Yeşilırmak yangını, trafik kazasında kaybettiğimiz Esentepe Belediye Başkanı Erdal Barut ve Karpaz’da balık avlarken denizde can veren Onur Kandili… Hafta sonunun kara tablosuydu bu…
Ardı ardına geldi kötü haberler… Hangisine üzülmeli, hangisine ağlamalı… Tabii ki böyle bir seçenek sunmak için yazmıyorum, üç olay için de gözyaşı döküyoruz elbette ama yangınlar, trafik kazaları her zaman ne yazık ki karşımıza çıkan felaketler…
Trafik kazaları için yollar kamera doldu ama ölümler henüz bitmedi. Azaldığı açıklanıyor ama ben trafik kamerası koymanın veya çoğaltmanın yeterli bir çözüm olmadığını düşünüyorum.
Sürekli trafik eğitimi, sürekli ehliyet tazeleme ve yanlış planlanmış ve yapılmış yolların düzeltilmesi, eksik olan yönlendirici tabelaların tamamlanması ve hatalı tabelaların düzeltilmesi vb. gibi işlerin de yapılması gereklidir.
Öte yandan yangınlarla ilgili bir yangın helikopterinin alınması her yangın sonrasında konuşulan en başta konudur. Helikopterin alınması zorunlu hale gelmiştir. Bu zorunluluk en baştan vardı zaten… Ancak, “bir yangın helikopteri alınsın” deyip kesip atmak elbette ki kolaydır.
Mutlaka alınmalıdır evet ama bu helikopter alınırken doğaldır ki bu alışın rantabıl bir şekilde olabilmesi için bütün seçenekler ortaya konulmalıdır. “Helikopterin rantabıllığı yanan ormanlardan daha mı önemlidir?” gibi bir soru da sorulabilir. Elbette ki değildir ama yılda 3 veya 4 ay kullanılması olası helikopterin oturduğu 9 ay boyunca çıkaracağı sorunlar kullanılacağı 3 ayda da kullanılamama gibi bir sorunu da beraberinde getirebilir.
Onun için kiralık mı olur, bir yangın tehlikesinde hemen kullanılabilecek bir helikopter için anlaşma mı yapılır, onun parası mı ödenir, yoksa hükümetin daha önce dillendirdiği gibi Türkiye’nin güney sahillerindeki bir helikopterin burada konuşlanması mı sağlanır, hangisi uygun olur bilemem ama kullanılma şekli ne olursa olsun bir yangın helikopterine ihtiyacımız var.
***
Yeni hükümet
Ve hükümet…
Kurulması beklenen hükümet…
CTP, hükümeti kiminle kuracak?
DP-UG ile mi yoksa UBP ile mi?
CTP-BG Parti Meclisi dün akşam oturup UBP ve DP’nin programlarına verdikleri yanıtları görüşüp hangi partiyle kuracaklarını açıklayacaklardı.
Bugün hangi parti açıklandı bu yazıyı dün yazdığım için bilemem ama daha önce yazmıştım, fark etmez çünkü birbirlerinden farkları yok.
Ama daha ileri de gidersem 2. Cumhurbaşkanı Talat’ın söylediklerine de katılmıyor değilim. Seçimlerden dayak yeyip çıkmış, parti başkanı meclis dışında kalmış, şimdi daha dikkatli hareket etmeye çalışmak zorunda kalan UBP’nin Eroğlu ile içli dışlı olan bir DP-UG’den daha iyi bir seçenek olabilmesi de muhtemel.
CTP bugün hangi partiyle hükümet kurma görüşmelerine başlayacağını açıklasa da şunu tekrar belirtmek isterim; UBP adına odaklanıp da “UBP’yle olmaz” gibi sloganlardan vazgeçmekte fayda var. Bence UBP’yle olursa da sakıncası yok çünkü dediğim gibi “DP-UG mutlaka UBP’den daha iyidir” diyebileceğim bir durum yok.
Ha UBP, ha DP-UG… CTP-BG zaten iki partiden hangisiyle hükümeti kurarsa kursun işi çok kolay olmayacaktır.