Full time mesai yapmamız gerekiyor

CTP-BG Girne milletvekili Dr Salih İzbul, parti içerisinde bir “değişimin” yaşandığını vurgulayarak, “Bir takım yeni jenerasyon insanlar parti içerisinde ağır ağır belli yerlere doğru ilerliyorlar. Parti bir evrim geçiyor. Bunun sancılarını yaşıyoruz” şek

Ayşe GÜLER

CTP-BG Girne milletvekili Dr Salih İzbul, parti içerisinde bir “değişimin” yaşandığını vurgulayarak, “Bir takım yeni jenerasyon insanlar parti içerisinde ağır ağır belli yerlere doğru ilerliyorlar. Parti bir evrim geçiyor. Bunun sancılarını yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
8 Aralık’ta yapılacak kurultaydan, partinin güçlenerek çıkacağına inandığını vurgulayan İzbul,
“ister tek aday, ister çok adaylı bir seçim yaşansın, CTP-BG kurultaydan çok daha güçlü bir şekilde çıkacaktır” dedi.
YENİDÜZEN’e konuşan İzbul, CTP-BG’nin halkın, “güvendiği ve bir şeyler yapabileceğine inandığı” tek parti olduğunu kaydetti.
“Halkın, CTP-BG’ye ihtiyacı vardır. Bu yüzden biran önce bizde kendimizi toparlayıp, halkın isteklerine yönelik icraatlar içerisine birlik halinde gitmeliyiz” diyen İzbul, “Parti içerisinde partililer arasında herhangi bir sorun yok. Bu konularda görüş ayrılığı da yok. Yöntem konusunda belki bazı tartışmalar olabilir. Parti disiplinin zayıfladığı yönünde tartışmalar olabilir” dedi.

Hükümet çalışmaları nasıl gidiyor? CTP-BG/ DP-UG ne kadar uyumlu?

Hükümet çalışmalarında gözle görülür büyük bir sorun yok. Uyumlu gidiyor.  Yalnız, çalışmalar beklenildiği tempoda değil. Yasa çalışmaları, Ad-Hoc komitelerde oluşturulan ve toplum nezdinde tartışılan konular olsun, yeterli sürati yakalayamadık. Her seçim dönemi yasalar kadük olur. Bu yüzden bu yasaların tekrardan meclise sevki konusunda bir takım hazırlıklar gerekir. Bu hazırlıklar yapılıyor. Kısa bir süre sonra, ful time mesai yapmamız gerekiyor. Çünkü Meclis’te önemli yasalar hazırlanıyor. Seçim ve Halk Oylaması Yasası, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa değişlikleri ile ilgili ciddi hazırlıklar var. Bir an önce hazırlayıp, yasaları Meclis’e getirmeliyiz. Hemen her gün Meclis’teyiz. İlgili komiteler çalışıyor. Ancak, ivmenin daha erken ve sonuç alıcı şekilde artırılması gerekiyor. Daha çok çaba göstermeliyiz. Ülkede, dört yıllık kötü bir dönem yaşandı. Aslında ‘enkaz edebiyatı’ yapmayı pek sevmem.  Önümüze bakmamız gerekiyor ama ortada duran da bir gerçek vardır. Şu anda örneğin elektriğe getirilecek zam, halk arasında konuşulan en önemli konudur. Zam, hoş bir şey değildir. UBP döneminde kendi programları gereği, KIB-TEK’i özelleştirmek istiyorlardı. Bu nedenden dolayı çok kötü bir yol seçtiler. Önce kurumu iflas ettirmeye yönelik bir takım icraatlarda bulundular. Özellikle kurultay süreçlerinde yapmaları gereken birçok şeyi hayata geçirmediler. Belki de o dönemde bir adım atılsaydı, şu anda bu zammın yapılmasına gerek olmayabilirdi. Zam, hiçbir zaman olayı çözmez. Buna neden olan etkenleri de ortadan kaldırmak gerekiyor. Gerek tahsilat, gerek alternatif enerji kaynakları yönünden olsun bunları paket şeklinde değerlendirerek, sunmak gerekiyor. Son bir buçuk yıl içerisinde bir yasa bile Meclis’e bile gelmedi. Son seçimlerde, vatandaşlar bu durumdan rahatsız olduklarını seçim sonuçlarıyla bize gösterdiler. Buna neden olan insanları Meclis’ten bir bir ayıkladılar. Şu anda bir toparlanma dönemi yaşıyoruz. Göreve geleli iki ay oldu. Bu dönem umarım çok uzun sürmez. İcraatlara esaslı bir şekilde başlamamız gerekiyor. 


Mutlaka başarmalıyız dediğiniz hedefiniz var mı?

İnsanlara söz verdiğimiz ve olmazsa olmaz dediğimiz Siyasi Partiler Yasası, Seçim ve Halk Oylaması Yasası ve anayasa değişiklikleridir. İlk planda bu konuları başarmamız gerekir. Ancak birçok konuda ciddi eksikleri vardır. Bunları süratle gündeme getirmemiz lazım. Söz verdiklerimizi hayata geçirmedikten sonra samimiyetiniz sorgulanmaya başlar. Güven ortamını sağlayamazsınız. Şu anda da ülkede siyasilere ve meclise karşı ciddi bir güven erozyonu mevcuttur. Bu konuların bitirilip, kamu vicdanını derinden yaralayan konular ile ilgili, sonuçları halka açıklamamız gerekiyor ki güven tekrardan tesis edilmeye başlasın. Söz konusu adımların ardından toplum içerisinde aciliyet sırasına göre yapılması gereken yasalar ile çalışmalar yapılmalıdır.

 

“Spor, siyasetin dışına yerleştirilmeli”

En önemli sıkıntı olarak neyi görüyorsunuz?

Toplumdaki en önemli sıkıntı çözümsüzlüktür. Kıbrıs Sorunu, tüm sorunların önündedir. Bu konuda çözüm sağlanamazsa, ülkede gidebilecek nokta bellidir. Toplum, bu kadar da kötü bir durumu hak etmiyor. Cumhurbaşkanlığı değişikliğinin ardından, müzakereler duraksama dönemine girildi. Bir an önce görüşmelerin başlamadı gerekiyor.  Kıbrıs Sorunu, 2005’ten sonraki ivmesine tekrar dönmelidir. O dönem bizim ciddi kazanımlarımız olmuştu. Öte yandan Zürih’te geçtiğimiz gün yapılan KTFF ve KOP görüşmelerini, güven artıcı bir önlem olarak değerlendiriyorum. Bu adım Kıbrıs Sorunu’nda bir kıvılcım yakar. Umarım, diğer konular ile ilgili gösterge olur.  Süreci destekliyorum. Atılan bu adımın örnek olmasını, çözüm yönünde bir süreç başlatmasını ümit ediyorum. Bu fırsat iyi bir şekilde değerlendirilmelidir. Ancak tam anlamıyla teslimiyetçi bir anlayışı da kastetmiyorum. Görüşmeler devam etsin, ortak bir yol bulunsun. En azından sporu, siyasetin dışında bir konuma yerleştirelim. Bu konunun Kıbrıs Sorunu ile ilgili daha olumlu gidebilecek bir sürecin de başlangıcı olmasını diliyorum.

 

“Muhalefette ne söylediysek, onun arkasındayız”


Muhalefette farklı, iktidarda farklı davrandığınız durumlar var mı?

Muhalefette ne söylediysek, onun arkasındayız. Biz, hiçbir zaman sapmamız yok. Tek başına iktidar değiliz ve bunu kabullenmemiz gerekiyor. Meclis’te kendi programımızı uygulayabilecek siyasi gücümüz şu anda yok. Koalisyonda olduğumuzu unutmadan, kendi hedeflerimiz doğrultusunda icraatlar yapmaya gayret ediyoruz. Sizden farklı görüşleri ve siyasi programı olan bir partiyle şu anda hükümet ediyorsunuz. Tek başınıza sayınız yeterli değil. Şartlar nasıl gerektiriyorsa, o şekilde davranmaya çalışıyoruz.

 

CTP’ deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Parti içerisinde zor bir süreçten geçtik. Raporun basına yansımasıyla, parti içi tartışmaların deşifre edilmesi… CTP-BG tarihi boyunca bu tür tartışmalara tanık olmuştur. Belki de daha şiddetli tartışmalar yaşanmıştır. Ama o zaman konular tartışılır ve bir sonuca ulaşılırdı. O görüşe katılmasanız da onu desteklemek durumundaydınız. Parti disiplini bunu gerektiriyordu. Yaşananları doğum öncesi sancı olarak görüyorum. Hiç değişmeyen şey değişimdir. Parti içerisinde bir değişim yaşanıyor. Yenilenme yaşanıyor. Bir takım yeni jenerasyon insanlar parti içerisinde ağır ağır belli yerlere doğru ilerliyorlar. Esas yaşananlar bu değişimdir. Parti bir evrim geçiyor. Bunun sancılarını yaşıyoruz. Sosyalistseniz eğer bu evrime inanmanız gerekiyor. Kısa bir süre içerisinde bunu anlatacağız. Kurultay, bunu atlatmamız yönünde bir araç olur. Partililerin sağduyusuna inanıyorum. Ne kadar tartışsak da sağduyu galip gelir ve parti tekrar rayına oturur. Önemli olan temel ilkelerde sapma olmamasıdır. İdeolojik açıdan, hedefler ve partinin varoluş nedenleri açısından Parti içerisinde partililer arasında herhangi bir sorun yok. Bu konularda görüş ayrılığı da yok. Yöntem konusunda belki bazı tartışmalar olabilir. Parti disiplinin zayıfladığı yönünde tartışmalar olabilir. Bu açıdan bakıldığında doğru bir olay ama partinin sağduyusuna güveniyorum. CTP-BG kurultay döneminde çok daha güçlü bir şekilde ister tek aday, ister çok adaylı çok daha güçlü bir şekilde çıkacaktır. Partililer, siyasal görüşleri gereği bu tip olayları kendi disiplini içerisinde aşmayı bilen insanlardan oluşmaktadır. Bu yüzden, kısa bir süre içerisinde atlatacağız. Halkın, güvendiği ve bir şeyler yapabileceğine inandığı tek partidir. Halkın, CTP-BG’ye ihtiyacı vardır. Bu yüzden biran önce bizde kendimizi toparlayıp, halkın isteklerine yönelik icraatlar içerisine birlik halinde gitmeliyiz.

“Yorgancıoğlu, bir dönem daha parti başkanı kalmalı”

Bu dönem çok demokratik anlayışımız var. Ben geçtiğimiz iktidar döneminde de milletvekiliydim. O dönemi de biliyorum. Çok daha disiplinli bir yapı ve grubumuz vardır. Çok daha katılımcı anlayışımız vardır. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ama geçtiğimiz dönemi ‘yoktu’ diye eleştirmiyorum. Geçtiğimiz dönemde çok uzun süre parti meclisi toplantıları olmamıştı. Ancak bu dönem öyle değildir. Parti içerisinde ayrımcılık yapıldığına ben inanmıyorum. Özkan Yorgancıoğlu, yaklaşık iki buçuk yıldır görevdedir. Bu dönem içerisinde iki seçim geçirdi ve bu seçimlerde de parti başarılı olarak çıktı. Yorgancıoğlu, Başbakan olarak iki aylık bir süredir görevde duruyor. Bana göre, önümüzdeki dönem Yorgancıoğlu’na parti başkanı olarak kalması konusunda bu dönem fırsat tanınmalı.  Özkan Bey bir dönem daha başkanlığını yapmalı. Bu iki ay olmamalı. Parti içerisindeki sorunları başkana yüklemek haksızlık olur. Sorunlar sadece o değildir başka nedenler de olabilir. Dolayısıyla, bence diğer kurultaya kadar olan dönemde parti başkanı ve başbakan olarak kalması gerektiğini düşünüyorum. Ama bu bir demokratik kurultay olacak. Aday olup da başkan olmak isteyenler olabilir. Kişilerin en demokratik hakkıdır. Kurultayda yarış olurda, farklı bir genel başkan seçilirse de kriz olmaz. Doğal süreç ne ise icraatlar bu dönem içerisinde devam eder.

Haberler Haberleri