CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, ülke genelinde plansızlığın yarattığı kaos ve Gazimağusa-İskele- Yeniboğaziçi İmar Planı’na ilişkin kürsüye geldi.
Mağusa İmar Planı’nda gelinen son noktanın 55/89 İmar yasasının, imar planlarını hazırlama konusunda yetersiz kaldığını bir kez daha gösterdiğine işaret eden Özdenefe, dünyanın büyük birçoğunda geçerli olan uygulamanın aksine, ülkemizde planlamanın yerel yönetimler tarafından değil, merkezi hükümet tarafından yapıldığına değindi.
Özdenefe, özellikle Belediyeler Yasası’nın reformunun gündemde olduğu bu günlerde, yerel yönetimlerin sorumlu oldukları alanlarda planlama hakkının, merkezi hükümetten belli ölçülerde alınarak yerel yönetimlere devredilmesi gerekliliğinin de altını çizdi.
Özdenefe, “İmar planının hayata geçmesi elzemdir. Ancak toplumun bilgilendirilmesi gerekmektedir. Gerek İçişleri gerekse de Tarım bakanının cevapları önemlidir” dedi.
Hayatın birçok alanında yaşanan sorunların temelinde geleceği öngörememe ve plansızlığın yattığına işaret eden Özdenefe, şehir planlamanın önemini değindi.
Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğuna ilişkin Anayasa’nın 40. Maddesine de işaret eden Özdenefe, şehirciliğin, yalnızca bina ve yapıların belirli kriterlere göre planlanması anlamına gelmediğinin altını çizdi.
Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nın akıllarda soru işaretleri oluşturacak bir şekilde gündemde yerini aldığına işaret eden Özdenefe, “Bugün Girne’nin durumuna baktığımızda doğru planlama yapılmaması halinde ülkenin diğer bölgelerini de nasıl bir kaosun beklediğini görebilmek mümkündür” şeklinde konuştu.
‘Kısa sürede’, ‘Büyük değişiklik’
-İlk taslakta 1911 hektar olan yapılaşmaya açık alan yeni taslakta 4.033 hektara çıkıyor.
-İlk taslakta 89.489 olan ‘Azami Konut Adeti’, yeni taslakta 111.290’a yükseliyor.
-Mağusa’da 27.232 olan ‘azami konut adeti’ 34.603’e çıkıyor.
-Yeni Boğaziçi’nde 15.777 olan ‘azami konut adeti’ ise 18.785’e yükseliyor.
-İskele’de 46.480 olan azami konut adeti 57.902 oluyor
“Girne’de kaos, bölgelilerde isyan var”
Girne’nin özellikle son yıllarda kontrolsüz bir şekilde nüfus aldığı ve betonlaştığı herkesin malumu olduğuna vurgu yapan Özdenefe, buna bağlı olarak kentte hemen her alanda da kaos yaşandığına ve bölge halkının da isyanda olduğuna değindi.
Bu noktadan, Girne deneyiminden yola çıkarak Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi imar planı taslağı ile ilgili bazı soruları ve uyarılarım olduğunu ifade etti.
“Taslaklar arasında ciddi farklar var”
İmar Planı Tasarısı’na 70’e yakın kurum ve kuruluş ile 150’ye katılımcının katkı koyduğunun açıklandığını ve onlarca toplantı yapıldığını ifade eden Fazilet Özdenefe, çalışmaların da 2015’te çıkan ülkesel fizik plan kapsamında bilimsel raporlar ışığında yürütüldüğünün söylenmesine karşında, Taslaklar arasında kısa süre içerisinde oluşan ciddi farklar olduğunun altını çizdi.
Ağustos ayı içerisinde halkla paylaşılan taslak ile ve son halinin çeliştiğine işaret eden Özdenefe, sürecin zaten sıkıntılı başladığını, Emirname ile birlikte hali hazırda sunulan projelerin değil Mimar ve mühendisler odasından vizeli projelerin de eklendiğini kaydetti. “Daha sonra 3 ay ek süre verildi, mesele mahkemeye gitti, ara emirleri alındı. Bu süreç içerisinde yapılan toplantılar ağırlıklı olarak Lefkoşa’da yapıldı. Bana verilen bilgi İskele’ye örneğin sadece 1 kere gidildi otobüsten tespitler yapıldı. Taslağın son hali ile ilgili olarak önce 3 belediyeye ayrı ayrı sunum yapılıyor. Aradan 1 hafta geçmeden taslakta büyük değişiklikler meydana geliyor” şeklinde konuştu.
Yapılaşma alanı ve konut adetlerinde ‘binlerce’ artış!
İlk taslakta bin 911 hektar olan yapılaşmaya açık alanın yeni taslakta 4 bin 033 hektara çıktığına, ilk taslakta 89 bin 489 olan ‘Azami Konut Adeti’nin ise, yeni taslakta 111 bin 290’a yükseldiğine işaret eden Özdenefe, Mağusa’da 27 bin 232 olan ‘azami konut adeti’nin de 34 bin 603’e çıktığına vurgu yaptı.
Yeni Boğaziçi’nde 15 bin 777 olan ‘azami konut adeti’nin 18 bin 785’e yükseldiğine işaret eden Özdenefe, İskele’de 46 bin 480 olan azami konut adetinin ise 57 bin 902 olduğuna işaret etti.
CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, halka açıklanan taslak plan ile planın şu anda geldiği hal arasında neden bu kadar fark olduğunu, hangi gerekçelere dayanılarak bu değişikliklerin yapıldığını da sordu.
‘Bir haftadan az bir sürede taslak değiştirilmiş’
Gelen talepler üzerinde ilk taslakta değişiklik yapılmasının doğal olduğunu ancak bu değişikliklerin bilimsel dayanağı ve kamu yararını ön planda tutan gerekçeleri olması gerektiğinin altını çizen Özdenefe, taslaklar arasındaki değişikliğin 1 haftadan da az bir sürede gerçekleştiğinin ve izahatının da yapılmadığının ifade edildiğine vurgu yaptı. Bunun şeffaf bir yönetim anlayışından uzak bir yaklaşım olduğuna işaret etti.
Özdenefe, daha fazla boş tarlanın imara açılmasının gerekçelerini sordu.
“Tarımsal araziler de imara açıldı”
Tarım arazilerine de değinen CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe, İmar Planı’nın son taslağında, özellikle Mutluyaka ve İskele’de “tarımsal araziler”in imara açıldığına işaret etti.
Özdenefe, Tarım Bakanlığı’nın da bu konu ile ilgili görüşünü toplumla paylaşması gerektiğine ifade etti.
Yenidüzen’in konuya ilişkin haberine işaret eden ve Şehir Planlama Dairesi Müdürü Türkmen Yiğitcan’ın YENİDÜZEN’deki ifadelerine yer veren Özdenefe, Yiğitcan’ın “Tarım Dairesi’nden aldığımız görüş ve öneriler doğrultusunda bu araziler imara açılmıştır” dediğini anımsattı, gerekçelerle altının doldurulması gerektiğine vurgu yaptı.
“Tarım Bakanlığı’na göre o araziler verimli ve korunmalıydı… Ne oldu?”
I. II. ve III. sınıf arazilerin, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesinde çok önemli bir yeri olan tarım sektörünün sürdürülebilirliği için muhakkak ki korunması gereken önemli kaynaklar olduğuna işaret eden Özdenefe, Tarım Dairesi Yasası’na göre Tarım Dairesi’nin görevlerinden birinin de arazi etütleri sınıflandırılmasını yapmak olduğunu anımsattı
“Mevzuatta eksiklik olsa bile, yol haritası da bellidir, görev yetki ve sorumluluklar da” şeklinde konuştu.
Özdenefe, Tarım Bakanı’nın da Temmuz ayı içerisinde BRT’de katıldığı bir programda, İskele ve Yeniboğaziçi tarafındaki tarım topraklarının verimli olduğuna ve korunması işaret ettiğini anımsattı.
Tarım Bakanı’nın “O toprakların imara açılması veya oralara imar izninin verilmesi Tarım Bakanlığının belirlediği birinci, ikinci ve üçüncü dereceli bölgeler için bizim aslında üretime dayalı politikalarımızın önüne engel koymak niteliğinde olurdu” ifadelerini aktaran Özdenefe,
Tarım Bakanlığı’nın bu ifadeyi değiştirecek bir görüş verip vermediğini, Temmuz’dan bu yana ne değiştiğini sordu.
“Sel tehlikesi olan bölgeyi yapılaşmaya neden açtınız?”
KKT- ODTÜ mühendisi akademisyenlerinin yaptıkları çalışmalarda özellikle Long Beach bölgesi ve yakınlarının sel tehlikesi-su baskınıyla karşı karşıya oldukları tespit edildiğine işaret eden Özdenefe, buna rağmen, su taşkın sahalarını yapılaşmaya neden açıldığını da sordu.
Alt yapı sorununa da işaret eden Özdenefe, planda kanalizasyon ve arıtma sistemlerine ilişkin detaylı ve somut bir yaklaşımın olmadığına işaret etti.
İskele Belediye sınırları içerisinde yönelik yapılan çalışmalarda ve hazırlanan raporlarda alt kanalizasyon ve arıtmaya ilk aşamada 21 Milyon Euro’luk, son eklenen inşaat alanıyla birlikte de çok daha fazla bir yatırıma ihtiyaç duyulduğuna değindi.
“Nüfus 100 binin üzerine çıkacak, eğitim ne olacak?”
Nüfusun ve konut sayısının artmasıyla eş oranlı olarak eğitim kurumlarının inşası ve hizmet vermesinin de planda detaylandırılmadığına işaret edem Özdenefe, İskele’de nüfusun 100 binin üzerine çıkacağı ön görülmekle birlikte okul sayısının bugünün 2 katı oranında artmasının söz konusu olmadığına vurgu yaptı.
İskele’de boş olan askeri bölge içerisine sadece avam proje ve yan görünüşten oluşan 2 sayfalık bir projeye şehir planlama tarafından olumlu görüş verildiğinin söylendiğini anımsatan Özdenefe, bunu doğru olup olmadığını sordu.
“Kısa bir süre önce Acapulco bölgesinde yaşanan patlama olayından sonra askeri bölgelerin turizm bölgeleri içinde kaldığı eleştirilirken burada izlenilecek yol ne olacaktır” diye sordu.