YENİDÜZEN - ÖZEL
Kıbrıs barışına yönelik müzakerelerin yeniden başlaması gündemdeki yerini korurken, New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Zirvesi’nde Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis ile Türkiye Cumhuriyeti (TC) Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun bir görüşme yaptığı iddia edildi.
YENİDÜZEN’ın Kıbrıs güneyindeki kaynaklarından aldığı bilgi, Anastasiadis’in bu görüşmeyi “Ulusal Konsey” toplantısında güneydeki parti başkanlarına açıkladığı yönünde oldu.
İddiaya göre görüşmede “yeni çözüm formülleri” de konuşuldu ve TC Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu “konfederasyon” önerisini gündeme getirdi.
Anastasiadis’in bu öneriyi “gevşek federasyon” formülü üzerinden tartıştığı da gelen iddialar arasında…
Politis gazetesi de web sayfasından bu iddialara yer verdi, toplantının Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias tarafından düzenlendiğini yazdı.
Güneydeki kaynaklar “iki taraf arasında bir iletişim kanalı oluşmasını olumlu” olarak değerlendirdi.
Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümet Sözcüsü Prodromos Prodromos, bu iddialara yönelik soruları ise yanıtsız bıraktı.
Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, geçtiğimiz hafta içerisinde yaptığı açıklamada, "Kıbrıs Türk tarafının önemsiz bir ayrıntı gibi görülmesine ve gösterilmesine fırsat verilmemelidir" diyerek, bu yöndeki görüşmeleri dair düşüncelerini açıklamıştı.
Akıncı şunları söylemişti:
"Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu'nun 'Kıbrıs Rumları dahil herkesle konuşuyoruz' şeklindeki açıklamaları üzerine çeşitli sorulara muhatap olmaktayım. Bu nedenle, konu hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak isterim. Kıbrıs sorununun çözümü doğrultusunda garantör ülkelerin kendi aralarında ve diğer ilgili taraflarla görüşme yapması doğru olandır ve gereklidir. Çatışma yerine konuşma, diyalog kurma elbette yararlıdır. Sayın Çavuşoğlu, bu bağlamda Rum tarafıyla da temas kurmak istediğini bize de duyurmuştu. Niyet araştırması çerçevesinde yapılacak gayrı resmi bir görüşmenin sakıncalı olacağını düşünmüyoruz. Ancak burada dikkat edilmesi gereken iki husus vardır. Birincisi, bu tür görüşmeler süreklilik arz eder konuma gelirse, Kıbrıs Türk tarafının devre dışı bırakıldığı algısına yol açabilir. Rum tarafının yıllarca arzu ettiği, Kıbrıs Türklerini dışlayarak Türkiye'yle doğrudan görüşme yapmak hedefine ulaştığı görüntüsünün ise zararı büyük olur. Asla unutulmamalıdır ki, Kıbrıs'ta iki eşit taraf vardır ve bunlardan biri Kıbrıs Türk halkı ve onun demokratik yollarla iş başına getirdiği liderliğidir. Kıbrıs Türk tarafının önemsiz bir ayrıntı gibi görülmesine ve gösterilmesine fırsat verilmemelidir.”