kişisel gelirimi 2009 yılında 16000$ a kadar çıktı. Ne zaman ki federasyon görüşmeyeceğiz yöneticilerimiz tarafından dillendirilmeye başlandı bu rakam bugün 7000$ , ekonominin durumu ortada. FEDERASYON ZEMİNİNDEN KAÇMAMALIYIZ.”
5 -“TC ile KKTC arasındaki ilişkiler diplomatik teamüllere uygun, karşılıklı saygıya dayalı eşit bir zeminde olmalıdır. Uluslararası arenada Kıbrıs Türk Halkının talepleri ve çıkarları konusunda karşılıklı istişareler ile adımlar atılmalı ve ülkemizdeki tek çözüm modelinin federasyon olduğu unutulmamalıdır.”
UBP Milletvekili Adayı Özlem Sefer:
“Ekonomimizin kurtuluş reçetesi üretimden geçer”
1 -“Uzlaşı kültürünü geliştirmeliyiz. Maalesef iletişim ve karşılıklı anlayış sıkıntısı yaşanıyor. Bu durum üst yönetimde sağlıklı kararlar alınmasını etkiliyor ve toplumun bütününe sirayet ediyor. Ülkede güven kaybı, umutsuzluk ve gelecek kaygısı baş gösteriyor. İçinde yaşadığımız şartlar, bizim iletişimde olmamızın, birlik beraberlik içerisinde hareket etmemizin önemini ortaya koyuyor. Artık farklı bakış açılarında olunsa bile toplum yararı adına daha çok iletişimde olmalı ve ülke sorunlarının ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir yapının oluşması için radikal kararlar alınması yönünde dirayetli olmalıyız.”
2 - “Ekonomimizin kurtuluş reçetesi üretimden geçer. Doğal kaynaklarımızı etkin bir şekilde kullanabilmek adına girişimcilerin teşvik edilmesiyle üretime dayalı iş gücü oluşumu, kendi ayakları üzerinde varlığını sürdürmek isteyen ülkelerin en büyük güvencesidir.”
3 -“KKTC'nin dillendirilen Euro kullanımına geçişi mevcut yapıda mümkün değildir. Öncelikle bir ülkenin Merkez Bankası'nın para basma alt yapısına sahip olması gerekir. Farklı bir para birimine geçişi ise o ülkenin mali gücü ile alakalıdır. Bütçe açığının olmaması, aksine artıda olması gerekir. Mevcut TL kullanımının devam edeceği öngörülen ülkemizde bizim dışımızda gelişen döviz krizini en hafif şekilde atlatabilmek için ülke içinde döviz kullanımını azaltmak ve belki de kaldırmak bir başlangıç olmalıdır. İhracat ve ithalat yapan iş insanlarının, bankalar vasıtası ile döviz üzerinden yurt dışı ile işlerini yürütmesi sağlanmalı, mevduat sahiplerinin hakları saklı kalacak şekilde kredi alımı ve benzeri durumlarda iç piyasaya döviz akışı olmamalı, döner sermayenin TL üzerinden yapılması sağlanmalıdır. Yabancı turistlerin ülkeye girişlerde para birimlerini TL'ye çevirmeleri gerektiğinin önü açılmalıdır.”
4 -“Federasyon temelli çözüm modeli, iki tarafında yıllardır müzakere masasında süren görüşmeleri sonucunda maalesef başarıya ulaşamamıştır. Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetli yaklaşımı, farklı alternatifin gündeme gelmesini doğurmuştur. Bu da "egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye dayalı iki devletli çözüm" modelidir. KKTC'nin tanınması elbette çok önemlidir. Dünyanın Kıbrıs adası üzerinde yaşanan gerçekleri kabul etmesi, insan ve toplumların haklarına saygı göstermesi gerektiği gerçeği ortada dururken, çözümü zorlayıcı etken olarak da bizleri tanıma yöntemine gitmesi mevcut sorunun bertaraf edilmesi için iki taraftan biri olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimini de aynı azimle çözüme yönlendireceği ve teşvik edeceği düşüncesindeyim.”
5 -“TC ile geçmişten günümüze tarihi, ahdi ve gönül bağımız vardır. Kıbrıs Türkünün ve KKTC'nin her daim yanında olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ada üzerinde yaşanan gerçekler ışığında ortaya koyduğu irade ve duruş, Kıbrıs Türk Halkının iradesi ve duruşu ile örtüşmeye devam etmelidir. Dünya üzerinde stratejik konuma sahip Kıbrıs Adası üzerinde yaşayan biz Kıbrıs Türk Halkı hak ve menfaatlerimizin korunması adına onurlu duruşumuza devam ederken, kendimizi geliştirme ve ülkemizi kalkındırma, daha ileri noktalara taşıma adına da çabalarımızı ortaya koymalı gereken adımları atmaya devam etmeliyiz.”.