Farklı Bakış
Meltem SONAY
Genel Seçim’e sayılı gün kaldı, yarış hızlandı. Milletvekili adayları ‘farklı bakış’ açılarını YENİDÜZEN’le paylaştı. YENİDÜZEN, adayların farklı bakış açılarını 5 soruyla sizler için yansıtıyor.
SORULAR
1 Sizce ilk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz nedir?
2 Ekonominin kurtuluş reçetesini yazmaya nereden başlarsınız?
3 Euro mu, Türk Lirası mı… Peki nasıl?
4 Federal çözüm mü, yoksa KKTC’yi tanıtmak mı?
5 TC-KKTC ilişkileri hangi zeminde olmalı?
KİMDİR?
ÜRÜN SOLYALI:
DAÜ Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. “Kıbrıs’ta Mülkiyet Denklemi” tez çalışması ile master yaptı. “Çatışmaların Çözümü ve Uzlaşım” hakkında eğitici unvanı ve “İdarede Şeffaflık ve Hesap verilebilirlik” üzerine eğitim aldı. KKTC İdare ve Anayasa Hukuku dallarında üniversitede ders veren Solyalı, CTP’de, Gençlik Örgütü’nün Genel Başkanlığı dahil çeşitli kademelerinde çalıştı. Avukat’tır. İngilizce biliyor.
YUSUF AVCIOĞLU:
Doğu Akdeniz Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. İş hayatında çeşitli özel şirketlerde Elektrik Elektronik Mühendisi olarak çalıştıktan sonra 2015 yılında Elektrik Mühendisliği, Güneş Enerjisi Sistemleri, Akıllı Ev Sistemleri ve Elektrik Müteahhitliği alanlarında hizmet vermekte olan kendi Aile Şirketini kurdu. İstanbul, İzmir ve Kıbrıs’ta Güneş Enerjisi Sistemleri, Almanya'da Biyogaz Sistemleri üzerine sertifikasyon programlarına katılarak Yenilenebilir Enerji Sistemleri üzerine uzmanlaşırken, Polonya Merkezli bir firmada da Otomasyon Sistemleri üzerine eğitimler aldı. Mayıs 2017 tarihinden beridir Halkın Partisi Girne İlçe Başkanı olarak görev yapmaktadır. İyi derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir.
CTP Milletvekili Adayı Ürün Solyalı:
“Federal Çözüm ve AB vizyonu hem Türkiye’nin, hem de bizlerin geleceğidir”
-“İlk müdahale edilmesi gereken sorun Ekonomik istikrarsızlık ve yarattığı fakirleşmedir. Bu hayatın her alanına yansıyor ve temel tüketim ihtiyaçlarını karşılamak dahil insanlarımızı çok ciddi bir fakirleşmenin ve daha da kötüsü bilinmezliğin içine sürüklüyor.”
-“ Türkiye Cumhuriyeti muhatapları ile doğru ve bilimsel zeminde diplomatik ilişkiyi derhal kurgulamak, arada var olan enflasyon farkının derhal karşılanması gerekliliği konusunda girişimle başlamalıyız. Temel tüketim maddelerindeki KDV oranlarını indirmek, gümrüklerdeki döviz girdilerini sabitlemek, vergi oranlarını azaltıp tabana yaymak, asgari ücrette vergiyi sıfırlamak gibi basit tedbirler ile işe başlanıp aile ekonomilerinin zararını en aza indirmek zorundayız. Faiz dahil makul yapılandırma usullerini Bankalar ile derhal konuşmalıyız. Kaçak ve kayıt dışı verginin peşine düşmekten, AB fonlarının doğru kullanılmasına, teşvik sisteminin yeniden kurgulanmasından, TC ile imzalanan protokollerin doğru zemin ve ihtiyaçlara yöneltilmesine kadar orta vadede yapılacak çok fazla iş olduğunu düşünüyorum. Tabi ki bunları da sektörel eylem planları ile kurgulamak zorundayız.”
- “İstikrar. Kuzey Kıbrıs’ta yaşamakta olduğumuz istikrarsızlığın en temel kaynağı öncelikle Türk Lirası kullanımıdır. İki temel çıkış konuşulabilir. Birincisi Türkiye’de kur istikrarsızlığından kaynaklanan ve Türkiye ile var olan ithalatın döviz üzerinden var olması nedeni ile ortaya çıkan enflasyon farkının karşılanması ile istikrar yaratılması. İkincisi ise istikrarlı bir para birimine adım adım geçebilmektir. Ekonominin birçok ve etkili alanlarında hayatımızda var olan dövizin, muhasebeleştirme sistemi ile ve gerekli hukuki altyapı çalışmaları ile istikrarlı bir ekonomiye katkı sağlamasını çalışmalıyız.”
- “Kıbrıslı Türkler için var olan en gerçekçi ve uygulanabilir çözüm modeli iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir Federasyon modelidir. Bu hem dünya tarafından kabul görmüş bir modeldir hem de en hızlı şekilde uygulamaya geçirilebilecek bir modeldir.
Kıbrıslı Türklerin geleceği Çözüm ve Avrupa birliği üyeliğindedir. KKTC’yi tanıtmak bırakın yıllardır ortaya atılan bir tez olarak kalmayı, AB ve BM tarafından da kabul görmeyeceği defalarca teyit edilmiş bir iddiadır. Avrupa Birliği üyeliği, Kıbrıslı Türkler ve özellikle Kıbrıslı Türk gençler için hem demokratik değerler ve özgürlükler hem de sosyal ve ekonomik değerler açısından önemli bir hedeftir ve vizyonumuz da bu olmalıdır.”
- “Son 10 yılda kurgulanmış olan vesayet rejimi özellikle Kıbrıslı Türkler açısından sürdürülebilir değildir. Türkiye gibi bizler için özel olan bir ülke ile eşit ve yatay ilişkiler kurmayı; tahakküm ilişkisinin getirdiği Kıbrıs sorunu çözümsüzlüğü, ekonomi ve demokrasiye müdahalelerin olumsuz tecrübelerinden ders çıkararak, Kıbrıslı Türklerin eşit bir özne olduğunun ön kabulü ile ilişkilerimizi yeniden, cesaretle ve doğru zemine oturtmayı, daha fazla ve her kesim ile diyalog kurgulamayı ve bundan karşılıklı fayda sağlayabilmeyi amaçlamalıyız. Bunu doğru diplomasi ve kişiler ile yaparsak doğru zemini de yakalayabiliriz. Türkiye ile kurgulayabileceğimiz Federal Çözüm ve AB vizyonu da hem Türkiye’nin hem de bizlerin geleceğidir.”
HP Milletvekili Adayı Yusuf Avcıoğlu:
“Euro’ya geçişte teknik bir engel yoktur fakat politik engeller vardır”
- “İlk müdahale edilmesi gereken iç sorunumuz ekonomidir. Gerek pandeminin neden olduğu ve global arz-talep dengelerinde yaşanan bozulmalar gerekse TL özelinde yaşadığımız Döviz Krizi neticesinde halkın alım gücü deyim yerindeyse erimiştir. Halkın alım gücünü arttıracak bir dizi tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir”.
- “Ekonominin reçetesini yazmaya kısa vadede çözüm getirecek adımları atarak başlamak gerekir. Maliyetlerin düşürülmesi ve halkın alım gücünün arttırılması için ithal ürün ve hammaddeler, ürünün fatura bedeli üzerinden, navlun hariç tutularak vergilendirilmeli, vergilendirilirken sabit kur uygulamasına geçilmeli, temel ihtiyaçlarda fon ve vergiler kaldırılmalı ve peşin KDV uygulaması gözden geçirilmelidir. Orta ve uzun vadede ise vergi oranlarını düşürecek, tabana yayacak ve basitleştirecek bir Vergi Reformuna ihtiyaç vardır”.
- “Euro’ya geçişte teknik bir engel yoktur fakat politik engeller vardır. Euro’ya geçmek için Euro kullanan ülkelerin de yaptığı gibi Avrupa Merkez Bankası ile para birliği anlaşması imzalanması ve Euro bölgesine dahil olunması gerekmektedir. Aksi takdirde ne Euro arzını sağlamak mümkün olmayacaktır. Bu şekilde bir anlaşma imzalanmış olsa dahi geçiş süreci 3-4 yılımızı alacaktır, kaldı ki mevcut konjonktürde bu pek mümkün görünmemektedir. Diğer yandan, TL kullanımının terk edilmesi ülkemizin lokomotif sektörleri olan Turizm ve Yüksek Öğrenim alanlarındaki avantajını da ortadan kaldıracak, turistlerin ve öğrencilerin çevredeki AB ülkelerine kaymasına sebep olacaktır”.
-“Mevcut şartlar altında Federasyon da, KKTC’nin tanınması da pek mümkün görünmüyor. Bunun yerine iki toplum arasındaki ilişkileri güçlendirecek ve yeniden, birlikte yaşayabilme ortamını yaratacak işbirliklerini hayata geçirmek gerekiyor. İşbirlikleri ile birlikte iki toplum arasındaki ilişkiyi geliştirerek ancak bir sonraki adım olan kapsamlı çözüme geçilebilir. Aksi takdirde bundan önce olduğu gibi boşa kürek çekmeye devam ederiz”.
- “TC-KKTC ilişkileri karşılıklı saygı ve diplomasi çerçevesinde olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti bizim garantörümüz ve stratejik ortağımızdır, bu bakımdan Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkiler, Kıbrıslı Türkler açısından son derece önemlidir. Ne yazık ki bugün KKTC’yi yönettiğini iddia edenler, iki ülke arasında sağlıklı bir ilişki kuramamıştır”.