Evren İnançoğlu
evreninancoglu55@gmail.com
George Miller’in yönettiği post-apokaliptik film Furiosa: A Mad Max Saga vizyona girdi. Filmde, Furiosa, post-apokaliptik bir zamanda, Yeşil Bölge diye anılan, temiz su ve meyvelerle dolu bir bahçede doğayla iç içe bir komünde yaşamaktadır. Sosyo-ekonomik sistemlerin altyapısının çöktüğü bu kurak dünyada, Yeşil Bölge gibi bir cennetin nasıl var olduğu ve nasıl idame ettirildiği bir muammadır. Yeşil Bölge, ötekilere kapalı bir cennet midir? Burada yaşama imtiyazına sahip olanlar bunu başkalarıyla paylaşmak istemiyorlar mıdır? Film, Yeşil Bölge komününün nasıl bir toplum yapısına sahip olduğuna dair izleyiciye bir ipucu sunmaz. Yeşil Bölge’de yaşayanların tümü kadındır. Bu bize neyi söyler? Kafamızda türlü sorular tezahür ederken, filmin açılış sahnesinde Furiosa’nın Yeşil Bölge’ye dışarıdan gelen davetsiz misafirler tarafından evden kaçırılmasına şahit oluruz. Kaçırılma sahnesi adeta bir rüya sahnesi gibidir. Ekranda Furiosa’nın kaçırılmayla ilgili anısına şahit oluyor gibiyizdir. Yeşil Bölge bize nesnel olarak mı aktarılmaktadır yoksa Furiosa’nın evini zihninde yarattığı ya da uzun zaman sonra sarih olarak hatırlayamadığı haliyle mi görüyoruzdur? Soruların sayısı daha da artar. Evden kaçırılan Furiosa’nın bu saatten sonra tek amacı yolu bulup eve geri dönmektir. Bunun için birtakım girişimlerde bulunur. Bu arada önce annesini, sonrasında da diğer sevdiklerini kaybeder.
Gerçek, -evin aslında o kadar da cennet bir yer olmadığı- onu rüyadan uyandırmış ama rüyayı devam ettirebilmek için kurguyla dolu günlük gerçekliğe sığınmış gibidir. Böylelikle, evi hayalinde yaşatabilecektir. Uyanmak suretiyle, aslında uykusunu devam ettirmek isteyen Furiosa, Kafka karakterleri gibi yanlış bir gerçekliğe uyanmıştır. Furiosa, evden uzakta Ölümsüz Joe’nun ruhani topluluğuyla, anarşist ruhlu Dementus’un çetesi arasında kalır. Annesi ve bağ kurduğu Jack’in ölümünden sorumlu olan Dementus’a karşı Ölümsüz Joe’nun komününün bir parçası haline gelir. Tabii ki bu, geçici bir aidiyettir. Nihai amaç, eve, Yeşil Bölge’ye geri dönmektir. Eve dönme fikrinden hiç vazgeçmeyen Furiosa’nın eve dönme yönündeki girişimleri başarısız olur. Zamanla Ölümsüz Joe’nun komününde yükselen ve yaş alan Furiosa’nın bir noktada artık eve gerçekten dönmek istediğinden şüphe duymaya başlarız.
Filmin sonundaki Furiosa’nın intikamıyla ilgili alternatif senaryoları bir anlatıcının ağzından duymamız ve en son alternatifin gerçekleşmesinin sadece bir rüya ya da fantezide mümkün olması, filmin açılış sahnesindeki evin de düşsel olabileceği ihtimalini destekler. Zaten daha sonraki bir zamanda geçen Mad Max: Fury Road’da Furiosa, evi artık belli belirsiz hatırlayabilmektedir. Film, evin hiç var olmadığı opsiyonunu açıkça dışa vurmaz. Bu açıdan baktığımızda film yeterince radikal değildir. Ev gerçekse, geri dönüldüğünde Yeşil Bölge’nin nasıl bir yer olduğunun tasvir edilmesi gerekecektir: Topluluğun hiyerarşik yapısı nasıldır? Yeşil Bölge’de dışarıdan gelenlere yer var mıdır? Toplulukta neden hiç erkek yoktur? Furiosa’dan önce çekilen ancak onun hikayesinin devamı olan Mad Max: Fury Road’da Furiosa’nın ev dediği Yeşil Bölge’nin ortadan kalktığını öğreniriz. Yeşil Bölge’nin yok olması, filmin senaryosunu sayısız soruya cevap bulmaktan kurtarır. Filmin, post-apokaliptik bir dünyada Yeşil Bölge gibi bir yerin nasıl var olabildiği sorusuna yanıt bulmasına gerek kalmaz. Ev tüm sırlarıyla birlikte kaybolup gitmiştir. Furiosa’nın içinde bir bütün olacağı, dışarının çelişkilerinden azade evi, diğer tüm evler gibi düşseldir. Çocukluğu cennet olarak hatırlayıp hep ona dönmeye çalışan melankoliklerin kaçırdığı nokta tam da budur: Gerekli bir tahayyül olarak hayalimizde yaşattığımız ev aslında hiç var olmamıştır. Ne kadar çabalarsak çabalayalım Yeşil Bölge’ye asla geri dönemeyiz.