Fıkra gibi olmuş zaten yaşamımız. Fıkra gibi olaylar, fıkra gibi açıklamalar, fıkra gibi cevaplar… Herşey ama herşey fıkra gibi… İyisi mi güne ayak uydurarak birkaç fıkra ile gülümsetmeye çalışalım bugün.
Padişah-Vezir
Padişah ile vezir tartışıyorlarmış. Padişah vezire “ En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin” demiş. Vezir “Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece konuşuyor, mühür basıyorsun” diye itiraz etmiş.
Bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmeden çobana sormuşlar:
“Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?”... Çoban şaşırmışi “ İneğim” demiş.
“Keçin mi büyük, öküzün mü?”… Çoban hemen cevap vermis “Öküzüm tabii”…
Sıra gelmiş asıl soruya…
“Söyle bakalım, padişahın mı büyük, vezirin mi?”
Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş: “Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum”.
Bürokrat
Bir bürokrat yoksul dostuyla sohbet ederken “Senin oğlana bir eş buldum. Evlendirme zamanı geldi artık”demiş.
Yoksul adam “Ben oğlumun işine karışmam” demiş.. Bürokrat ısrarla “Ama bu kız Sayın Bakan'ın kızı” deyince adam, “Aaa öyle mi ?…Tamam o zaman” deyivermiş.
Ardından, bizim bürokrat, Bakan'ın evine gitmiş Bakan’a “Kızınız için harika bir koca adayı buldum” demiş.
Bakan şaşırmış ve “Ama benim kızım daha çok küçük” diye itiraz etmiş.
Bürokrat “Ama bu genç adam Dünya Bankasında başkan yardımcıs” deyince kızın babası “Aaa.Öyle miii ?.Tamam o zaman, diyerek hemen razı oluvermiş.
Bizim bürokratın son durağı Dünya Bankası Başkanı olmuş. “Başkanım, size harika bir Başkan Yardımcısı adayı buldum.” demiş. Dünya Bankası Başkanın “İyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var” deyince Bürokrat “Ama bu aday, Sayın Bakanın damadı" demiş.
Dünya Bankası Başkanı bunu duyar duymaz “Aaaa, öyle miii ? Tamam o zaman" demiş.
Siz ne kadarsınız?
Siyasilerden biri bir tımarhanenin yanından geçerken dışarıya doğru bakıp duran deliye sormuş
“İçerdeki mevcudunuz ne kadar?”
Deli ona bakıp tanıyınca biraz düşünmüş ve “Ben içerdeki mevcudu bilmiyorum; ama siz dışarda ne kadarsınız?” demiş.
İkisi De Doğru Söylüyor
İki siyasetçi bir türlü geçinemiyorlarmış. Sonunda araları tamamen bozulmuş. Barıştırmak adına hatırı sayılır biri devreye girmiş. Adam ikisini de dinlemeye başlamış.
Birinci siyasetçi, “Bu ahlaksız yok mu..” deyip arkadaşının tüm ayıplarını ortaya döküp rezil/kepaze etmiş.. . Diğeri de “Bu edepsiz, bu soysuz yok mu…” deyip ondan aşağı kalmamış.
İkisini de dinleyen hatırı sayılır adama sormuşlar: “Her iki tarafı da dinlediniz. Söyleyecekleriniz yok mu?” Adam gülümsemiş “Her ikisi de doğru söylüyor, demiş.
Sokak Ağzı
“Ne korona ne işsizlik. Ne döviz rezaleti ne pahalılık. Herşeyden ama herşeyden önce Tatar’a Külliye.”
***
“Biri daha sorduydu ben de soruyorum. Yıllarca Ya Taksim Ya Ölüm diye bağıran Denktaş hayatta olsaydı bu olup bitenlere ne derdi ?”
***
“CTP Başkanı Tufan Erhürman bir Kıbrıs Halk Oyunları ustası. Cumhurbaşkanı Tatar ne ustası ?
***
“Hiç endişelenmeyin. 23 Ocak’tan HERŞEY ama HERŞEY düzelecek. Ne pandemi kalacak ne de pahalılık. Kıbrıs’da çözüm de gümbür gümbür gelecek.”
***
“Seçim ve oy için fıstıg gunnası dağıtan yok mu ? Ben fıstıg gunnasını çok severim da. Ama duzlusunu.”
***
“Televizyondan mikrop bulaşmaz ya ? Bütün gün bütün gece televizyon karşısındayız da…”
***
“Ahmak Kıbrıslılar tarih boyunca hep aldandılar ve aldatıldılar. Değişen birşey yok. Aldanmaya ve aldatılmaya devam. Rumu da Türkü de.”
Anlayana
Politika ile uğraşmayacak kadar akıllı olanlar, daha aptallar tarafından yönetilerek cezalandırılırlar.” (Platon)