Oyununu bırak, yaşama sevincini kaldır kutusuna, aman kilitlemeyi unutma kimse açamasın, alamasın. Dersi dinle okulda, şhıtt ciddi ol, kravatını düzelt. Ödevlerini unutma, sokağa sakın ha çıkma. Sokak hayvanları sana zarar verebilir, aman yaklaşma!
Her gün özel derse git, akşamlara kadar çalış. En iyi notları sen al, en güzel okullara sen git. Sanat ve Spor olmasa da olur hayatında, yeter ki sen derslerinden geri kalma.
Üniversite en yaldızlısından olsun, mümkünse üzerine master, doktora. Bölümünü iyi seç ama, fiyakalı olsun, bir de çok para kazandırsın. Mutluluk mu? Aç mutlu hiç gördün mü bakiyim sen? Çok konuşma, hem büyüklerine de laf yetiştirme!
Düzgün bir işe gir, çalışma saatleri belirgin olsun, çok kazandırsın. Memur olsan iyiydi de şimdi onun da tadı kaçtı. Yine de güvenli iş, rahat! Sen memur ol, illa ki. Hem öyle çok etliye sütlüye de karışma. Kadınlar için en iyisi öğretmenlik, öğleden sonra evindesin, yemeğini yapar, çocuğuna bakarsın!
Ev, araba borcu var sırada, sonra evlilik. Eli yüzü düzgün olsun, ailesi bize denk. Yabancı damat istemem, ona göre bak! Yaşın geçiyor artık, öyle armudun sapı, üzümün çöpünden vazgeçsen diyorum, indirsen biraz çitayı aşağıya. Bir kahve yapmayı da öğrenemedin gitti, kim alacak zaten seni bilemedim!
Herşey adetlerimize uygun olmalı. Gelsin istesin seni niyeti ciddiyse, ‘Ben kimseye ait değilim, babamdan kocama geçmek de ne demekmiş!’ lafları bana sökmez bilesin! Kız evi naz evidir, bunu öğren artık!
İlk çocuğun adını babası koyar kızım, hele çocuk erkekse. Hem benim soyadımı taşıyacak da ne demek, nerden öğreniyorsun bu lafları ben bilmiyorum. Ne yani sen bizim soyadımızı beğenmiyor musun? Bu mu?
Tabii ki torunuma bayraklı, davullu zurnalı sünnet düğünü yaparım ben. Erkekliğe adım atıyor benim aslanım. Herkes duymalı, bilmeli! Yok öyle Hastahane’de gizli, saklı operasyonlar.
Kızım, bu adam bana pek bir halsiz geldi. İyi bakmıyor musun yoksa sen kocana? Her gün yemek yapmıyor musun evde? Bari gelin, bizde yiyin akşamları, adamın midesi sıcak yemek görsün.
Çok şımartıyorsunuz bu çocuğu. ‘Ben özgür yetiştiriyorum’ ne demek canım? Çocuk dediğin susmayı bilmeyi, iki dakika nefes aldırtmalı insana. Bu sizinki, sizin başınızda geziyor! Bir kardeşi olsa sakinler belki, kendi aralarında oynarlar, siz de rahat edersiniz, yalan mı?
Hiç bitmeyen fikirler, modeller, gereklilikler, ‘normal’ yaşamlar, senin için kurulan hayaller, çizilen yollar, edilen dualar...
Senin hayallerin ile örtüşüyorsa toplumun tek saygı duyabildiği yaşam şekli, ne mutlu sana. İnsanın hayallerinin toptan onay görmesi güzel olsa gerek, nispeten rahat.
Yok farklıysan, sana dayatılan hayat senin mutsuzluk fermanınsa, bol şans dostum, işin bayağı, bayağı zor! Kendin olduğun için kâh özür dilerken bulursun kendini, kâh suçluluktan yüreğin yanarken. En yakınların seni olduğun gibi kabul etmeyi reddediyorsa hele, kolay gele. Belki de haklıdırlar dediğin günler çok olur, hatta havaya girip, değişim kararları alır, kendi seçimin bile sanabilirsin toplumun doğrularını. Toplum baskısı dedikleri şaka değil ne de olsa, dört bir yandan gelir, üstüne üstüne.
Birgün sabah uyanır kendini bulursun ama, mutlaka. Fabrika ayarlarına geri döner, bıraktığın yerden devam edersin hikâyene. Sen busun, farklısın ve farkınla güzel. Bildiğin tek yaşam şeklidir bu, kabullenebildiğin, huzur bulduğun.
Hiç üzerinde düşünmemiş de olabilirsin, biörnek yaşamın içine balıklama atlamış. Bir akşam vakti farkına varırsın birden, mutsuzluktan ölüyorsun. Oysa mutlu olman için gerekli her şeye sahipsin, ya da gerekli olduğunu düşündüğün her şeye. Oysa bir yerlerde bir eksiklik vardır. Senin olmayan bir hayatın içine sıkışıp, labirentlerinde dönüp dururken, mutluluğun bu topraklarda yaşanmadığı nakaratını dolarsın diline, faydası olur belki. Küçük mutluluklar yaratmaya çalışırsın sonra, kendine yarattığın ayrı bir dünyada, etrafındaki herkesi kırar dökersin kendi mutluluğunu bulmaya çalışırken. Nafile...
Yanlış yerde arama, mutluluğun haritasını yüreğin saklıyor. Etrafın sesini kıstığın zaman sana verecektir sırrını. Konu komşunun onayı ile mutlu olan yürek ben henüz görmedim. Başka bir iş, başka bir şehir, belki bambaşka bir yaşam tarzı var, içinde saklı hazinenin haritasında. Hazineyi bulmanın kolay olduğunu iddia etmeyeceğim, bilakis çok zor, o kararı vermek, gerekli adımları atmak. Büyük riskler içeriyor, ama hazinenin buna kesinlikle değdiğini söyleyebilirim gönül rahatlığı ile.
Bir kez yola çıkmaya karar ver, gerisi gelecek. Göreceksin, kendi düşüne giden yoldaki engelleri atlamak, sana ait olmayan bir hayatı yaşamaktan çok daha kolay, güzel ve özel.