Meltem SONAY
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
SORULAR
1- Sizce ilk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz nedir?
2- Ekonominin kurtuluş reçetesini yazmaya nereden başlarsınız?
3- Euro mu, Türk Lirası mı… Peki nasıl?
4- Federal çözüm mü, yoksa KKTC’yi tanıtmak mı?
5- TC-KKTC ilişkileri hangi zeminde olmalı?
KİMDİR?
ŞİFA ÇOLAKOĞLU:
1994’te Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. 1994-2013 arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Uluslararası Mağusa Kültür Sanat Festivali Komitesi’nde 20 yıl, ÖYAK Yönetim Kurulu’nda 9 yıl yönetici olarak görev yaptı. Kıbrıs Türk Halk Dansları Federasyonu’nun kurucu üyesidir. Kültür Dairesi Kültür-Sanat Danıșma Kurulu üyesidir. Kıbrıs Polifonik Korolar Derneği Yönetim Kurulu Bașkanıdır. Yorgancıoğlu ve Kalyoncu hükümetleri döneminde Mağusa Kaymakamı, Erhürman Hükümeti döneminde Bașbakanlık Gençlik Dairesi Müdürü olarak görev yaptı.
RAİF İLKMAN:
Yakin Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Dört yıl boyunca ülkenin tanınmış hukuk bürolarından birinde mesleği öğrenme fırsatı buldu.
Uzun yıllar çeşitli kulüplerde basketbol oynadı. 23 Ocak 2022 Genel Seçimleri’nde Halkın Partisi kontenjan adayı olarak yer alıyor.
SORULAR:
CTP Milletvekili Adayı Şifa Çolakoğlu:
“Tek gerçekçi çözüm, iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federal çözüm”
-“Seçimden sonra yeni hükümetin ilk müdahale etmesi gereken konular sağlık ve ekonomi olmalıdır. Pandemi, ülkemizde iyi bir yönetim anlayışı ve organizasyon ile kısa sürede kontrol altına alınabilir. Koruyucu önlemler, aşılama ve güçlü bir sağlık alt yapısı ile pandemi hızla kontrol altına alınıp ekonomi, eğitim ve sosyal hayat normale döndürülebilir. Bu sayede halk bir nebze rahat nefes alabilir.”
-“İlk önce halkın alım gücünü artırmak gerekir. Piyasaya, işletmelere, KOBİ'lere ve esnaflara can suyu sağlanarak ekonomik çarklar döndürülmelidir. İflasların önüne geçmek gerekir. Üretici sektörler ve hizmet sektörleri ektra desteklerle güçlendirilmeli. Bu amaçla iç kaynaklarımız yanında Türkiye ve Avrupa Birliği kayrakları da seferber edilmelidir. Bu kaynaklara erişim ve akılcı kullanım için mutlaka CTP'nin hükümeti kurması gerekir. Şu anda mevcut sağ zihniyetli hükümetler ne Türkiye, ne de Avrupa Birliği ile Kıbrıslı Türklerin menfaatlerini koruyan bir ilişki kurabilmiş değildir. Bunu başaracak bir zihniyetleri de yoktur zaten.”
-“Türk Lirası istikrarlı bir para birimi olmamıştır son elli yılda. İş dünyası, mali sektörler, turizm, özel eğitim kurumları ve piyasanın geneli zaten euro ve sterlin üzerine çok uzun zamandır endekslenmştir. CTP olarak biz hükümeti kurduğumuz zaman iç paydaşlarımız, Türkiye ve Avrupa Birliği ile de istişare ederek bir yıl içinde ülkenin muhasebe sistemini euro'ya endeksleme sözü veriyoruz. Bu şu demektir giderleri euro, dolar ve sterline endeksli olan halkın gelirleri de euro'ya endekslenecek. Böylece hem halkın alım gücü ve refahı korunacak ve hem de ekonomi düzlüğe çıkacak. Ülkemizin dış piyasalar ile etkileşimi de daha güvenli bir zemine taşınacak”.
-“KKTC’nin tanınması politikası günümüz dünya konjonktürü içinde mümkün değildir. Zaten bu görüşe sahip olanlar da artık bunu çok üst perdeden dillendiremiyorlar. Çünkü gerçekçi ve akılcı bir politika olarak kabul edilir değildir. Tek gerçekçi, kabul edilebilir ve ulaşılması mümkün çözüm formülü iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı federal çözümdür. Bu formül bizim açımızdan hem gerçekçi hem de arzu edilen barışçı bir anlayıştır.”
-“Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiler doğru zeminde, eşitlik, saygı, iç işlerine karışmama ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir. Son yıllarda iç işlerimize ve seçimlerimize tarihinde görülmemiş müdahaleler olmuştur. Bunu asla kabul edemeyiz. Hem Türkiye'nin iç işlerimize müdahale etmesine hem de özellikle sağ zihniyetin bu müdahaleleri davet eden tutumlarına karşıyız. CTP iktidarında Türkiye ile ilişkiler doğru zeminde yürütülecektir. Eşitliğe dayalı, iki dost ve kardeş ülke olmayı başarmak istiyoruz”.
HP Milletvekili Adayı Raif İlkman:
“Denetim mekanizmasını güçlendirmeliyiz”
-“İlk müdahale edilmesi gereken sorun:Kıbrıs Türkünün kendi memleketinden on yıllardır göç etmesi artık tahammül sınırlarını aşmıştır.Buna neden olan etmenlere çareler bulmak ve ne pahasına olursa olsun uygulamak zorundayız”.
-“Ekonominin Kurtuluş Reçetesi: denetim mekanizmasını güçlendirmeliyiz.Her ne kadar serbest piyasa ekonomisi ile yaşasak da 10 yıllardır kendi halkına fahiş fiyatlarla ürün satan bir kitle maalesef var.Bu kur 3’ken de 23’ken de ayni. Siyasi partilere destek verdiklerini söyleyen ya da maddi yardımda bulunan ve halkına 5’e mal ettiğini 25’e satan bu kişileri siyasi partiler dışlamalıdır. Ayrıca kayıtlı oldukları odalar ya da sivil toplum örgütleri de bunları halkını kazıkladığı için barındırmamalıdır.”
-“Euro’ya geçmek euroya geçiyoruz diye olacak bişey değil. Bunun için Merkez Bankası rezervlerinizde altın ya da dolar karşılığının olması şart ama bizim ülkemiz de şu anda bu yok. Ayrıca Türkiye’den kısmi yardım alarak ayakta kalmaya çalışan bir ülkeyiz. TL olarak yapılan yardımı euro olarak nasıl talep edileceği ve bunun nasıl karşılanacağı konusu var. İç kaynaklarla bu sağlanacaksa o zaman euro bazlı enflasyon oluşma tehlikesi var. Bazı söylemlerin iyi çalışılarak, altı doldurularak izah edilmesi gerekir aksi halde popülist bir söylemden öteye gitmesi mümkün olmaz.”
-“Federal çözüme Annan Planı ile Rumlar hayır dedi. Biz ise KKTC’yi tanıtma konusunda 38 senedir hiçbir yol kattetmedik. Bu sebeble ya o, ya da bu demeden 3.yolu deneyebiliriz. Türkiye ile geliştireceğimiz stratejiler neticesinde Rumlarla belli konularda bir al-ver süreci başlatabiliriz. Örnek vermek gerekirse biz Kıbrıslı Türkler ürettiğimizi satmak için Mağusa Limanı’nı ve turizm için Ercan’ın açılmasını talep edebiliriz. Rumların da buna karşılık talepleri alınır ve Türkiye ile değerlendirilerek uygunsa yeni bir süreç başlar. Bu süreçlerin neticesinde de Kıbrıs konusunda hangi çözüm modeline evrileceği, halkların neye teveccüh edeceği kendini gösterir.”
-“KKTC ve TC’nin öncellikle stratejik ortak olduğunu belirtmekte fayda görüyorum .Bunun yanında birbirimize karşı saygılı olmamız, güvene dayalı bir ilişki kurmamız için birçok ortak noktamız var. Son zamanlarda bu konuda sıkıntılar olduğu bir gerçek ama birbirimize daha saygılı ve farklılıklarımızı anlayışla karşılayıp bunları rahatlıkla konuşabileceğimiz bir zemin oluşturabilirsek bugünkünden çok daha sağlam bir şekilde ilerleyeceğiz.”