Farklı Bakış
Meltem SONAY
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
SORULAR
1 Sizce ilk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz nedir?
2 Ekonominin kurtuluş reçetesini yazmaya nereden başlarsınız?
3 Euro mu, Türk Lirası mı… Peki nasıl?
4 Federal çözüm mü, yoksa KKTC’yi tanıtmak mı?
5 TC-KKTC ilişkileri hangi zeminde olmalı?
KİMDİR?
SALİH SARPTEN:
İstanbul Üniversitesi, Fizik Bölümü mezunudur. Lapta Yavuzlar Lisesi’nde 15 yıl Fizik Öğretmeni görevinde bulundu. KTOEÖS, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Örgütlenme Sekreterliği görevlerinde bulundu. Eğitimde Program Geliștirme ve Öğretim alanında yüksek lisans, Eğitim Yönetimi, Denetimi ve Finansmanı anabilim dalında doktora çalıșmalarının yanı sıra Kıbrıs Eğitim Araștırmaları Birliği, Bașkanlık görevini sürdürmektedir. 2008 yılından itibaren Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Talim ve Terbiye Kurul Üyeliği, 2018-2019 arasında ise Talim ve Terbiye Kurulu Bașkanlığı görevlerinde bulundu. 2020’de yayımlanan “Kıbrıs Türk Eğitim Tarihi, Șura Kararları ve Eğitim Politikaları” adlı kitabı, eğitim bilimlerinin farklı alanlarında çok sayıda araștırma ve makalesi bulunuyor.
NURİ SILAY:
2003 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Endüstri Bölümü’nden mezun oldu. 2005 yılında İngiltere’de Kingston Üniversitesi’nde İşletme ve Bilişim Teknolojileri alanında lisans üstü eğitimini tamamladı.
Uzun yıllardan beridir sivil toplum alanında iki toplumu yakınlaştırmayı amaçlayan pek çok AB ve UNDP projesinde yer almıştır. Şu an Politis Gazetesi ile de işbirliği içerisinde ekoloji, yenilebilir enerji kaynakları ve küresel ısınma ile ilgili köşe yazısı yazıp radyo program yapmaktadır.
SORULAR:
CTP MİLLETVEKİLİ ADAYI SALİH SARPTEN:
‘Stabil bir para birimiyle, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi’
1 -“Şüphesiz eğitim, sağlık ve ekonomi alanlarındaki sorunlar en öncelikli müdahale edilmesi gereken sorunlardır. Ancak bütün bu sorunların temel nedenlerinden birisi olan; kendi ayakları üzerinde duran bir demokrasi, kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi ve kendi ayakları üzerinde duran bir Kıbrıs Türk Halkı yaratmak, yani her alanda Kıbrıs Türk Halkını özne yapacak politikaların işe koşulmasını sağlamak mutlaka müdahale edilmesi gereken en temel sorun olarak karşımızda durmaktadır.”
2 -“Halkın satın alma gücünün korunması, üretime dönük ekonomik anlayışların etkin kılınması, küçük ve orta boy esnaflar ile genç ve kadın girişimcilerin desteklenmesini sağlamak, kooperatifçiliği güçlendirilmek, kayıt dışı ekonomin kayıt altına alınması ve vergilendirilmemiş kazançların vergilendirilmesi bu reçetenin en önemli satır başlarıdır. Yatırımlardaki teşvik sisteminin daha adil ve etkin bir şekilde düzenlenmesi, mesleki teknik öğretime yatırım yapılarak işgücüne nitelikli insan kaynağı yaratılmasının önünü açmak gibi uygulamalar da üretime dönük ekonomik politikalarının olmazsa olmazları olarak karşımızda durmaktadır”.
3 -“Ekonominin en önemli unsuru öngörülebilirliktir. Her gün hatta her an değer kaybeden Türk Lirası ile bunu sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle stabil bir para birinin kullanılması ve AB’nin kapısında olan bir ülke olarak bu stabil para biriminin de Euro olması son derece anlamlıdır. Euro’ya geçilmesi tartışmaya gerek bırakmayacak biçimde mümkündür. Bu konuda şanslı bir argümanımız da vardır. O da hâlâ hazırda istisnasız tüm harcamalarımızın döviz endeksli olarak gerçekleştiriyor olmamızdır. Bu durumda yapılması gereken şey hem kamuda hem de özel sektörde gelirlerinde Euro’ya endekslenmesi, Bankaların ve işetmelerin sermayelerinin Euro cinsinden değerlendirilmesine imkan verecek mevzuatları bir planlamayla hayata geçirmektir. Bu ülke stabil bir para birimi muhasebesine geçmesiyle birlikte kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiyi yaratacağı aşikardır. Çünkü zaten 2018’de bunu başarmıştı.”
4 -“Bu sorunun tek bir yanıtı vardır. O da Federal çözümdür. CTP’nin kuruluşundan itibaren ortaya attığı ve bugün Kıbrıs Sorunun uluslararası arenada kabul gören tek çözüm modeli Federasyondur. En önemli hedef Kıbrıs’ta Federasyon temelli bir çözümü gerçekleştirmektir.”
5 -“TC-KKTC ilişkilerinin KKTC’nin kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiyi ve sosyal yaşamı oluşturma zemininde tarihsel ve kültürel bağları bulunan iki devlet yaklaşımı üzerinden yapılması gerekliliği kaçınılmazdır. Bu zemin ve anlayıştaki TC-KKTC ilişkileri; hem çözümle birlikte oluşacak federasyonda Kıbrıs Türk Halkına daha güçlü bir statü hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasında uluslararası anlamda daha anlamlı kazanımlar elde etmesine hizmet edecektir.”
TDP MİLLETVEKİLİ ADAYI NURİ SILAY:
“Yaşadığımız toprak parçası iki farklı devleti ve iki farklı devlet modelini kaldıracak kadar büyük değil”
1 -“İlk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuzun iradesizlik ve istikrarsızlık olduğunu düşünüyorum. 40 yıllık KKTC tarihindeki 45. Hükümeti kuracağız. Bu durum aslında yönetim anlayışımızı da ortaya koyuyor. Bugüne kadar birinin yaptığını diğeri bozdu. Düzgün çalışan bir sosyal yapıyı kuramadık. Bugün yaşadığımız sorunların temelinde maalesef bu sorun yatıyor. Sürdürülebilir bir sosyal yapının temellerini oluşturacak olan değer yargılarımız olmadığı için tüm girişimlerimiz ve çözümlerimiz kısa vadeli oluyor. Akabinde ekonomik olarak yaratılan her kaynak, bulduğumuz her ekonomik destek gerçekten değerli olan şeyler ve ihtiyaçlarımız için harcanmıyor ve boşu boşuna israf ediliyor.”
2 -“Ekonomik kurtuluş reçetesini de, bir önceki soruya verdiğim cevaptan yola çıkarak; öncelikle mevcut ve yaratılan ekonomik kaynakların lüks ve gereksiz masraflar için değil ihtiyaçlarımız doğrultusunda kullanılmasında buluyorum. Bunun yanında, doğru sosyal politikaların, örneğin Maronit’lerin köylerine geri dönmesinin ve inanç özgürlüğü kapsamında mevcut kiliselerin sahiplerine iade edilmesinin ve ibadete açılmasının iç ve dış turizme katkıda bulunacağını ve ülkeye yeterli miktarda döviz girişini sağlayacağını düşünüyorum”.
3 -“Biz Avrupa Birliğine dahil olmaya sıcak bakan bir toplumuz. Bu anlamda Euro’ ya geçişin tartışılmasını ve uzmanlarca analiz edilmesini olumlu buluyorum. Ancak, biz AB’ye giriş süreci yaşamadığımız için ve mevcut finansal yapı, vergi adaletsizliği, kamu kaynaklarının doğru kullanılmaması gibi problemler nedeni ile farklı bir devlet anlayışı yaratılmadıkça Euro’ya geçişimizin bizi refaha erdirmeyeceğini düşünüyorum. Sağlıklı bir geçiş süreci yaşanmadıkça bir değişim yaşanması taraftarı değilim”.
4 -“Yaşadığımız toprak parçası iki farklı devleti ve iki farklı devlet modelini kaldıracak kadar büyük değil. Ayrıca, son zamanlarda çevre ve sağlık alanında yaşadığımız ortak sorunlar ve felaketler bize uyum ve iş birliği içinde çalışan ortak bir yapının her iki toplum için de daha faydalı ve sağlıklı olduğunu gösteriyor. Bu sebeplerden dolayı tabi ki Federal çözüm diyorum.”
5 -“TC – KKTC ilişkileri çok hassas, narin ve kırılgan. Sırat köprüsünden geçmekle eşdeğer.
Ancak, eğer bu ilişkilerden zarar gören bir taraf varsa ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine ve yüksek mahkeme kararlarına yapılmak istenen müdahale bize bu ilişkilerin daha sağlıklı bir zemine taşınması gerektiğini gösteriyor. KKTC önümüzdeki yıl 40. yaşını dolduracak. TC ile olan ilişkilerde bu yaş ve olgunluk unsurunu her iki tarafın da artık dikkate alınması gerekiyor.”