Feminist Atölye (FEMA)
info@feministatolye.org
“Sister! Speak to Me / Kız kardeşim! Konuş Benimle”
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla aktif bir hafta geçirdik. Bir dizi televizyon programına katıldık ve Gaile Dergisi’nin 8 Mart FEMA özel sayısı için yazılarımızı kaleme aldık. Yine bu hafta içerisinde “Sister! Speak to Me! / Kız kardeşim! Konuş Benimle!” isimli bir etkinlik gerçekleştirdik. Bu etkinliği düzenlerken birkaç ana hedefimiz oldu. Bunlardan bir tanesi etnik köken, dil, din, sınıf, medeni durum, cinsel yönelim farkı olmaksızın Kıbrıslı Rum kız kardeşlerimizle dayanışmamızı güçlendirmekti. Bir diğer önemli husus ise yeniden başlayan müzakere sürecinde iki toplumun birbirini anlaması ve deneyimlerini paylaşabilmesine zemin yaratabilmekti.
Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi için başlayan müzakereler, hepimiz için umut kaynağı olmuştur. Bu süreçte etnik köken fark etmeksizin kadınların, kız kardeşlerin, annelerin, çocukların hikâyelerine bakmak, acılarımızı paylaşmak ve çatışma dönemi tarihimizle yüzleşmek önemlidir. Biz istiyoruz ki, acılarımızı birlikte aşalım, militarist ve milliyetçi hamasilerin nesnesi olmayalım. Barışı ve geleceği birlikte kuralım. Barış süreci içerisinde de kadınların aktif katılımını, eşit temsiliyetini görelim. Barış sadece erkeklerin değil, tüm toplumun meselesidir. Böyle bir dönemde kayıp yakını kişilerin hikâyelerini dinlemek ve seslerine kulak vermek adına Soula Hadjikyriacou tarafından çekilmiş “Kendi Gerçekliğim” adlı belgesel filmi kuzeyde yaşayanlara ulaştırmak, barışa bir adım daha yaklaşmamıza fırsat verdi. Belgesel film gösterimi ardından Niyazi Kızılyürek’in moderatörlüğünü yaptığı ve Soula’nın kendi öyküsünü bizimle paylaştığı bir söyleşi de gerçekleştirdik. Etkinliğe katılan izleyiciler, söyleşi sırasında iki toplumun acılarının ne kadar ortak olduğundan bahsettiler. Soula belgeseli çekerken kayıp yakınlarının bir çoğunun barış istemesinden ve olgunluklarından etkilediğini dile getirdi. Ayrıca iki toplumun karşılıklı olarak birbirinden özür dilemesinin öneminden bahsetti. Barış sürecinde ve sonrasında barış kültürünü yerleştirebilmek adına, bu tarz etkinlikliklerin artarak devam etmesini diliyoruz.
8 Mart’ta Sokaktaydık!
Kıbrıs’ın kuzeyinde 1977 yılından beri kutlanan Dünya Emekçi Kadınlar Gününde, bu yıl da feminist sesimizi ve sözümüzü gür bir şekilde haykırdık. Birçok sivil toplum örgütü, siyasi parti ve sendikanın bir araya gelmesi sonucunda oluşturulan 8 Mart Organizasyon Komitesince düzenlenen yürüyüş, geçtiğimiz cumartesi günü saat 14:00’da Meclis önünden başlayıp, Dereboyu Caddesi boyunca devam etti. Yüzlerce kişinin katıldığı eylem süresince “erkek şiddetini durduracağız, kadın – barış – özgürlük, federalizm – feminizm hemen şimdi, sister hear me, feminizm herkes içindir, barış – sığınma evi – kota hemen şimdi” şeklinde sloganlar atıldı.
Her 8 Mart’ta kadınlara dair yapılan güzellemelerin, onlara verilen çiçeklerin, kadınlık durumunu değiştirmediğinin farkındayız. Her gün erkekler tarafından öldürülen, şiddete maruz kalan, ayrımcılığa uğrayan biz kadınlar için sokağa çıkmanın, sesimizi duyurmanın önemi büyüktür. Özellikle barış görüşmelerinin canlandığı bu dönemde, kadınların barışa dair söyleyecek sözü olduğunu hatırlatmalıyız. Barış inşası sadece erkeklere bırakılmayacak kadar değerli bir süreçtir. Bu noktadan hareketle Kıbrıs’ta kurulacak federal devlete dair sözümüzü söylemek, erkek şiddetini bir an önce durdurmak, karar alma mekanizmalarında adil temsiliyet elde etmek, ev içi emeği görünür kılmak, ekolojik dengeyi bozan mentaliteyi sonlandırmak, militarist ve milliyetçi ögeleri ortadan kaldırmak için sokaktaydık! Feminist dayanışmanın ve birlikteliğin önemini bir kez daha göstermek adına oradaydık! Siz neredeydiniz?
Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Çalıştaya Katıldık
Doğu Akdeniz Üniversitesi Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi (DAÜ KAEM) 12 Mart’ta, Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında kadına yönelik şiddetin önlenmesinde merkezi, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin rolü ve sorumlulukları başlığı altında geniş katılımlı bir çalıştay düzenledi. Meclis başkanının, bazı milletvekillerinin, şiddet mağduru kadınlarla temasa geçen hukuk uygulayıcılarının, güvenlik güçlerinin, sağlık çalışanlarının, merkezi ve yönetim yerel temsilcilerinin, bölgede ve ada genelinde örgütlü sivil toplum örgüt temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirilen çalışma, ülkemizde kadına yönelik şiddetin önlenmesi alanında karşılaşılan sorunların tespiti ve sözü geçen kurum ve örgütlerin sorumluluk alanlarının netleştirilmesini hedeflemekteydi. Bu hedefe ulaşmak için İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen, Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi zemin alındı. 2011 yılında meclis tarafından çıkarılan onay kanunu neticesinde iç hukukumuzun bir parçası haline getirilen sözleşmenin, toplumun değişik kesimleri tarafından sahiplenilmesindeki önemin yanı sıra kurum ve kuruluşların rol ve sorumluluk alanlarının ne olduğuna dair saptamalar yapıldı. Gerçekleştirilen çalıştay sonuçlarının DAÜ KAEM tarafından raporlaştırılıp yayınlanacağı da belirtildi.
3. Uluslararası Feminist Forum’a Gidiyoruz
Kaos GL Derneği, Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) ve Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları 14-16 Mart tarihleri arasında farklı feminist halleri Ankara’da bir araya getiriyor. Feminist Forum’a Ermenistan, Gürcistan, Hindistan, İngiltere, Kanada, Kuzey Kıbrıs, Makedonya ve Mısır’dan konuşmacılar yer alacak. Feminist milletvekili Doğuş Derya’nın Kıbrıs başlığı altında konuşma yapacağı forma, FEMA aktivistleri olarak bizler de katılacağız. Belirlenen program çerçevesinde İlk gün “Kadınların Barış Hareketleri: Farklılıklar, ortaklıklar, mücadele pratikleri” konulu atölye çalışması yapılacak. Formun ikinci gününde “Savaşın toplumsal cinsiyeti: Barış için feminist stratejiler” (Cynthia Cockburn), “Feminizm ve Anti-militarizm: Kadınların barış mücadeleleri” (Handan Çağlayan, Nazan Üstündağ), “LGBT ve feminist direniş pratiklerinde bölgesel ortaklıklar” (Nada Zatouna, Jovana Ananievska, Nazik Armenakyan), son gün ise “Heteroseksizm ve patriarkanın taşlı yollarında feminist aradalıklar: Hindistan, Gürcistan ve Kanada örnekleri üzerinden mücadele biçimleri” (Rachel-Alouki Labbé, Roshmi Goswami, Mariam Gagoshashvili), “Türkiye ve Kıbrıs’ta feminizmin evrilişi - Teori ve aktivizm arasında mekik dokuma” (Doğuş Derya, Simten Çoşar) başlıklı konuşmalar gerçekleştirilecek. Konuşmaların ardından, tüm katılımcıların katkı koyacağı ‘ “Özel olan Politik”se Feminist Politika Nerede?’ sorusuna yanıt arayan bir tartışma ile forum sona erecek.