Doğum sırasında yarıdan fazla beyinleri, analarının rahminde kalan faşistler, Kıbrıs’ta gerginlik yaratmaya ve çözümsüzlüğü kalıcılaştırmaya bir hissa daha verdi…
-*-*-
Güney’de; 15 Temmuz 1974’te, Kıbrıs’a tarihin en büyük ihanetini yapanların çocukları ve torunları; Baf ve Limasol’dan sonra, Lefkoşa’da da sokağa indi!
-*-*-
Yabancı düşmanlığı yayıyorlar!
Yabancı düşmanlığı yapıyorlar!
Türk ve Müslüman düşmanlığı da bu eylemlerine dahildir!
-*-*-
KKTC’deki “kafadaşları” boş durur mu?
Hemen faaliyete geçtiler!
-*-*-
Kimisi televizyon programında, “Rum faşistlerin yaptıkları cezalandırılmıyor, bunların hepsi aynıdır” demeye başladı.
Kimisi köşe yazısında, “asla bir arada yaşayamayız, kesinlikle federal çözüm olmayacağı açıktır ve tabii ki Türk askeri giderse, bunlar bizi kesecek” diye hava kesmeye başladı!
-*-*-
ELAM büyük bir tehlikedir… Çünkü beyinsiz insan, haliyle her türlü çılgınlığı yapabilir…
Ancak, Kıbrıslı Rumların tamamına yakınını, yüzde 6’lık ELAM ile “aynı kefeye” koymak da en az ELAM’cılar kadar faşist olmaktan başka bir şey değildir!
-*-*-
Bize düşen mi?
Bize düşen, her iki tarafta, sayıları çok olmayan bu beyinsiz faşistleri marjinalize etmeyi başarmaktır!
Bu konuda – ülkemizdeki yabancı emekçi toplulukların da katılımını sağlayacağımız, on binlerin katılacağı, iki toplumlu eylemler kaçınılmazdır…
Pile meselesi!
Yiğitler köyünden başlayıp Pile’ye kadar yol yapılacak…
“Sorunlu bölge” kabul edilen, Barış Gücü ve Rum tarafının “ara bölge”, Tahsin abinin “bizim” dediği yere kadar yol bizim kontrolümüzde olacak…
-*-*-
Ara BM’nin ve Rum tarafının “ara bölge”, bizim tarafınsa “hayır bizimdir, Türk toprağıdır” dediği “alan”, kesinlikle Türk toprağı olmayacak; ara bölge statüsü devam edecek ve “bizim taraf” tam da o noktaya, yani ara bölgeye girilmeyecek şekilde bir “geçiş noktası” inşa edecek…
-*-*-
Ara bölge olarak kabul edilen ve daha önce insanları yumrukladığımız, üzerlerine şiro sürdüğümüz alanla ilgili bir değişiklik olmayacak…
Bu bölge, daha önce olduğu gibi BM Barış Gücü kontrolünde kalacak…
-*-*-
Ve Pile giriş noktasına, BM Barış Gücü, tarihte ilk defa “sınır kontrol noktası” oluşturacak…
Personel istihdam edilecek.
Ve burada BM Barış Gücü, Pile’ye gelenlere “buyurun, hoş geldiniz” diyecek!
-*-*-
Şimdi, şunu dikkatli dinleyin veya gözünüzü iyi açarak okuyun; Pile girişindeki bu kontrol noktasını evet Barış Gücü “çalıştıracak” ama burası “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne ait kabul edilecek!
-*-*-
Ve bazı bilgiler daha vereyim…
Bu yolu sadece ve sadece Kıbrıslı Türkler kullanabilecek…
Yani, Pile’de adresi olanlar ile Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Kıbrıslı Türkler…
Veya, Güney Kıbrıs’a geçişinde sıkıntı olmayan “KKTC yurttaşları” da diyebiliriz…
-*-*-
Bir bilgi daha; Yeşil Hat Tüzüğü de uygulanacak burada… Ama ticari maksatlarla değil, sadece insani maksatlarla ilgili ürünlerin geçişine müsaade edilecek…
-*-*-
Rumlar mı?
Onlar, Pergama Kapısı’ndan geçmeye devam edecek…
Üçüncü ülke vatandaşları mı?
Onlar da Pergama’yı kullanacak…
-*-*-
Peki?
Şu soru akla gelebilir?
Barış Gücü askerlerini neden yumrukladık?
Neden bütün Dünya’ya rezil olduk?
Neden bütün Dünya’nın aleyhimize, aşağılayıcı karar almasına sebep olduk?
-*-*-
Oturup uzlaşacaksaydık, anlaşacaksaydık, neden şiroları Barış Gücü askerlerinin üzerine sürdük?
Vordo, barbar ve geri zekalı olduğumuz için mi?
-*-*-
Bu arada ne ara bölgenin statüsü değişti; ne de “Türk toprağı” dediğimiz alanın kontrolüne adımızı yazdırdık?
BM Barış Gücü ile Rum tarafının müsaade ettiği şartlar dahilinde, evet Pile – Yiğitler Yolu’nu, para bulursak yapacağız!
Eşit egemen devletin halk dansları!
KKTC’nin, en az Kıbrıs Cumhuriyeti kadar eşit ve egemen olduğunu iddia ediyoruz…
Cumhurbaşkanımız, “Beni eşit ve egemen Cumhurbaşkanı olarak kabul etmezseniz, kesinlikle masaya oturmam” diyor!
Yani, Hristodulidis, Tatar’a, “be refik, gel senin eşitliğini ve egemenliğini konuşalım” dese; “hayır, önce eşitliğimi ve egemenliğimi kabul et, sonra konuşalım” diyecek ve gitmeyecek!
-*-*-
Böyle bir durum var ortada!
-*-*-
Ama durum buysa da, görüntü bu değil!
-*-*-
Geçtiğimiz Pazartesi günü, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Chritodulidis, Yunanistan ve İsrail başbakanları ile resmi toplantıda bir araya gelirken, KKTC’nin eşit ve egemen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yedidalga’da halk dansları oyuncusu gençlerle fotoğraf çekip, sosyal medyadan paylaşım yapıyordu?
-*-*-
Neresi eşit, neresi egemen?
Fotoğrafı çeker Ersin başkan!
Neresi eşit, hani egemenlik?
Dayanbilirsen dayan Ali Cabbar!
Yeşilırmak Direniş ve Bütünleşme Günü’nün 49’uncu yıl dönümü bugün törenlerle kutlandı… Bu onurlu direnişte yaşamlarını yitirenleri saygıyla anıyorum… Bu arada eklemek istiyorum, eşsiz manzarası, tertemiz havası ve suyu ama hepsinden önemlisi üretken, çalışkan insanları ile Dünya’nın en güzel köyüdür Yeşilırmak…